Ceza Hukuku

Ceza hukuku, haksız bir eylem ile bir başkasının şahsına veya malvarlığına verilen zararın egemen güç olan devletin koyulan yasalar ile ilgili haksız eylemi işleyeni cezalandırdığı kurallar bütününe denir. Bu kuralların toplandığı yasa Ülkemizde Türk Ceza Kanunu(kısaca TCK) olarak adlandırılmaktadır.

Ceza yargılamasına konu olacak haksız eylemi işleyen taraf kurallara bağlı bir biçimde bazı usul kuralları da gözetilerek cezalandırılmaktadır. Bu usul kuralları Türkiye’de Ceza Muhakemesi Kanunu(kısa adı ile CMK gözetilerek yapılmaktadır. Usul kuralları yani CMK gözetilerek yapılan yargılamalar hem suçu işlediği düşünülen şüphelinin hem de mağdur olduğunu iddia eden tarafın korunmasını bazı katı kurallar ile sağlamaktadır. 

Ceza Hukuku Nedir?

Ceza hukuku, suçlar ve cezaları içeren bir hukuk dalıdır. Ceza Hukuku genel hükümleri ve özel hükümleri olarak iki alt başlığa ayrılmaktadır.  Her ülkenin suç karşısında suçlu olan faile verilmesi gereken cezayı tayin etmede kullanılan kurallar bütününe ceza hukuku denir. İlgili kanunların düzenlendiği yer Ülkemiz bakımından Türk Ceza Kanunu’dur. Kanunların düzenlenmesi ile ilgili ülkede suç karşısında verilecek ceza kanun koyucu tarafından tayin edilip ilgili yargı makamları tarafından uygulanmaktadır.

Uygulanan bu cezaların takibi yani infaz işlemleri infaz savcılığında takip edilmektedir. Suçların infazı değerlendirilirken suça karışan failin ceza miktarı, işlediği suçun tipi, failin yaşı ve infaz hükümlerinde zaman içindeki değişiklikler göz önünde bulundurulup cezanın infazına etki etmektedir. Ülkemiz de Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan Ceza Tevkif Evleri aracılığı ile hapis cezaları bu birimde infaz edilmektedir.

Ceza Hukukunun Amaçları

Ceza hukukunun asli amacı suç karşısında failin cezalandırılması ile işlenen fiil dolayısı ile cezalandırılan ıslah edilip topluma yeniden kazandırılmasıdır. Ülkemizde işlenen suçtan sonra failin cezasını çekmesi ve topluma yeniden kazandırılması için çeşitli sosyal ve kamusal işlerde hükümlüler çalışmakta ve topluma bu şekilde uyum sağlamalarının önü açılmaktadır.

Ceza Hukukunun İlkeleri

Suç adı verilen hukuka aykırılığın ceza kanunlarından tarifi yapılan haline uygun olması halinde suç oluşmuş olacak ve bu da yasallık ilkesini yani kanunsuz suç ve ceza olmayacağına dayanan temel ilkeyi anlatmaktadır. Ceza kanunda yer alan suç tiplerinden birine uymayan haksız hareket suç oluşturmayacağından herhangi bir ceza tayini de bulunmadığından yapılan hareket/eylem haksız dahi olsa ceza kanununda herhangi bir suç olarak belirtilmemiş ise bu eylemden dolayı ceza da verilemeyecektir. 

Bir diğer ilkemiz ise aleyhe olan yasa maddesinin geçmişe yürütülemeyeceğidir. Diyelim ki bir suç işlediniz ve bu suçun cezası, suç işlediğinde 5 yıl olsun daha sonra yargılama aşamasında veya yargılama bitip infaz aşamasında iken bu kanun koyucu bu suçun cezasının daha fazla olması gerektiği konusunda yasa değişikliği yaptı ve suçun cezası 10 yıla çıkarıldı. Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan aleyhe olan yasanın geçmiş dönemde işlenen bir suça uygulanamamasından dolayı yine 5 yıl ceza tayin edilecektir.

Bir diğer ilke ise herhangi bir kusur olmadan suç işlenmesi halinde ceza alınıp alınmayacağıdır. Fail, kusursuz hareketi nedeniyle cezalandırılmaz. Ceza failin kusuru oranına göre verilir. Ceza hukuku esas olarak faili değil, fiili esas akmaktadır. Ceza Muhakemesinin olmazsa olmaz ilkeleri ise usulün yürütülmesinde göz önünde bulundurulması gereken ilkelere dayanmaktadır. Davasız yargılama olmaz ilkesinin esası hakkında ceza davası açılmayan bir kişi veya vakıa ile ilgili yargılama yapılamamasıdır.  Savcılığın yapacağı soruşturma sonucunda suç teşkil eden fiil ile suçu işleyen faili tespit ederek ceza davası açılması açması gerekir.

Maddi Gerçeğin Araştırılması İlkesinin esası ceza yargılamasında amaç maddi gerçeğe ulaşmaktır. Maddi gerçek, ceza yargılamasında elindeki tüm vasıtalar ile tarafların lehine ve aleyhine tüm delillerin toplanması ve yargılama ile suçun ortaya çıkarılıp ceza tayin ettirilmesini sağlamaktadır. Ceza yargılamasının amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Maddi gerçek, yaşanan gerçeğin delillerle temsil edilmiş şeklidir. Maddi gerçeği araştırma ilkesi, hakime taraf beyanlarıyla veya dosyadaki diğer delillerle yetinmeyip kendiliğinden araştırma yapma yükümlülüğü yükler. Yargıç, maddi gerçeğe ulaşmak için her türlü delili mahkemeye getirtip tartıştırmalı ve değerlendirmelidir.

Şüpheden Sanık yararlanır ilkesinin esası ise sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesin bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, ceza mahkumiyetinin, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiğidir.

Ceza Hukuku Makaleleri