Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 03.10.2018 tarih, 2018/4121.E, 2018/8559.K sayılı kararı
‘‘……KARAR..Davacı (talep eden) vekili, 13/12/2014 günü meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin sürücü konumunda bulunan araca davalı Şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın kusurlu şekilde çarpması sonucunda müvekkilinin en az %12,3 oranında çalışma gücü kaybına uğradığını, müvekkilinin kazada kusurunun bulunmaması nedeniyle davalı … şirketinin poliçe limitinin 268.000,00 TL olduğunu, ağır yaralanan müvekkilinin A.Ü.Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD’nda tedavi gördüğünü, 3 ay iş göremez olan müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep etme hakkının doğduğunu beyanla fazlaya dair alacakları saklı kalmak kaydıyla 40.050,00 TL sakatlık tazminatının davalının temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile sigorta limiti dahilinde davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Karşı taraf (davalı) vekili, davacı tarafın(başvuru sahibinin) maluliyet oluştuğu belirtilerek müvekkil şirketten tazminat talebinde bulunması üzerine açılan hasar dosyasında başvuru sahibinin %9 sakatlık oranı ve sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuru göz önüne alınarak yaptırılan aktüer hesabına göre 28.250,00 TL tazminat tutarının 21/08/2015 tarihinde başvuru sahibi vekiline ödendiğini ayrıca; başvuru sahibi için SGK’na 24/11/2015 tarihinde 2.680,78 TL ödendiğini, başvuru sahibine yapılan ödemeler ile müvekkilinin ibra edildiğini, ibranamenin iptali koşullarının Hakem tarafından değerlendirilmesi gerektiğini, başvuru sahibinin maluliyet oranının %9 olduğunu, işitme kaybı ile kaza arasında nedensellik bağı bulunmadığını, tazminat hesabının sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, başvuru sahibinin geçici işgöremezlik tazminat talebinin müvekkilince karşılanamayacağını, raporda müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, başvuran vekilinin avans faizi talebinin haksız olduğunu beyan ederek, başvuru sahibinin fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti,16/01/2017 tarihli kararı ile, başvurunun kabulüne, 49.628,06 TL tazminatın 03/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Sigorta Şirketi’nden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar vermiş, davalı vekilince karara itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti 20/03/2017 tarihli kararı ile itirazın reddine karar vermiştir. Davalı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf kanun yoluna başvurması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesince usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 20/03/2017-2007/İHK-921 sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı taraf) vekilince temyiz edilmiştir. 1- Talep, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda her ne kadar …Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından davacının maluliyetine ilişkin rapor alınmış ise de, raporda maluliyet hesabında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınmış olup, 13.12.2014 kaza tarihi itibariyle maluliyete ilişkin alınacak raporların Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerektiğinden, maluliyet raporu bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda, kaza tarihinde yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği”ne uygun rapor alınarak sonucuna göre (davalı (karşı taraf) lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek) karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı (karşı taraf) vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı (karşı taraf) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı (karşı taraf) vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, (hakem) kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı (karşı taraf)’ya geri verilmesine 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.’’ Şeklinde maluliyet raporlarının kaza tarihine göre yürürlükteki yönetmelik baz alınarak düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
Kararın Özeti;
Somut olayda kaza tarihi 13.12.2014’tür. Dolayısıyla 11.10.2008 Tarihli ve 27021 Numaralı Resmî Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 03.08.2013 Tarihli ve 28727 Numaralı Resmî Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre daha eski tarihli olup maluliyet raporunun güncel mevzuata göre hesaplanması gerektiğinden önceki tarihli rapor hüküm kurmaya elverişli görülmemiştir.
Nitekim kaza 11.10.2008 tarihinden önce gerçekleşmiş olsaydı maluliyete ilişkin alınacak raporun Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre, eğer kaza 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında gerçekleşseydi Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenmesi gerekirdi.
Neticede maluliyet raporu kaza/haksız fiil tarihi baz alınarak yürürlükteki yönetmeliğe göre alınmaktadır.