Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/4443.E, 2021/6445.K sayılı kararı
‘‘………………….Davacı vekili 17/05/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaya olan Gamze V.’ın vefat ettiğini, davacıların vefat edenin desteğinden mahrum kaldıklarını belirterek her bir davacı bakımından 4.500 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, 27/09/2017 tarihli dilekçesinde davacı Hatice için 76.665,50 TL ve Mesut için 53.938,47 TL olarak talebini artırmıştır. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulü ile davacı Hatice için 19.166,37 TL ve Mesut için 13.484,62 TL tazminatın temerrüt tarihinden başlayacak yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince, itirazın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak tazminat isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Eldeki davada; davacıların destek tazminatının hesaplanmasında TRH 2010 ve 1,8 teknik faizin uygulanması şeklinde hesap yapılmış ve rapora istinaden de hüküm tesis edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetinde hükme esas alınan tazminat hesaplamasında, yeni Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından esas alınan rapor bu yönüyle yeterli bir rapor değildir. Bununla birlikte davacı PMF 1931 yaşam tablosu ve progresiv rant ile hesaplamanın yapılmasını talep etmiştir. Taleple bağlılık ilkesi 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Taleple bağlılık ilkesi tahkim yargılamasında da geçerli olup itiraz Hakem Heyetince talep dikkate alınmalıdır. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; her ne kadar kaza tarihi itibariyle TRH 2010 Tablosu’na göre hesaplama yapılması gerekirse de davacının talebi dikkate alınarak PMF 1931 progresiv rant usulüne göre daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan sebeple davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi’’ şeklinde karar verilmiştir.
Kararın Özeti;
Hukuk sistemimizde daha önce Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptama yapılmış ise de Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” kullanılmaktadır. Metot özü itibarı ile PMF 1931 cetveline kıyasla ülkemiz bakiye ömür ve gerçekleri ile daha çok örtüştüğü görülmektedir.
Güncel Yargıtay Kararlarında TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosu kullanılmaktadır.