- Av. Rüştü Ufuk Baranoğlu
- Türk Ceza Kanunu
- 23 Aralık 2025
TCK Madde 8
Yer bakımından uygulama
MADDE 8 – (1) Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye’de işlenmesi veya neticenin Türkiye’de gerçekleşmesi halinde suç, Türkiye’de işlenmiş sayılır.
(2) Suç;
- a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
- b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
- c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
- d) Türkiye’nin kıt’a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,
İşlendiğinde Türkiye’de işlenmiş sayılır
Sayfa İçeriği
TCK Madde 8 Gerekçesi
Türk Ceza Kanunu 8. Maddesi Mülkîlik ilkesinden ve ceza kanunlarının millî egemenliğin bir sonucu oldukları kuralından hareketle, Türkiye’de işlenen suçlar hakkında sanığın ve mağdurun uyrukluğuna bakılmaksızın Türk kanunlarının uygulanacağı maddede açıkça belirtilmiştir.
Ayrıca Türk kanunlarının uygulanması bakımından Türk Ülkesinin anlamı açıklanmış ve Türk kara ve hava sahaları ile karasularında işlenen suçların Türkiye’de işlenmiş sayılacakları belirtilmiştir. Karasularının anlamı buna ilişkin Kanuna göre belirlenecektir.
Bundan başka açık denizlerde ve bu denizlerin üzerindeki hava sahasında her çeşit Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla işlenen suçlarla, askerî deniz ve hava araçlarına özgü olmak kaydıyla, yabancı karasularında veya hava sahalarında işlenen suçların Türkiye’de işlenmiş sayılacakları maddede belirtilmiştir.
1 ilâ 10 Mart 1988 tarihlerinde Roma’da toplanan “Denizde Seyrüsefer Güvenliğine Karşı İşlenen Yasa Dışı Eylemlerin Önlenmesi Hususundaki Konferans” sonunda ülkemizin “Deniz Seyrüsefer Güvenliğine Karşı İşlenen Yasa Dışı Eylemlerin Önlenmesi” ve “Kıta Sahanlığındaki Sabit Platformların Güvenliğine Karşı İşlenen Kanuna Aykırı Eylemlerin Önlenmesi”ne ilişkin protokolü imzalamış bulunması nedeniyle Türkiye’nin kıta sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı işlenen suçların da Türk ülkesinde işlenmiş suç sayılacağına dair olan (d) bendi kaleme alınmıştır.
Hükümet Tasarısındaki ilgili maddenin, “Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri saklıdır.” şeklindeki üçüncü fıkrası hükmü metinden çıkarılmıştır. Anayasa hükümleri karşısında, uluslararası sözleşmelerin kapsamına giren olaylar açısından uygulama alanı bulacağı kuşkusuzdur. Bu nedenle, temel bir kanun olan ceza kanununda bu konuda bir hükme yer verilmesi gereksiz görülmüştür.
TCK Madde 8 Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 01.03.2018 T. 2015/3460 E. 2018/1484 K.15. CEZA DAİRESİ
Esas : 2015/3460
Karar : 2018/1484
Karar Tarihi :01.03.2018.
Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, şikayetçi … Lojistik ve Tic. A.Ş.-… Hiz. İşl. A.Ş. İş Ortaklığı’nın … Fabrikası’nda nakliye işinde sevkiyat sorumlusu olarak çalıştığı esnada kendisine tevdi edilen 4.500,00 TL parayı mal edindiğinin iddia edildiği olayda; sanığa 4.000,00 TL paranın tevdi edildiğine dair şikayetçi tarafından sunulan tediye makbuzu dışında herhangi bir delilin bulunmadığı dosyada; sanığın savunmasında paranın bir kısmını tevdi amacına uygun olarak şoförlere verip kalan parayı şirkete iade ettiğine dair savunmasının doğru olup olmadığının teknik bilgiye sahip mali bilirkişiler yerine bu konuda görevi olmayan kolluk personeline yaptırılması ve bir polis memuru ile emniyet bekçisinin hiç bir maddi delile dayanmayan 07.03.2013 tarihli tutanağının hükme esas alınması, şirketin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, suça konu tediye fişine göre 4.000,00 TL, iddianame ve mahkûmiyet hükmüne göre 4.500,00 TL olan paranın sanığa verilip verilmediği, verilmiş ise bu paranın bir kısmının şoförlere dağıtılıp kalanının şirkete iade edilip edilmediğinin araştırılması, varsa tanıkların tespit edilip usulüne uygun olarak duruşmaya davet edilerek bilgi ve görgülerine başvurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de,
1- Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
2- 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası ertelenmiş sanık hakkında anılan maddedeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
3- Sanık hakkında verilen hapis cezasının ertelendiği, 5237 sayılı TCK’nın 51/7. ve 8. maddesi uyarınca “belirlenen denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi hâlinde, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ve denetim süresinin iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağının” belirtilmemiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 16.01.2014 T. 2013/13105 E. 2014/560 K.9. CEZA DAİRESİ
Esas : 2013/13105
Karar : 2014/560
Karar Tarihi :16.01.2014
Dava: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Yunanistan Ege Üç Hakimli İstinaf Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.02.2008 tarihli ilamına göre sanığın 25.05.2007 tarihinde Yunan topraklarına girme hakkı bulunmayan onbeş kaçak göçmeni İzmir kıyılarından alıp Yunanistan’a taşırken yakalandığı sabit kabul edilerek göçmen kaçakçılığı suçundan mahkum edildiği, söz konusu fiilin TCK’nın 8 ve 9. maddelerine göre Türkiye’de işlenmiş sayılacağı ve Türkiye’nin yargılama yetkisine gireceği, suçun yabancı bir ülkede işlenmiş olması halinde TCK’nın 13. maddesi uygulanabileceği, bu nedenle somut olayda yargılama yapılabilmesi için Adalet Bakanı’nın talebine gerek bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca uygulama yapılırken gün para cezasının “83 gün” yerine “416 gün” olarak gösterilmesi, sonuç cezanın doğru belirlenmesi karşısında mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiş, tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 16. maddesi uyarınca yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen sürenin aynı suçtan dolayı Türkiye’de verilecek cezadan mahsup edilebileceği gözetilmeden, adli para cezasının da mahsubuna karar verilmesi,
Sonuç: Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, TCK’nın 16. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak yerine “TCK’nın 16. maddesi uyarınca sanığın yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçirdiği sürenin, aynı suçtan dolayı Türkiye’de verilen cezadan mahsubuna” ibarelerinin yazılması suretiyle diğer yönleri usul ve Kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hukuk Fakültesi eğitimi tamamladıktan sonra eğitim hayatına Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Anabilim dalında yüksek lisans çalışmalarında bulunmuştur. Hukuk Eğitimini tamamlamasının ardından Ankara Barosunda staj eğitimini tamamlamış. Staj eğitimin bitişinin ardından Ankara’da Kurucu Ortağı olduğu Minval Hukuk ve Danışmanlık Bürosunu kurmuş ve mesleğini icra etmektedir. Ayrıca Yetkin Yayınlarından yayınlanmış ”Sigorta Hukuku ve Tahkim Uygulamaları” adlı bir kitabı mevcuttur.

