Yaralanmalı Trafik Kazası Tazminat Davası

Yaralanmalı trafik kazası tazminat davası, kaza sonucu yaralanan kişi ya da kişilerde oluşan ekonomik veya fiziksel zararlar için talep edilebilecek bir tazminat türüdür. Yaralanmalı trafik kazası neticesinde oluşan zararların kanıtlanması ve sorumluluğun belirlenmesiyle maddi ve manevi tazminat talep edilebilir.

Sigorta Hukuku Davaları

Yaralanmalı Trafik Kazalarında Talep Edilebilecek Tazminat Çeşitleri

Yaralanmalı trafik kazası sonucu yaralanan kişi ya da kişiler tazminat sorumlusuna karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişinin yakınları sadece, yaralanan kişinin ağır bedensel bir zarara maruz kaldığı veya uzuv kaybı yaşadığı durumlarda manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Maddi tazminat talebinde bulunma hakları ise yoktur. Yaralanmalı trafik kazası sonucu yaralanan kişi ya da kişiler şu zararları talep edebilir:

Tedavi Giderleri

Kaza sonucu tedavi süresince yapılan ameliyat, fizik tedavi, hastane masrafları, ilaç masrafları gibi giderler söz konusu kazaya neden olan kişi ya da kişilerden, araç maliklerinden, sigorta şirketlerinden ve kanunen belirlenen diğer kişi veya bu kişilerin mirasçılarından talep edilebilir.

Kazanç Kaybı

Yaralanmalı trafik kazası neticesinde yaralanan kişi, bazen geçici bazen de kalıcı iş gücü kayıpları yaşamaktadır. Kaza sebebiyle uğranılan bu zararlar kazaya neden olan kişi ya da kişilerden, araç malikinden, sigorta şirketinden ve kanunda belirlenen diğer kişi ya da bu kişilerin mirasçılarından talep edilebilir.

Ayrıca, trafik kazası sonucu yaralanan kişi, tedavi süresince çalışsaydı kazanabileceği maddi kayıpları da kazada sorumlu olan kişi ya da kurumlardan veya kanunda belirlenen diğer kişilerden talep edebilir.

Çalışma Gücünün Azalmasından veya Kaybından Doğan Kayıplar

Yaralanmalı trafik kazası sonucu yaralanan kişi ya da kişiler geçici veya sürekli iş gücü kayıpları yaşayabilir. Kalıcı iş göremezlik durumunda yaralanan kişinin iş göremezlik oranı ilgili kurumlarca düzenlenecek olan rapora göre belirlenir. Kişinin alacağı tazminat miktarına ise ilgili mahkeme karar verir. Geçici iş göremezlik durumunda ise, yaralanan kişinin tedavi masrafları, ameliyat masrafları, iyileşme sürecinde yapılan her türlü tedavi harcamaları gibi masraflar talep edilebilir.

Ekonomik Geleceğin Sarsılmasından Doğan Kayıplar

Yaralanmalı trafik kazası neticesinde sakatlanan kişiler, eğer kaza olmasaydı sağlıklı halleriyle gelecekte elde etmeleri beklenen gelirleri yani ekonomik geleceklerinin sarsılmasından doğan kayıplarını ilgili kişi ya da kurumlardan talep edebilirler. Bu zarar hesaplanırken yaralanan kişinin yaşı, mesleği, söz konusu zararın yaralanan kişinin geleceğini ne ölçüde etkilediği gibi unsurlar göz önünde bulundurulur.

Manevi Tazminat

Yaralanmalı trafik kazalarında yaralanan kişiler çektikleri acı, üzüntü, psikolojik yıkıntı, keder nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler. Manevi tazminat miktarı uğranılan zararın şiddetine ve söz konusu zararın kişide yarattığı ruhsal çöküntüye göre belirlenir. Yaralanan kişinin ağır bedensel zarara maruz kaldığı durumlarda, zarar görenin yakınları da manevi tazminat talep etme hakkına sahip olur.

Yaralanmalı Trafik Kazalarında Tazminat Nasıl Belirlenir?

Trafik kazalarında tazminat miktarının belirlenmesi, kaza sonrası oluşan zararların tazmin edilmesi için önem arz etmektedir. Yaralanmalı trafik kazalarında tazminat miktarı belirlenirken, kaza sonrası oluşan zararın boyutu, zarar görenin mesleği, yaşı, maaşı, sürekli veya geçici sakatlık derecesi gibi hususlar göz önünde bulundurularak bir hesaplama yapılır. 

