Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti 16/12/2021 – 2021.E.270692, 18/04/2022 – K-2022/70472 sayılı kararı

     SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep 

Sigorta Şirketi ile yaşandığı beyan edilen uyuşmazlık talebinin konusu, davalı sigorta şirketine KASKO sigortalı 006 xx 0606 plakalı aracın 19/08/2021 tarihli trafik kazası sonucu maddi hasar sonucu oluşan hasar bedelinin sigorta şirketinden avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili talebidir. 

Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

Sigorta Tahkim Komisyonu Kararları

5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/15. bendi uyarınca, Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığı’ndan dosya için hakem heyeti oluşturulmuş ve tevdi edilen dosya Koordinatör Hakem tarafından teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Başvuru içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına gerek olmadığı, ek belge istenilmesine, duruşma yapılmasına gerek olmadığı anlaşılmıştır

Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, dosya konusu uyuşmazlığın karara bağlanması açısından bilirkişi incelemesi gerekli görülerek ara kararı verilmiş, ara karar gereğinin yerine getirilmesi üzerine bilirkişiye tevdi olunarak bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor tarafların elektronik posta adreslerine gönderilmiş ve rapor hakkında itiraz ve beyanlarını sunmak üzere 7 gün süre tanınmış; alınan görüşler, ilgi mevuzat hükümleri, Yargıtay kararları, tarafların iddia ve savunmaları ve dosyaya sunulan belgeler birlikte değerlendirilmiş, bilirkişi raporunun denetime elverişli bulunduğu görülmüş, yapılacak başkaca usul işlemi kalmadığı değerlendirilmiştir.

Hakem heyeti tarafından dosya kapsamına sunulan tüm belge ve dilekçeler bütün olarak incelenmiş ve uyuşmazlık hakkında aşağıdaki şekilde karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

Başvuru sahibi vekili başvuru dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine KASKO sigortalı 006 xx 0606 plakalı aracın 19/08/2021 tarihli kazası ile ilgili olarak Sigorta Şirketi’ ye başvuruda bulunulduğu, aracın onarımına başlatılmadığını, alternatif yollarla zararın giderilmediğini müvekkilinin mağdur edildiğini, Hasar bedelinin ödenmesi, her türlü mağduriyetinin giderilmesi ve yasal hakların aranması için ilgili sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu ancak sigorta şirketince tazminat talebi ve zararı giderilmediğinden tazminat alacağı için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunulduğu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100,00-TL olarak temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile yargılama giderleri, AAÜT tarifenin 17/2. Maddesince lehine vekalet ücretinin” sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir.

Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

Sigorta şirketi vekili başvuruya cevap dilekçesinde özetle; “Davacı taraf , 19.08.2021 tarihinde meydana geldiğini iddia ettiği tek taraflı trafik kazasında 006-xx-0606 Plaka sayılı aracının hasarlanması sebebiyle şimdilik 100,00 TL. tazminatın müvekkil şirket nezdindeki Kasko Sigorta Poliçesinden tazmini talep etmektedir. 006-xx-0606 Plaka sayılı araç, müvekkil şirket nezdinde ……………… no.lu , 13.04.2021 – 13.04.2022 vadeli Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunmaktadır. Müvekkil şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğu , Poliçede yer alan ve poliçeye ek genel şart ile özel şart ve klozlar çerçevesinde poliçe bedeli ile sınırlıdır. (Delil Listesi Ek 1 : Kasko Sigorta Poliçesi) Hasarın meydana gelmesinin ardından müvekkil şirkete yapılan müracaat sonrasında …………………….. nolu hasar dosyası açılmış ve yapılan araştırma sonucunda aşağıda belirtiğimiz hususlar tespit edilmiş ve bu tespitler neticesinde talep edilen hasarın TEMİNAT DIŞI olduğu belirlenmiştir. ( Delil Listesi Ek 2 : Hasar Araştırma Raporu ve ekleri) Davacı taraf, kaza esnasında dava konusu aracın Gxxxx Yxxxxx sevk ve idaresinde olduğunu iddia etmektedir. Ancak ; Yapılan araştırma neticesinde sigortalı aracın iddia edildiği gibi Gxxxx Yxxxxx tarafından kullanılmadığı , sigortalı araçta sürücü değişikliği yapıldığı ve ayrıca aracın “RENT A CAR” aracı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. BEYAN: Ben xxx Fırın’ın sahibiyim. 006 xx 0606  plakalı araç yakın arkadaşım Yxxx Uxxx’ya aittir. Kazadan 5-6 gün önce aracın bakımlarını yaptırmak için Yxxx benden yardım istedi. Gerekli bakımları yaptırdım. 19/08/2021 tarihinde 21:10 sıralarında araçla tek başıma seyrederken iş yerinden ayrıldım. Etlik istikametine giderken kaza tutanağında belirtilen olay yerinde plakasını alamadığın aracın beni sıkıştırması sonucu direksiyon hakimiyetimi kaybettim. Yol kenarındaki ağaca çarpıp aracın yavaş bir şekilde aracın yan tarafındaki çıkıp arana ters dönmesiyle kaza meydana geldi. Kendi imkanlarımla araçtan çıktım. Acil durum çağrılarını yaptım. Önce itfaiye sonra polis geldi. Çağırdığım çekiciyle araç servise götürüldü. Fotoğraf çektim. Herhangi bir yaralanma yoktu. Benden istenen olay yeri fotoğrafları, konum bilgileri, telefon dökümlerini vereceğim. Araç sahibine ertesi gün arayıp haber verdim.

OLAY ÖZETİ: 19/08/2021 tarihinde sat 21:10 sıralarında Gxxxx Yxxxx idaresindeki 06 xx 0606 plakalı aracı ile Ankara ili Yenimahale ilçesi 1668. Cadde üzerinde seyir halinde iken plakasını alamadığı bir aracın sıkıştırması sonucu sağa manevra yaparak yoldan çıktığı, yolun sağında bulunan ağaca çarparak ters bir şekilde duruşa geçmesi neticesinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin yapılan detaylı araştırmadır.

OLAY YERİ: Ekli polis zaptında belirtilen olay yerinin Ankara ili Yenimahalle ilçesi İvedikköy Mahallesi 1668. Cadde kurbancılar yanı olduğu anlaşılmıştır. ÇEVRE ARAŞTIRMASI: Fiziki olarak ziyaret edilen olay yerinde kaza yerini gören herhangi bir MOBESE ve özel güvenlik kamerası tespit edilememiş, kazayı görüp tanıklık edebilecek kimseye de rastlanılmamıştır. Kaza yerine aracın çarpmış olduğu ağacın ciddi zarar gördüğü ve çarpma noktası çevresinde sigortalı araca ait iz ve emarelerin mevcut olduğu görülmüştür. Çekilen olay yeri fotoğrafları ekte sunulmuştur. AÇIKLAMALAR VE YAPILAN ARAŞTIRMALAR SERVİS: Sigortalı araç onarımı için bırakıldığı xxxx Oto Servisi’nde hasarlı olarak görülmüş, teknik incelemesi yapılmıştır. Araç içerisinde geçmiş tarihli ve farklı araçlara ait ceza makbuzları tespit edilmiş, makbuzların ve sigortalı aracın çekilen fotoğrafları ekte sunulmuştur.

TELEFON DÖKÜMLERİ: Temin edilen telefon dökümlerinde gün içerisinde arkadaşları ile görüşmelerinin mevcut olduğu, kaza öncesinde yapılan son aramanın 19:55’te taksimetre işleri ile uğraşan Öxxx Beye ait olduğu, 21:24’te Gxxxx Yxxxx’ın trafik şubesi kaza büroda görevi memur olan Sxxxx xxxx ile aramasının olduğu, sonrasında ise ailesi ile görüşmeler yaptığı görülmüştür.

