Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02.11.2021 Tarih, 2021/734-E 2021/1315-K 

Açıklanan maddi ve hukukî olgular ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davalı işyerinde sendikal örgütlenme olduğu, toplu iş sözleşmesi düzeni bulunduğu ve davacı işçinin sendika üyesi olarak toplu iş sözleşmesinden yararlandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının talep ettiği fark işçilik alacaklarının hesaplanabilmesi için, kanunda öngörülen kayıt ve belgeleri tutma ve işçinin bilgisine sunmakla yükümlü olan işverenin sunacağı bordrolara ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü fark işçilik alacaklarının belirlenebilmesi muhasebe işlemini gerektirmekte olup işçiye ödenmesi gereken ile ödenen arasındaki fark tutar ancak bordroların tetkiki ile saptanabilir.O hâlde, toplu iş sözleşmesi artışlarından kaynaklanan alacaklarını belirlemesi, davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu dikkate alındığında kendisinden beklenemeyeceği gibi söz konusu alacakların belirlenebilme si için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ve tahkikata ihtiyaç duyulduğundan, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi yerindedir. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.06.2019 tarihli ve 2016/22-2747 E., 2019/781 K.; 21.01.2020 tarihli ve 2017/22-2198 E., 2020/29 K.; 16.03.2021 tarihli ve 2020/(22)9-435 E., 2021/272 K. sayılı kararlarında da aynı sonuca varılmıştır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davalı … Bakanlığının kamu kurumu olduğu, toplu iş sözleşmelerinin sendika vasıtasıyla elde edilebileceği, dava dilekçesinde fark işçilik alacaklarının neden kaynaklandığının açıkça belirtildiği, sendika üyesi olan davacının çalışma süresini ve ücret miktarını belirleyebileceği, belirsiz alacak davasının koşullarının bulunmadığı, açıklanan nedenlerle direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. Hâl böyle olunca direnme kararı yerindedir. Ne var ki, Özel Dairece bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir. 

IV. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, 1- Davacı vekilinin temyizi yönünden mahkemece verilen temyiz is teminden vazgeçmiş sayılmasına dair 10.06.2021 tarihli EK KARARIN ONANMASINA (III-A) oy birliği ile, 2-Davalı vekilinin temyizi yönünden direnme uygun bulunduğundan işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE (III-B) oy çokluğu ile, Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.11.2021 tarihinde kesin olarak karar verildi.

KARAR ÖZETİ:

Toplu iş sözleşmesine dayanan alacakların tahsili için kısmi alacak davası mı belirsiz alacak davası açılacağı noktasında yargı içtihatlarında çelişkili kararlar bulunmaktadır. Burada kısmi alacak davası ile belirsiz alacak davasını açıklığa kavuşturmakta fayda bulunmaktadır. 

Belirsiz Alacak Davası alacak miktarının davanın açıldığı tarihte tam olarak tespit edilememesi durumunda açılan dava türüdür. Bu dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır:

(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.”

Kısmi Alacak Davası ise; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır:

(1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. (3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.”

Şu halde Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsiline yönelik açılacak davalar “Belirsiz alacak davası” olarak açılabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu anılı kararda da toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsiline yönelik açılacak davaların belirsiz alacak davası olarak ikame edilebileceğini belirtmiştir. 

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir