İş Hukuku, İşçi ile işverenin çalışma koşullarını, çalışma hayatı boyunca tarafların yükümlülüklerini, bu sürenin sonunda ise hem işçinin hem de işverenin haklarını düzenleyen bir hukuk dalıdır. Esasında İş Hukuku, sözleşme serbestisi ve çalışma özgürlüğüne dayanmakla birlikte, 4857 sayılı İş Kanunu emredici kuralları çerçevesinde şekillenmektedir. Bu kapsamda İşçi İşveren ve işyeri tanımlarının yapılmasında fayda vardır.
İş Kanunun tanımlar başlıklı 2. maddesi; ‘‘Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.’’ şeklinde işçi, işveren sıfatları tanımlanmıştır.(4857 sayılı İş Kanunu tanımlar başlıklı 2.maddesi)
Öte yandan iş hukuku Kara Avrupası hukuk sistemlerine dahil ülkelerde genellikle ulusal iş kanunları ile düzenlenmektedir. İş uyuşmazlıklarında Görevli Mahkeme kural olarak iş mahkemeleridir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri İş Mahkemesi Sıfatıyla bu tür ihtilaflara bakmaktadır.
İşçi ile işveren uyuşmazlıklarında 4857 sayılı İş Kanunu baz alınarak çözümlenmektedir. Sözleşme serbestisi İş Kanunun Emredici Kurallarına aykırı düzenlenemez.
İşveren, 20.06.2012 tarih, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında çalışma koşullarına riayet etmekle yükümlüdür. İş Sağlığı ve Güvenliğine aykırı davranış işçi lehine tazminat hakkı doğuracaktır.
İş Hukuku Nedir?
İş Hukuku işçi ile işverenin hakları ve yükümlülükleri, çalışma koşulları, işçi ücretleri, işçi-işveren sendikaları ve çalışma hayatı süresince işveren-işçi ilişkileri ile ilgili konuları inceleyen özel bir hukuk dalıdır. İşçi ile işveren ilişkisi iş sözleşmesine dayanmaktadır. Bu sözleşme yazılı olabileceği gibi tarafların örtüşen adi iradesi şeklinde de olabilir. Başka bir deyişle kural olarak iş sözleşmesi özel bir şekle tabi değildir.
Öte yandan İş sözleşmesi, bir tarafın bağımlı olarak iş görmeyi(işçi), diğer tarafın da ücret ödemeyi (işveren) üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.
Ancak süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır. Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Belirtmekte fayda var ki işçi, Bireysel İş Sözleşmesi veya Toplu İş Sözleşmesi kapsamında çalışabilmektedir.
Bireysel İş Sözleşmesi – Toplu İş Sözleşmesi Nedir?
Hukuk sistemimizde iş sözleşmeleri, Bireysel İş Sözleşmesi ve Toplu İş Sözleşmesi olarak ikiye ayrılmaktadır.
Bireysel İş Sözleşmesi, işçi ile işveren arasında, ortak iradeleri ile belirlenen koşullar çerçevesinde düzenlenen sözleşmelerdir. Ancak bu sözleşmenin İş Kanunun emredici kurallarına aykırı olmamasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde ihtilaf halinde yapılan sözleşme geçersiz kabul edilecektir. Toplu İş Sözleşmesi ise bir işyerindeki tüm işçilerin hak ve yükümlülüklerini kapsar şekilde düzenlenen sözleşme olarak tanımlanmaktadır.
Çalışma hayatında işçi her zaman işveren karşısında dezavantajlı konumdadır. Bu sebeple Bireysel İş Sözleşmesi ile elde edemediği çalışma koşullarını toplu iş sözleşmesi elde etme ihtiyacı hissetmektedir. İşte bu noktada toplu iş sözleşmeleri yapılmaktadır.
Yasal mevzuat gereği sendikaya üye olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz. Ayrıca sendikaya üye olan her işçi dilediği zaman üyeliği fesih hakkına sahiptir. İşçi sendikaları olduğu gibi işveren sendikaları da mevcuttur.
İşçinin sendikaya üye olma hakkı kadar işverenin de üye olma hakkı vardır.
Toplu iş sözleşmeleri, 1 yıldan az ve 3 yıldan uzun süreli olamaz. Toplu iş sözleşmesinin süresi, sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflarca uzatılamaz, kısaltılamaz ve sözleşme süresinden önce sona erdirilemez. Toplu iş sözleşmelerinin süresi, faaliyetleri 1 yıldan az süren işlerde uygulanmak üzere, 1 yıldan az olabilir. Toplu iş sözleşmesi yazılı olarak yapılır.