SONUÇ VE KANAAT Yapılan araştırma ve soruşturmaya göre elde edilen bilgi, belge ve kanaatler; • Her ne kadar araç üzerinde ve olay yerinde yapılan teknik incelemeler neticesinde araç üzerinde oluşan hasarın ekli zabıtta belirtilen kaza hikayesi ile uyumlu olduğu kanaati oluşmuş ise de, • Sigortalı aracın kazadan 5-6 gün öncesinde Yxxxx Uxxxx tarafından onarım ve bakımlarının yapılması amacıyla Gxxxx Yxxxx’tan yardım istendiği, Cxxxx Kxxxx’ın bu bakım ve onarımları yaptırdığını beyan ettiği, onarım ve bakım anına ait 13/08-16/08 tarihli fotoğrafların mevcut olduğu, • Cxxxx Kxxxx’ın konum bilgilerinde son kayıtlı bilgilerin 01/2021 tarihli olduğu, bu tarih sonrasında herhangi bir kayıt bulunmadığından kaza yeri ve net kaza tespitine ilişkin herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı, • Sigortalı araç sürücüsü olduğunu iddia eden Cxxxx Kxxxxx’tan temin edilen telefon dökümlerinde fotoğraf çekimlerinin 21:13’te yapılmış olduğu, fakat ayrıntılı bilgilerde fotoğrafların Cxxxx Kxxxxx’a ait cihaz üzerinden çekildiği veya uygulama üzerinden gönderildiğinin net tespitinin yapılamadığı, iletilen fotoğrafların whatsapp benzeri uygulama aracılığı ile de Cxxxx Kxxxxx’a gönderilmiş olabileceği, • Kaza ihbarının 155 araması olarak değil kaza büroda görevli polis memuru Sxxx xxxx’nın şahsi telefonundan olay yeri fotoğrafları çekildikten 11 dakika sonra 21:24 arandığı, • Olay yeri ile Cxxxx Kxxxx’ın harekete geçtiğini belirttiği iş yeri arasında yaklaşık 3 dakikalık bir zaman dilimi bulunduğu, telefon dökümlerinde Cxxxxx Kxxxxx’ın Etlik civarından almak üzere yola çıktığını beyan ettiği usta ile herhangi bir görüşmesinin bulunmadığı, sigortalı aracın başka bir sürücü idaresinde iken meydana gelmiş olması durumunda Cxxxx Kxxxxx’ın kısa sürede olay yerine intikal etmiş edebileceği, tarafların bunun aksini gösterebilecek herhangi bir belge sunamadıkları, • Ayrıca sigortalı araç sahibi Gxxx Yxxxx’nun telefon numarası sorgulandığında ilişikte sunulan sorgulama ekranında da görüleceği üzere “Yxxxx Uxxx RENT A CAR” olarak kaydının mevcut olduğu, sigortalı aracın usulsüz bir şekilde kiralanmış da olabileceği, • Araç içerisinde farklı plakaya ait bir aracın 07/2021 tarihli trafik cezası makbuzunun da bulunduğu, bu evrakın aracın kısa süredir Cxxx Kxxxx idaresinde kullanılmadığına yönelik te belge niteliği taşıyabileceği, Söz konusu hasar dosyası sürücü değişikliği ve usulsüz kiralama nedeniyle olumsuz olarak değerlendirilmiştir. T.T.K.nın 1446.maddesi (Eski TTK 1292.madde) ile sigortalıya yüklenen rizikoyu ihbar yükümlülüğü kasten ihlal edilmiş olmakla, sigortadan kaynaklanan haklar kaybedilmiştir.

Kasko Sigorta Poliçesinin 4.sayfasında yer alan “Beyan Dışı Kullanım Klozu” gereğince talep edilen hasar, teminat dışı olduğunu, haksız ve mesnetsiz talebin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla her halükarda herhangi bir rayiç bedel araştırmasına girişilmesi halinde aracın önceki kazalarının, modelinin, yaşını ve riziko gerçekleştiği tarihteki bedelin göz önünde bulundurulması gerektiğini, Yukarıda belirtilenler göre müvekkil şirketin nezdindeki poliçe sebebiyle tazminle sorumlu tutulabileceği tazminat miktarı ; • Tamirat faturasının olmayışı sebebiyle KDV hariç 41.786,00 TL.’den aracın rent a car olarak kullanılmış olması sebebiyle %50’den az olmamak kaydıyla tenzilat uygulanmalıdır. Yani müvekkil şirketin dava konusu zarar sebebiyle sorumlu tutulabileceği AZAMİ tazminat miktarı 20.893,00 TL.’dir. Davacı taraf , aracın onarım faturasını ibraz etmediği için KDV tutarı tazminat miktarına eklenmemelidir. Yukarıdaki Savunmamız Saklı Kalmak Ve Başvuruyu Kabul Anlamına GelmemekKaydı İle ; onarım faturası ibraz edilmediğinden KDV’li zarartutarı zarar tespitinde dikkate alınamaz. dava konusu araç , faturalı / KDV’li şekilde tamir ettirilmemiştir. Dolayısıyla vergi dairesinin alacağı olan KDV bedeli , sigortalının cebinden çıkmamıştır. Araç tekrar tamir edilmeyeceğinden davacı tarafından tamir ettirilerek onarım faturası düzenlenmesi söz konusu değildir ve davacı , dava konusu kaza sebebiyle hiçbir zaman KDV ödemesi yapmayacaktır. Başvuran tarafın tacir, aracının da ticari araç olmadığını ve avans faizi talep edilmesinin mümkün olmadığını; talep edilen faize, başlangıç tarihine ve türüne itiraz ettiklerini; vekalet ücretinin Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem heyetinin tarafından başvuran lehine 1/5 ten fazla vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, haksız ve mesnetsiz araç hasarı talebine ilişkin olarak müvekkil şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığını, kötü niyetli talebinin reddi ile lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini, tahkim masraflarının başvuru sahibine tahmili” gerektiği yönünde cevaplarını sunmuştur.

Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesi ekinde; harçlandırılmış baro pulu bulunan vekâletname, eksper raporu, rayiç araştırmaları, tazminat makbuzu ve mutabakatnameyi eklemiştir.

UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği, Türk Medeni Kanunu Genel Hükümleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümleri.

DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

Değerlendirme

Başvuru, Kasko Sigorta Poliçesinden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir. Başvuru Sahibine ait 006 xx 0606 plakalı aracın Sigorta Şirketi tarafından düzenlenen Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğu, poliçe yürürlük süresi içinde Başvuruya konu 19/08/2021 tarihli trafik kazasının meydana gelmiş olduğu ve Sigorta Şirketinin pasif dava ehliyetinin bulunduğu; Başvuru Sahibinin ise kaza tarihi itibariyle 006 xx 0606 plakalı aracın maliki/işleteni olduğu ve aktif dava ehliyetinin bulunduğu ve tarafların husumet ehliyetlerinin bulunduğu tespit olunmakla diğer hususların değerlendirmesine geçilmiştir.

Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında Sigorta Şirketi; sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından doğan menfaatin belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına almıştır.

Bu durumda öncelikle dosya konusu kaza sebebiyle Başvuru Sahibinin talep ettiği zararların tespiti için sunulan belgeler kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları karşısında, konu teknik bilgiyi gerektirdiğinden ara karar ile “Dosyanın kasko hasar tazminat hesabı konusunda uzman bilirkişiye tevdiine, dosya kapsamının bütünüyle ve ilgili tarafların iddia, beyan ve itirazlarını karşılar mahiyette değerlendirilerek ve denetime uygun örnekler raporda gösterilerek başvuru sahibine ait kasko sigortalı araçta meydana gelen HASAR (ONARIM / PERT) bedelinin tespitine” karar verilmiş ve bu karar taraflara tebliğ edilmiştir. Karara tarafların herhangi bir itirazı olmamış, bilirkişi ücretinin yatırılması üzerine başvuru dosyası bilirkişiye tevdi edilmiştir

Sayın bilirkişi Öxxxx Fxxxxx tarafından hazırlanıp sunulmuş olan raporda özetle;

“Uyuşmazlığa konu 006 xx 0606 plakalı aracın yapılan kapsamlı incelemesi sonucunda KDV hariç 83.663,81 TL hasar tespit edilmiş, sigorta kuruluşunun kendi nezdinde yaptığı araştırmalar sonucunda aracın ‘rent a car’ aracı olarak kullanılması ve kaza esnasında ‘sürücü değişikliği’ yapılması nedenleri ile tazminat ödemesi yapmadığı belirlenmiştir. Yapılan kapsamlı incelemeler sonucunda 006 xx 0606 plakalı araçta vaki kaza sonucu KDV hariç 83.663,81 TL hasar tespit edilmiştir. Uyuşmazlığa konu aracın hadise tarihindeki 2.el piyasa rayiç reel değerinin azami 110.000,00 TL, sovtaj değerinin ise 45.000,00 TL olabileceği yapılan araştırmalar sonucu anlaşılmış, aracın mevcut hali ile pert-total olarak değerlendirilmesinin sürüş güvenliği ve ekonomik açıdan daha uygun olacağı değerlendirilmiş, piyasa rayiç değerinden sovtaj değeri düşülerek işlem yapılmasının ilgili mevzuatlar açısından uygun ve hukuki olacağı kanaati hasıl olmuş, tazminata esas hasar tutarı (110.000,00 TL – 45.000,00 TL) 65.000,00 TL olarak hesaplanmış, aracın rent a car olarak kullanıldığı ve kazada sürücü değişikliği yapıldığına dair iddialar, tazminat, avans faizi, yargılama giderleri, ekspertiz ve vekalet ücreti yönünden nihai karar kurulunuzun takdirlerine sunulmuştur.” şeklinde tespit, görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.

Anılan bilirkişi raporu, taraflara elektronik posta ile tebliğ olunmuştur.

Davalı sigorta şirketi tarafından süresi içerisinde rapora karşı beyan veya itirazda bulunulmamıştır.

Davalı sigorta şirketi tarafından sunulan itiraz dilekçesinde özetle “Dava konusu talep kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında kalmaktadır- dava konusu talebin sigorta kapsamında olduğunu ispat külfeti davacı üzerindedir. Yapılan araştırma neticesinde sigortalı aracın iddia edildiği gibi Gxxxx Yxxxxx tarafından kullanılmadığı, sigortalı araçta sürücü değişikliği yapıldığı ve ayrıca aracın “RENT A CAR” aracı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Yukarıda izah edilen sebeplerle Bilirkişi Raporuna itiraz ediyoruz ve Öncelikle; başvurunun ESASTAN REDDİNE, Bu aşamada başvurunun reddi mümkün değil ise; Zarar miktarı konusundaki itirazlarımızın giderilmesi için İHALE SONUÇ FÖYÜ ile birlikte dosyanın bilirkişiye gönderilerek EK-RAPOR aldırılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.” belirtmiştir.

 

Başvuran vekili ıslah dilekçesi ile talebini hasar (onarım) bedeli olmak üzere 65.000,00 TL’na ıslah ettiklerini ve Sigorta Şirketinden tahsili ile taraflarına verilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir

Heyetimizce bilirkişi raporu incelenmiş, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.

Gerekçeli Karar

Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindedir. Diğer taraftan 6102 Sayılı TTK’nın 1410, 1420 maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı kanunun 1409. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Kasko Sigortası Poliçe Genel şartları gereği Başvuran sigortalının hasar talebi poliçe teminat kapsamında değerlendirilmiştir

TTK md. 1409 “Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur” hükmü gereğince ödenecek tazminata kararı verilir iken sigortalının gerçek zararının ne olduğunun dikkate alınması gerekmektedir.

TTK md. 1409 ve 1459 uyarınca, sigortacı, sigortalının uğradığı gerçek zararı tazmin eder. Araçta oluşan hasar bedellerinin, günün ekonomik şartlarına, piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi ile davacının talep edebileceği zarar bedeli tayin edilmelidir. Uyuşmazlık dosyasında, temin edilen raporda, hasar miktarını belirleyen değerlendirme esas alınmak suretiyle hüküm oluşturulmuştur.

Rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti sigortacıda bulunmakta olup, sigortacı, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde meydana geldiğinin soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlanması gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.12.2010 gün ve 2010/17-655 E., 2010/688 K.; 08.12.2010 gün ve 2010/17-596 E., 2010/641 K.; 16.12.1998 gün ve 1998/11-872 E., 1998/905 K.; 10.12.1997 gün ve 1997/11-772 E.,1043 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.)

Yargıtay 17.H.D. E:2013/8355 K:2013/9223 ve 17.06.2013 tarihli kararı da “Bu durumda sigortalı araçta belirtilen kaza sebebiyle bir hasarın olduğu sabit olduğu gibi davacı sigortalı tarafından rizikonun gerçekleşme şeklinin kasten ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak bildirildiği, rizikonun ihbar edilenden farklı bir şekilde gerçekleştiği ve kazanın alkolün etkisiyle gerçekleştiği davalı sigortacı tarafından ileri sürüldüğünden, olaydaki ispat külfeti mevcut durumun aksini iddia eden sigortacı üzerinde bulunmaktadır. Davalı sigortacı bu iddialarını soyut ifadelerle değil, somut delillerle kanıtlamalıdır. Dosya kapsamı itibariyle, sigortacı ileri sürdüğü hususları ispat edebilmiş değildir. O halde, davaya konu hasarın kasko sigortası teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek, sigortalı araçta oluşan gerçek zarar yönünden tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklindedir.

Sigorta Şirketi tarafından sunulan beyanlar, farazi ve kesinlik ifade etmeyen beyanlardan ibaret olup, somut bir kanıt sunulmuş değildir. Bu durumda araçta oluşan gerçek zararın tespiti ile tazmini gerektiği kanaatine varılmıştır.

Sonuç olarak; kazanın oluş şekli, dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler dikkate alındığında, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında yukarıda tartışılan gerekçe ve değerlendirmeler neticesinde, araçta oluşan gerçek hasara ilişkin somut veriler ve tespitler doğrultusunda, aracın kaza neticesinde gerçek zarar miktarı riziko tarihi itibariyle tespit edilmiş olup, hasara ilişkin onarım bedelinin ekonomik olmaması nedeni ile aracın Pert-Total edilmesinin uygun olacağı, sovtaj bedeli indiriminden sonra Sigorta Şirketinin 65.000,00 TL maddi hasar bedelinin tazmininden sorumlu bulunduğu anlaşılmış, bu tutarın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

Kasko Sigortası Genel Şartları md. B.3.3.4 “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur” şeklinde olup Başvuru sahibi taleplerini içerir başvuru ve belgelerini sigorta şirketine 14/12/2021 tarihinde teslim etmiş olup, ödeme borcunun muaccel hale gelmesi işbu tarihi takip eden günden itibaren 45 gün sonrasında veya en geç yasal işlemin başlatıldığı dava/başvuru tarihinde oluşacağından aleyhine başvurulan Sigorta Kuruluşunun 29/12/2021 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekmiştir.

Kasko sigortası tazminat davalarında, taraflar arasındaki ilişki TTK düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklanmasına ve bu tür sözleşmeler TTK’nun 3 ve 4. maddeleri gereğince mutlak ticari işlerden olması nedeniyle “Avans Faizi” uygulanır.

Yargıtay 4.H.D. E:2013/16997 K:2014/11496 sayılı 9.9.2014 tarihli kararı da “3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesi uyarınca gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında haksız eylem dâhil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda istek halinde T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi zorunludur. Davanın niteliği, dosyanın içeriği, tarafların sıfatı ve yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren avans oranında faize hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki; belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 438/7 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür” şeklinde olmakla temerrüt tarihinden itibaren Avans Faizi ile birlikte tahsilinin kabulü gerekmiştir.

Sigorta Kuruluşu vekilinin, Başvuru Sahibi lehine hükmedilecek vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğine ilişkin cevapları incelendiğinde; “5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine 13/06/2012 tarihli ve 6327 sayılı Kanun’un 58.maddesi ile eklenen 17. fıkrasında, “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemeye uygun olarak da yukarıda belirtildiği gibi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde “Tarifenin 3. kısmına göre, nispi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nispi ücretin 1/5’ine hükmedilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu maddelerde “talebi reddedilenler” olarak belirtilenler, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerdir. Çünkü Sigorta Tahkim Komisyonunun önüne gelen tek bir talep vardır. O da, sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerin talebidir. Tahkim Komisyonuna talepte bulunan sigortalının talebine cevap veren ve karşı gerekçelerini ileten sigortacının bu anlamda “talebi kabul edilen” veya “talebi reddedilen” olarak kabul edilmesi olanağı yoktur. Sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine karar verilmesi halinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkim’de ve Sigorta Tahkim Komisyonunda Ücret” başlıklı 17. maddesine göre, tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine tam nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı da yerinde değildir. Bu durumda, yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi E:2019/442 K:2019/708 sayılı 16.12.2019 Tarihli Kararı) gerekçesinde de belirtildiği üzere Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin, 16.04.2013 tarih ve E.2013/4237, K.2013/5552 sayılı ve 29.04.2013 tarih ve E.2013/4229, K.2013/5904 sayılı, 22.10.2013 tarih ve E.2013/11349, K.2013/14120 sayılı, 31.10.2013 tarih ve E.2013/15884, K.2013/14731 sayılı, 15.05.2014 tarih ve E.2014/5005, K.2014/7686 sayılı, 13.03.2014 tarih ve E.2014/2255, 2014/3620 K. sayılı emsal kararları, Danıştay 8.Dairesi’nin 10.07.2018 tarih ve 2018/453 E.sayılı yürütmeyi durdurma kararı, karar tarihinde yürürlükte olan 20.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 17/2.maddesi ve Türkiye Barolar Birliği’nin 16.01.2019 tarihli Tarifenin 17/2. maddesiyle ilgili açıklama yazısı birlikte değerlendirildiğinde; başvuran lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

KARAR

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

Başvuru sahibinin talebinin KABULÜ ile 65.000,00 TL kasko hasar tazminatının 27/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek Avans faizi ile birlikte davalı Sigorta Şirketi’ nden alınarak başvuru sahibine verilmesine,

Başvuru sahibi tarafından ödenmiş olan 975,00 TL başvuru ücreti, 625,00 TL bilirkişi rapor ücreti olmak üzere toplam 600,00 TL yargılama giderinin davalı Sigorta Şirketi’den alınarak başvuru sahibine verilmesine,

Başvuran taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 250,00 TL vekalet ücretinin Sigorta Şirketiden alınarak başvuru sahibine verilmesine,

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verild

İlgili İçerikler