Ayrıca, tazminat miktarı belirlenirken kazadan sorumlu kişilerin sorumluluk oranları da dikkate alınmalıdır. Yani kişiler kazadaki sorumlulukları oranında tazminat ödemekle yükümlü olmalıdır. 

Mesela, meydana gelen kazada tek sorumlu varsa o kişi tazminatın tamamını ödemekle yükümlüdür. Ancak kazanın meydana gelmesinde iki tarafın da sorumluluğu varsa taraflar kusurları oranında tazminat öderler.

Yaralanmalı Trafik Kazalarında Sigorta Ne Kadar Öder?

Yaralanmalı trafik kazalarında sigorta şirketinin ödeyeceği miktar, meydana gelen kazanın şartlarına ve kaza sonucu yaralanan kişi ya da kişilerin yaralanma derecelerine göre değişiklik arz etmektedir. Sigortanın ödeyeceği tutar aracın türü, yaralanmaların ciddiyeti, geçici ya da sürekli iş gücü kaybı gibi faktörlere bağlı olmakla beraber net bir miktar belirtmek mümkün değildir.

Yaralanmalı Trafik Kazası İçin Açılan Dava Ne Kadar Sürer?

Yaralanmalı trafik kazası için açılan dava süresi, mahkemenin yoğunluğuna davanın zorluk derecesine ve kapsamına, yaralanan kişinin iyileşme sürecine göre değişmektedir. Tüm bu faktörler göz önüne alınarak yaralanmalı trafik kazası için açılan davanın ortalama 1-1,5 sene süreceği söylenebilir.

Yaralanmalı Trafik Kazalarında Tazminat Yargıtay Kararları

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 01.06.2021 T., 2021/9671 E., 2021/2136 K.

DAVA : Davacı … vekili Av. … tarafından, davalı … aleyhine 08/01/2013 gününde verilen dilekçeyle trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/02/2015 tarihli kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : Davacı vekili; davalı … şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu aracın tek taraflı trafik kazası neticesinde müvekkilinin yüzünde ve elinde sabit iz bırakacak şekilde yaralandığını belirterek iktisadi geleceğinin sarsılmış olmasından dolayı maddi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 28.02.2014 tarihli raporu ile meydana gelen kaza nedeniyle davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiği ve sürekli maluliyet tayini olmadığına ilişkin raporu doğrultusunda davacının bedensel zarara yönelik talebinin sübut bulmadığı, davacının yapmış olduğu meslekte göz önünde bulundurulduğunda ekonomik geleceğinin sarsılmasından söz edilemeyeceği, davacı tarafın açıkça estetik operasyona ilişkin bir talebi de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 Sayılı TBK m. 54) gereğince davacının uğradığını iddia ettiği cismani zararların tazminine ilişkin olup, sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.

Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar BK m. 46/I’de “iktisaden mahrum kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zararlar” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir.

Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır. Hatta bu kişiler ihlâl ?ili neticesinde işlerinden tamamen de çıkarılabilirler.

Vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ekonomik geleceğin sarsılması özellikle mesleği nedeniyle bazı kişiler bakımından ayrıca önem arz etmektedir. Örneğin, vücut bütünlüğü ihlâl edilen bir sinema sanatçısının, halkla ilişkiler bölümünde çalışan bir kişinin yüzünde sabit bir iz kalması bu kişilerin çalışma güçlerinde ?ilen bir eksiklik meydana getirmemekle birlikte iş bulmalarını imkânsızlaştırabilecek, zorlaştırabilecek ya da kariyer olarak yükselmelerine engel olabilecektir. Bu gibi durumlarda zarar gören ekonomik geleceği sarsılarak zarara uğratılmış olur (Oğuzman Kemal/Öz Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. B, İstanbul 2009, s. 562).

Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin okul öncesi öğretmenliği mezunu olduğu, bu meslek dalında yüz güzelliğinin önemli olduğunu, müvekkilinin yüzünde meydana gelen bu iz mesleğinin icrasına engel nitelikte olmasa da mesleğinin icra etmekte engel teşkil ettiğini, ekonomik geleceğinin bu nedenle sarsıldığını beyan etmek suretiyle, ekonomik geleceğinin sarsılması nedeni ile maddi tazminat talep etmiş, mahkemece bu hususlarda araştırma ve inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile davacının yoksun kaldığı ekonomik geleceği nedeniyle uğradığı bir zarar söz konusu olmadığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Dosya kapsamından davacının Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Çocuk Gelişimi bölümünden mezun olduğu anlaşılmaktadır. Kaza nedeni ile yaşadığı travma, yaralanma bölgeleri ve şekli, bu hali ile öğrenim gördüğü bölüm dikkate alındığında davacının ekonomik geleceğinin sarsılmış olma ihtimalinin daha detaylı olarak araştırılması ve bu yöndeki olumlu/olumsuz kararın yeterli gerekçeler ile verilmesi gereklidir.

Şu durumda mahkemece yapılacak iş, davacının kaza tarihinde çalışıp çalışmadığı belirlendikten sonra, yüzünde sabit iz oluştuğuna ilişkin iddiasına yönelik Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan, davacı bizzat hazır edilerek yeni ve denetime uygun bir rapor alınarak, daha sonra yüzde sabit izin tespiti halinde, davacının yaşı, medeni hali, sosyal durumu ve mesleği dikkate alınmak suretiyle, davacının varsa yaralanması nedeni ile ekonomik geleceğin sarsılması sonucu oluşan zararın uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 01/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 24.12.2019 T., 2018/1960 E., 2019/6280 K.

DAVA : Davacılar …, kendisine asaleten … ve M. Bağcı’ya velayeten … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 30/04/2013 gününde verilen dilekçeyle trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı … yönünden davanın reddine, diğer davacılar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen 03/05/2016 tarihli kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 24/12/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden … vekili Avukat … ile karşı taraftan davalı vekili Avukat … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davacılardan … yönünden reddine, diğer davacılar yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar vekili, 22/03/2013 tarihinde davalının işleteni ve sürücüsü olduğu araçla müvekkillerinden …’ya çarpması neticesinde müvekkilinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını ve iyileşemeyerek sakat kaldığını, bu durumun annesi, babası ve kardeşi olan diğer davacıları da derinden üzüp etkilediğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davacılar …, …, … yönünden davanın feragat nedeniyle, davacı annenin kızı … ile birlikte yaşadığını ve olay sonrası tedavisi ve bakımıyla ilgilendiğini ispatlayamadığı ve manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacı … Bağcı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” şeklindedir. TBK’nun 56/2. maddesinde, ağır bedensel zarara uğrayan kişinin yakınlarının uğradıkları zararlar düzenlenmiştir. Bu gibi kimselerin, yakınlarına duygusal bağları açısından, bir yakının bedensel bütünlüğünün ihlalinde, doğrudan doğruya kendi kişilik hakkı açısından saldırıya uğradığı ve bu nedenle manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir.

Bir kimsenin cismani zarara maruz kalması durumunda onun (ana, baba, eşler, kardeş, nişanlı gibi) yakınlarından birinin aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa, onlar da manevi tazminat talep edebilirler. Çünkü bu durumda onların zararları ile haksız eylem arasında illiyet bağı vardır ve zararlarının niteliği itibariyle onların da ihlal edilen normun (56. maddenin) koruma alanı içinde bulunduklarının ve hukuka aykırılık bağının gerçekleştiğinin ve manevi tazminat talep edebileceklerinin kabulü gerekir.

Somut olayda dosya kapsamında bulunan raporlara göre; davacı …’nın geçirdiği kaza sonucunda vücut genel çalışma gücünden % 100 oranında kaybettiği, sürekli olarak iş görmezlik halinde kaldığı, devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olduğu ve ağır bedensel zarara uğradığı anlaşılmaktadır. Davacı anne, olay tarihinde yürürlükte olan 6098 Sayılı TBK’nun 56/2. maddesi uyarınca kızının ağır yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacının manevi tazminat isteme hakkı, velayet hakkına bağlı olmayan ve ağır yaralananın annesi sıfatıyla istenmiş bir manevi tazminattır. Davaya konu olayın davacı annede manevi zarar doğuracağı açıktır.

Şu halde mahkemece, davacılardan anne … yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı yararına takdir olunan 2.037,00.-TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir