Ankara 62. İş Mahkemesi 2024/ 59-E Sayılı Kararı

İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından mahkememize verilen dilekçe incelendi. 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili 29/04/2024 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin böbrek kanseri olduğunu, tedavisinin Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yapıldığını, tedavisi yapan doktorlar tarafından durum bildirir sağlık kurulu raporunda böbrek karsinomu nedeniyle opere olan ve hastalık tekrarlanmaması adına adjuvan pembrolizumab tedavisi başlanan hastanın mevcut durumda tedavisi hastalıksız sağsağkalımı nüksü azalttığı için verildiğini, belirten durum bildirir raporuna istinaden “PEMBROLIZUMAB” etken maddeli “KEYTRUDA” isimli ilaç bedellerindeki değişimden etkilenmeksizin sürekli ve kesintisiz şekilde davalı kurum tarafnıdan karşılanması için takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 

Dava dosyası incelendiğinde davacı Yxxxxx Kxxxxx’nın Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden almış olduğu ilaç kullanım raporu, e-reçete ve manuel reçete bilgilerinin bulunduğu, bu haliyle davacının ilacını kullanmasının tıbbi zorunluluk ve yaşamsal gereklilik olduğunun bildirildiği görülmüştür.

 Bilindiği gibi geçici hukuki koruma olarak adlandırılan ihtiyati tedbir Kurumu HMK 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan madde uyarınca; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir…”HMK’nin 390/3. maddesine göre de anılan koşullar dışında davanın esası yönünden haklılığın yaklaşık olarak kanıtlanması aranmaktadır.

 Somut olayda; davacının böbrek kanseri teşhisiyle tedavi gördüğü ve  “PEMBROLIZUMAB” etken maddeli “KEYTRUDA” isimli ilaç bedelinin SGK tarafından karşılanmaması nedeniyle 02.02.2024 tarihinde tedavisini sürdürebilmek için ilaç bedelinin karşılanması amacıyla  Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına başvurduğu, talebin SGK Ankara Bahçelievler Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından ilacın Sağlık Uygulama Tebliği Ek-4/A listesinde yer almadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır. 

Bilindiği gibi T.C. Anayasanın 56. Maddesinde Sağlık ve Yaşama Hakkı düzenlenmiş, 60. maddesinde de Sosyal Güvenlik Hakkı yer almaktadır. Anılan 56. madde Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlığını taşımakta olup, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. 

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.  Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliği gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elde planlayıp hizmet vermesini düzenler.  Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir. ” şeklindedir.  T.C. Anayasasının 60. maddesi ise; Sosyal Güvenlik Hakkı başlığı taşımakta olup, herkesin Sosyal Güvenlik Hakkına sahip olduğu ve devletin Sosyal güvenliği sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilat kuracağı kabul edilmiştir. 

Yukarıda açıklanan ihtiyati tedbir koşullarına döndüğümüzde davacının tedavisinin sürdürülmemesi halinde ciddi bir zararın meydana geleceği açıktır. Böbrek Kanseri tedavisi gören davacının etkin ilacı kullanmaması nedeniyle Anayasal güvence altında olan sağlık ve yaşama hakkından mahrum kalacaktır. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlüdür. Diğer bir anlatımla temel insan hakkı olan yaşama hakkının korunması devletin temel görevleri arasındadır. Diğer yandan Sosyal devlet sosyal güvenlik hakkı kapsamında devletin sosyal güvenliği sağlama yükümlülüğü de vardır. Davacının yaşama hakkını tehdit eden hastalığın tedavisi devletin Anayasal görevleri arasındadır. Tedavi giderlerinin karşılanmaması davacının yaşama hakkını ihlal niteliğinde olabilecek ve davacı için telafisi imkansız zararlara neden olabilecektir. İhtiyati tedbirin koşulları somut olayda gerçekleştiğinden davacının ilaç bedellerinin kurum tarafından karşılanmasına ilişkin tedbir isteminin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir: 

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390/3. Maddesine göre davacının iddiasını yaklaşık olarak ispat ettiği, dosya içerisinde mevcut davacı Yxxx Kxxxxxxx’nın Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden almış olduğu ilaç kullanım raporu, e-reçete ve manuel reçete bilgilerinin bulunduğu, ilaç kullanım raporunda hastanın 21 günde bir  Pembrolizumab 200 mg/gün ilacını 6 ay kullanmasının uygun olduğunun gerektiğinin belirtildiği, söz konusu ilacın kullanılmaması durumunda; hastanın sağlığını ciddi hızlı ve geri dönüşü olmayan bir bozulmaya ve ölüme ya da yaşam belirtisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya veya hastanın kaybına sebep olabileceği bu haliyle davacının ilaçlarını kullanmasının tıbbi zorunluluk olduğunun göz önünde bulundurularak tedbirin şimdilik kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR :

 Yukarıda açıklanan nedenlerle;

İhtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜNE, davacı 2xxxxxxxxx T.C. Kimlik Numaralı Yxxxx Kxxxxxxx’nın tedavisi için gerekli “PEMBROLIZUMAB” etken maddeli “KEYTRUDA” ilacının karar tarihi olan 30/04/2024 tarihinden başlamak suretiyle 6 aylık süre boyunca Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından bedelsiz ve kesintisiz olarak karşılanmasına ve İlacın ithali için gerekli ödemenin doğrudan ithale yetkili Türk Eczacıları Birliğine yapılmasına,  Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) haftalık süre içerisinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/04/2024

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir