Yargıtay 8. Ceza Dairesi E. 2021/14175, K. 2024/2011,  T. 4.3.2024

DAVA : Sanık hakkında verilen kararın; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü. 

KARAR : I. HUKUKİ SÜREÇ

1.Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2011 tarihli iddianamesiyle sanığın halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçundan cezalandırılması ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi istemiyle kamu davası açılmıştır. 

2. Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.09.2012 tarihli kararıyla sanığın halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir; karar 12.11.2012 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Sanığın denetim süresi içerisinde 22.03.2017 tarihinde basit yaralama suçunu işlediğinin ihbar edilmesi üzerine dosya yeniden ele alınmış ve hükmün 1 yıl 8 ay hapis cezası olarak açıklanmasına karar verilmiştir.

4. Sanık tarafından dosyanın istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 23.11.2020 tarihli kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz istemi; suç işleme kastının bulunmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına ve beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesi’nin kabulü;

1. Dava konusu olay, sanığın iki adet yakıt tankının üzerine elinde pet şişede benzin ile çıkarak çevrede bulunanlara “yaklaşmayın yakarım” diye bağırarak ve ardından bir miktar benzin döküp halk arasında endişe yaratmak için hayat bakımından alenen tehditte bulunarak atılı suçu işlediği iddiasına ilişkindir.

2. Sanık aşamalarda Akdeniz Üniversitesindeki yolsuzluklarla ilgili yaptığı başvuruların sonuçsuz kalması nedeniyle böyle bir yola başvurduğunu, eylemi kendisinin gerçekleştirdiğini ve suç işleme kastının bulunmadığını beyan etmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin kabulü;

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Sanığın eylemini; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinde bahsedilen saldırı ve savunma amaçlı olan silahtan sayılan benzinle gerçekleştirdiği anlaşıldığından; cezasında 5237 Sayılı Kanun’un 213. maddesinin ikinci fıkrası gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

1. 5237 Sayılı Kanun’un 213. maddesi “ (1) Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Suçun silahla işlenmesi halinde, verilecek ceza, kullanılan silahın niteliğine göre yarı oranına kadar artırılabilir.” şeklindedir.

2. 5237 Sayılı Kanun’un 213. maddesinde düzenlenen halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçunda korunan hukuki yarar, halkın hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlığı ya da malvarlığının, dolayısıyla, bireylerin taşıdığı, barış esasına dayalı bir hukuk toplumunda yaşadıklarına dair duygunun korunmasıdır. Bu suçun mağduru ise, toplumu oluşturan herkestir. Maddedeki anlamıyla halk tabiri, belirli bir yerde veya çevrede yaşamayan belirsiz sayıdaki kişilerdir.

3. Bu açıklamalar ışığında; oluş, tüm dosya kapsamı, sanığın tankın üzerine çıkarak, tanka benzin döküp, çevredeki insanlara “yaklaşmayın yakarım” şeklinde bağırmak suretiyle atılı eylemi kendisinin gerçekleştirdiğine dair kabulü birlikte değerlendirildiğinde; tankın üzerine döktüğü benzini yakması ve tankın patlaması durumunda çevrede olan belirsiz sayıdaki insanların hayatlarına ve mallarına zarar gelmesi endişesine kapılmasına neden olduğu anlaşıldığından mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik bulunmamaktadır.

4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

SONUÇ : Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 23.11.2020 tarihli kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 Sayılı Kanun’un 289. maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 Sayılı Kanun’un 302. maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 Sayılı Kanun’un 304. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.03.2024 tarihinde karar verildi.

KARAR ÖZETİ: Sanık hakkında halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçundan kamu davası açılmıştır. Temyiz sebepleri arasında, sanığın suç işleme kastının olmadığı, suç unsurlarının oluşmadığı ve beraat kararı verilmesi gerektiği yer almaktadır. Mahkemece, sanığın eyleminin halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla gerçekleştiği ve bu nedenle cezai yaptırımın gerektiği belirtilmiştir. Suçun silahla işlenmesi nedeniyle cezanın artırılması gerektiği vurgulanarak sanığın temyiz isteminin esastan reddine oybirliğiyle karar verilmiştir.

KONU ÖZETİ: TCK’nın 213.maddesinde Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun silahla işlenmesi halinde, verilecek ceza, kullanılan silahın niteliğine göre yarı oranına kadar artırılabilir.” Denilerek toplumun hayatı, sağlığı, vücut ve cinsel dokunulmazlığı veya malvarlığı korunma altına alınmıştır. Suçun mağduru toplumdurToplumda fiilen endişe, korku ve panik yaratılmış olması gerekmemekte, suçu oluşturan davranışların halk üzerinde endişe, korku veya panik yaratabilecek nitelikte olması yeterli görülmüştür.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir