Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti 19/07/2022 – 2022.E.259260, 16/01/2023 – K-2023/8827sayılı kararı

                                                  UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

…………………. Sigorta Anonim Şirketi ile yaşandığı beyan edilen uyuşmazlık talebinin konusu, sigorta kuruluşuna Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta (ZMMS) poliçesi ile sigortalı olan 006 xx 0606 plakalı aracın başvuru sahibinin 34 xx 3434 plakalı aracında 22.05.2022 tarihli kaza nedeniyle yol açtığı iddia edilen değer kaybı zararının karşılanmadığı iddiasıyla karşılanmamış olan değer kaybı zararının tespit edilerek sigorta kuruluşundan tahsiline karar verilmesine ilişkin talebi içermektedir.

 

Sigorta Tahkim Komisyonu Kararları

Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvurunun incelenmesini müteakip dosya Hakemliğimize havale edilmiş ve Hakemliğimizce yargılamaya başlanmıştır. 6100 sayılı H.M.K. 423. madde ile 428. madde hükümleri gereğince tarafların hukuki dinlenilme haklarına dair işlemler ile tarafların iddia, savunma ve başvuru konusu olay ile ilgili delillerini bildirmeleri için ön incelemeye hazırlık işlemlerinin Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yerine getirildiği anlaşılmış, dosyada sunulan belgeler, tarafların iddia ve savunmaları üzerinde gerekli incelemeler yapılmıştır.

Uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle Sigorta Tahkim Usulü ve Sigorta Hakemlerine İlişkin Tebliğ hükümleri ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/23 maddesi dikkate alınarak 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (H.M.K.) 424. ve 429. madde hükümleri gereğince yargılamanın dosya üzerinden yürütülmesine ve dosya kapsamı itibariyle duruşma yapılmasına gerek olmadığına karar verilmiştir

Tahkim dosyasında yer alan taraf beyan ve itirazları Hakemliğimizce irdelenmiş akabinde dosyanın bilirkişiye tevdi ile;

  1. Başvuru sahibine ait araçta uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybının Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 E, 2020/40 K. sayılı kararı ile sigorta hukukunda geçerli olan gerçek zarar ilkesi uyarınca ne olduğunun tespiti,
  2. Sigortalı aracın ZMMS poliçesi 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenmişse ayrıca 04.12.2021 tarihli ZMMS Genel Şartları uyarınca da tespiti,

ile ilgili tarafların iddia, beyan ve itirazlarını karşılar mahiyette seçenekli şekilde bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiştir.

Bilirkişi ücreti başvuru sahibi tarafça süresinde yatırılmış, dosya Sigorta Tahkim Komisyonu Bilirkişi Listesi’nde kayıtlı olan Bilirkişi Yxxxxx xxx’e tevdi edilmiş akabinde hazırlanan bilirkişi raporu varsa beyan ve itirazlarını bildirmek üzere taraflara Sigorta Tahkim Komisyonu sistemi vasıtasıyla tebliğ edilmiştir.

Başvuru sahibi vekili tarafından bu süre içerisinde ıslah yoluna müracaat edilmiştir. Dosyaya sunulan ıslah dilekçesi, ıslaha karşı verilen beyan süresini gösterir ara karar ile birlikte 17.11.2022 tarihinde sigorta kuruluşu vekiline eposta yoluyla tebliğ edilerek beyanda bulunmak üzere 3 iş günü kesin süre verilmiştir.

Uyuşmazlık konusu olan tutar ıslah işlemi ile birlikte 24.000,00 TL’yi aştığından 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30’ncu maddesi ve 29.04.2022 tarihli Sigortacılık Kanunu’nun 30’ncu Maddesinin On İkinci ve On Beşinci Fıkralarında Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ gereği Hakem Heyeti teşekkülü sağlanmış ve yargılamaya devam edilmiştir.

Sigorta kuruluşu vekili tarafından özetle, başvuru sahibine ait aracın kilometresi ve geçmişte 3 adet hasar kaydı bulunduğu dikkate alındığında bilirkişi raporunda tespit edilen değer kaybı tazminatı tutarının fahiş olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.

Ancak dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle başvuru sahibine ait araçta meydana gelen değer kaybı Yargıtay içtihatlarında aranan kriterlere haiz bir şekilde kaza tarihi itibariyle tespit edilmiş olduğundan ve başvuru sahibine ait aracın rayiç değerinin tespiti sırasında kilometresi ile geçmiş hasar kayıtları dikkate alınmış olduğundan sigorta kuruluşunun bilirkişi raporuna itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Dosya kapsamı dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

Başvuru sahibi vekili başvuru dilekçesinde özetle; 22.05.2022 tarihinde sigorta kuruluşu nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan 006 xx 0606 plakalı araç ile başvuru sahibine ait 34 XX 3434  plakalı aracın trafik kazasına karıştıklarını, bahse konu kazanın sigorta kuruluşu tarafından sigortalanmış olan araç sürücüsünün kusurlu tutum ve davranışları sonucunda gerçekleştiğini, başvuru sahibinin aracında uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle değer kaybı meydana geldiğini, değer kaybının ZMMS poliçesinin kapsamı içerisinde yer aldığını, sigorta kuruluşuna durumun 30.05.2022 tarihinde ihbar edildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL (ıslah ile 25.000,00 TL) değer kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte sigorta kuruluşundan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin sigorta kuruluşu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Başvuru sahibi taraf iddia ve taleplerine dayanak olarak; hasar fotoğraflarını, kaza tespit tutanağını, ruhsat suretlerini, sürücü belgesi suretini, kimlik belgesi suretini ve sigorta şirketine müracaat yazısını delil olarak sunmuştur.

Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

Sigorta kuruluşu vekili cevap dilekçesinde özetle; başvurunun hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle belirsiz alacak davası olarak yapılamayacağını, sigorta kuruluşunun poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, uyuşmazlık konusu kazanın meydana gelmesinde başvuru sahibine ait araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının geçmişe yürümeyeceğini, değer kaybına ilişkin hesaplamanın ZMMS Genel Şartları’ndaki hesaplama yöntemi uyarınca yapılması gerektiğini, teminat kapsamı dışında kalan hallerin dikkate alınması gerektiğini, avans faizi talep edilemeyeceğini, başvuru sahibi lehine 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek başvurunun reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin başvuru sahibi taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Sigorta kuruluşu taraf iddia ve taleplerine dayanak olarak; ZMMS poliçesini delil olarak sunmuştur.

UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümleri

 DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 Değerlendirme

Taraflarca ibraz edilen belge ve bilgiler kapsamında uyuşmazlığın, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) poliçesi kapsamına ilişkin olduğu, 22.05.2022 tarihinde sigorta kuruluşu nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan 006 xx 0606 plakalı araç ile başvuru sahibine ait 34 xx 3434 plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda başvuru sahibine ait araçta meydana gelen değer kaybı zararının sigorta kuruluşu tarafından karşılanmamış olduğu iddiasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, başvuranın kaza tarihi itibariyle araç maliki sıfatını taşıdığı, aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinin ise aynı tarih itibariyle zarara sebebiyet verdiği iddia olunan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu görüldüğünden, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu tespit edilmiştir.

Dava şartları yönünden yapılan değerlendirmede ise başvurunun görülmesine engel bir eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girilmiştir.

 Gerekçeli Karar

 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinin 1. fıkrası “..Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar…” hükmü ile karayolunda işletilen araçlara ilişkin işletenin sorumluluğu düzenlenmiş, aynı Kanunun 91. maddesi ise 85. madde ile belirlenen işletenin sorumluluğunun sigortacıya devrini öngörmüştür.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1409’ncu maddesinde ise sigortacının, rizikonun gerçekleşmesi durumunda doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu düzenlenmiştir. 09.10.2020 tarih ve 31269 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 17.07.2020 tarih ve 2019/40 E. 2020/40 K sayılı Anayasa Mahkemesi iptal kararı sonrası Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmünü haizdir.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. Sigortanın Kapsamı maddesi, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” hükmünü içermektedir.

Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinde araçlarda meydana gelen değer kaybının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının kapsamı içerisinde olduğu özel olarak düzenlenmiştir.

Değer kaybı zararının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında bulunması, Yargıtay kararlarının da bu yönde olması nedeniyle aleyhine başvuru yapılan sigorta kuruluşunun, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalamış olduğu araç sürücüsünün kusuru oranında başvuru sahibinin aracında meydana gelen değer kaybı zararını karşılama sorumluluğu bulunmaktadır.

Sigorta kuruluşuna huzurdaki başvuru yapılmadan önce gerekli müracaatın 30.05.2022 tarihinde yapılmış olduğu dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmakla birlikte sigorta kuruluşu tarafından yapılan bu başvuruya istinaden başvuru sahibinden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 97’nci maddesinde düzenlenen 15 günlük süre içerisinde evrak talep edildiğini gösterir veya eksik evrak bulunduğunu bildirir herhangi bir delil veya belge de dosya kapsamında bulunmadığından tahkim başvurusundan önce sigorta kuruluşuna yapılması gerekli olan başvurunun yapılmış olduğu Hakemliğimizce kabul edilmiştir.

Kazayı ve kaza yerini fiilen inceleyen kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağı kusur dağılımı yönünden denetime elverişli olduğundan, anılan tutanağın tetkikinden uyuşmazlık konusu kazanın sigortalı araç sürücüsünün kavşaklarda geçiş önceliği kuralını ihlal etmesinden dolayı meydana geldiği, başvuru sahibine ait araç sürücüsünün ise uyuşmazlık konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı tespit edildiğinden ve bahse konu tespitin hatalı olduğunu gösterir herhangi bir somut delil sigorta kuruluşu tarafça dosyaya sunulmamış olduğundan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 30’da düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereğince, kusur konusunda bilirkişi raporu alınmasına hukuken ihtiyaç olmadığına Hakemliğimizce karar verilmiştir.

Başvuru sahibinin aracında uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle meydana gelen ve sigorta kuruluşu tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında karşılanmamış olan değer kaybının mevcut olup olmadığının tespiti ise özel ve teknik bilgi gerektiğinden dosyanın bilirkişiye tevdi ile uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle başvuru sahibinin aracında meydana gelen ancak sigorta kuruluşu tarafından karşılanmamış olan değer kaybının mevcut olup olmadığı varsa tutarının ne olduğunun tespitine ilişkin bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiştir.

Uyuşmazlık konusu poliçenin tanzim tarihi 04.12.2021 tarihinden önce olduğundan başvuru sahibinin aracında uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybı Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 E., 2020/40 K. sayılı kararı, Yargıtay içtihatları ile sigorta hukukunda geçerli olan gerçek zarar ilkesi gereğince piyasa koşulları uyarınca rayiç değer farkına göre bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 14.10.2021 tarih ve 2021/2043 E. 2021/6867 K. sayılı kararı) (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 16.02.2022 tarih ve 2019/1470 E., 2022/272 K. sayılı kararı) (Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 15.10.2020 tarih ve 2020/727 E., 2020/919 K. sayılı kararı) (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 25.03.2022 tarih ve 2021/21252 E. 2022/5913 K. sayılı kararı)

Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, uyuşmazlığa konu trafik kazası neticesinde başvuru sahibine ait araçta meydana gelen değer kaybının 25.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.

Bilirkişi raporunda anılan tespit yapılırken başvuru sahibine ait aracın uyuşmazlık konusu kazadan önceki ve kazadan sonraki onarılmış halinin rayiç değerleri esas alınmıştır. Aracın rayiç değerleri kaza tarihi itibariyle tespit edilmiştir.

Değer kaybının tespiti sırasında başvuru sahibine ait aracın markasının, modelinin, kilometresinin, uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle meydana gelen hasarın ve yapılan onarım işlemlerinin dikkate alındığı bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.

Bilirkişi raporunda başvuru sahibine ait aracın kaza tarihi itibariyle 3 adet kısmi hasar kaydının bulunduğu, ağır hasar kaydının ise bulunmadığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi raporunun ayrıntılı, yeterli ve denetime elverişli olduğu görülerek, araçta meydana gelen değer kaybı zararının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında bulunması, Yargıtay kararlarının da bu yönde olması, nedeniyle sigorta kuruluşunun, uyuşmazlık konusu olan 25.000,00 TL değer kaybı tazminatından sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.

Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B.2.1 maddesinde sigortacının, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli belgelerin kendisine ulaştırıldığı tarihten itibaren sekiz iş günü içinde tazminatı, hak sahibine ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.

Bu kapsamda başvuru sahibi vekilinin, sigortacıya yaptığı zarar giderim ihtarı ve ekli belgelerin 30.05.2022 tarihinde sigorta kuruluşu tarafından teslim alınmış olduğu, 8 iş günü sonrası temerrüde düşmüş olduğu görülerek, kabulüne karar verilen alacağa 10.06.2022 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.

Başvuru sahibi taraf her ne kadar avans faizi talebinde bulunmuş ise de başvuru sahibinin sözleşmenin tarafı olmaması, huzurdaki başvurunun esasında trafik kazasına bağlı haksız fiil talebine dayalı olması, Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesine göre tazminat taleplerinin Borçlar Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmesi, sözleşmeye dayanmayan ve haksız fiilden doğan tazminat alacaklarına yasal faiz işletilmesi gereği, başvuru sahibinin halef olan sigorta şirketine karşı ancak, kendisine zarar veren haksız fiil failine karşı ileri sürebileceği talepleri ileri sürebilme hakkına sahip olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağa 10.06.2022 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.

Başvuru sahibi lehine hükmedilecek vekalet ücreti, her şart altında karar tarihinde yürürlükte olan maktu vekalet ücretinin altında olamayacağından 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu madde 30/17 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 17 uyarınca başvuru sahibi lehine, kabulüne karar verilen asıl alacak tutarı uyarınca, karar tarihinde yürürlükte olan maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.

KARAR

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

1.Başvuru sahibinin değer kaybı tazminatı talebinin kabulü ile 25.000,00 TL’nin 10.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta kuruluşundan alınarak başvuru sahibine ödenmesine,

  1. H.M.K.’nın 326’ncı maddesi gereğince başvuru sahibi tarafça yapıldığı dosya kapsamından tespit edilen 150,00 TL başvuru ücreti, 350,00 TL ek başvuru ücreti ve 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 900,00 TL yargılama giderinin sigorta kuruluşundan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
  1. Başvuru sahibi kendini vekille temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin sigorta kuruluşundan alınarak başvuru sahibine ödenmesine,

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

İlgili İçerikler