Bireysel İş Sözleşmeleri ile Toplu iş sözleşmeleri, Anayasa’ya, kanunlar ve özellikle İş Kanunun emredici hükümlerine aykırı düzenlemeler içeremez. Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin yapıldığı işyerindeki sendikaya üye işçiler yararlanmaktadır. Toplu İş Sözleşmesinin imzalandığı tarihten sonra sendikaya üye olanlar, üyeliğin sendika tarafından işverene bildirildiği tarihten itibaren bu sözleşmeden faydalanabilmektedir. Ancak sendikaya üye olmayan işçiler de Dayanışma Aidatı ödeyerek Toplu İş Sözleşmesinin koşullarından faydalanma hakkına sahiptir. İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler arasında çalışma koşulları bakımından herhangi bir ayrım yapamaz.
İş Hukukunda İşçinin Sorumlulukları Nelerdir?
İşçinin, işverene karşı sorumlulukları Türk Borçlar Kanununda sayılmaktadır. İşçi yasal mevzuatta tanımlanan sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür. İşçinin sorumlulukları şu şekilde tanımlanabilmektedir.
İşçinin Bizzat Çalışma Borcu: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun İşçinin Borçları başlıklı 395.maddesi; ‘’Sözleşmeden veya durumun gereğinden aksi anlaşılmadıkça, işçi yüklendiği işi bizzat yapmakla yükümlüdür’’ hükmüne amir olup işçinin kendisine verilen işi bizzat yapma borcu bulunmaktadır. Ancak bu durumun aksi kararlaştırılabilir.
İşçinin Özen ve Sadakat Borcu: İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür.
İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez. İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.
İşçinin Teslim ve Hesap Verme Borcu: İşçi, üstlendiği işin görülmesi sırasında üçüncü kişiden işveren için aldığı şeyleri ve özellikle paraları derhâl ona teslim etmek ve bunlar hakkında hesap vermekle yükümlüdür.
İşçi, hizmetin ifasından dolayı elde ettiği şeyleri de derhâl işverene teslim etmekle yükümlüdür.
İşçinin Fazla Çalışma Borcu: Fazla çalışma, ilgili kanunlarda belirlenen normal çalışma süresinin üzerinde ve işçinin rızasıyla yapılan çalışmadır. Ancak, normal süreden daha fazla çalışmayı gerektiren bir işin yerine getirilmesi zorunluluğu doğar, işçi bunu yapabilecek durumda bulunur ve aynı zamanda kaçınması da dürüstlük kurallarına aykırı olursa işçi, karşılığı verilmek koşuluyla, fazla çalışmayı yerine getirmekle yükümlüdür.
İşçinin Düzenlemelere ve Talimata Uyma Borcu: İşveren, işin görülmesi ve işçilerin işyerindeki davranışlarıyla ilgili genel düzenlemeler yapabilir ve onlara özel talimat verebilir. İşçiler, bunlara dürüstlük kurallarının gerektirdiği ölçüde uymak zorundadırlar.
İşçinin Sorumluluğu: İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur. Bu sorumluluğun belirlenmesinde; işin tehlikeli olup olmaması, uzmanlığı ve eğitimi gerektirip gerektirmemesi ile işçinin işveren tarafından bilinen veya bilinmesi gereken yetenek ve nitelikleri göz önünde tutulur.
İş Hukukunda İşverenin Sorumlulukları
İşverenin, işçiye karşı sorumlulukları ise 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 401 ve devamı maddelerinde tayin edilmiştir. Buna göre işverenin sorumlulukları şu şekilde sıralanabilir.
İşverenin Ücret Ödeme Borcu: İşveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hâllerde ise, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlüdür.
İşverenin Fazla Çalışma Ücreti Ödeme Sorumluluğu: İşveren, fazla çalışma için işçiye normal çalışma ücretini en az yüzde elli fazlasıyla ödemekle yükümlüdür. İşveren, işçinin rızasıyla fazla çalışma ücreti yerine, uygun bir zamanda fazla çalışmayla orantılı olarak izin verebilir.
İşverenin İkramiye Ödeme Sorumluluğu: İşveren, bayram, yılbaşı ve doğum günü gibi belirli günler dolayısıyla işçilerine özel ikramiye verebilir. Ancak, işçilerin ikramiyeyi isteme hakları bu konuda anlaşmanın veya çalışma şartının ya da işverenin tek taraflı taahhüdünün varlığı hâlinde doğar.
İşverenin Ücreti Süresinde Ödeme Borcu: Aksine bir durum olmadıkça, işçiye ücreti her ayın sonunda ödenir. Ancak, hizmet sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle daha kısa ödeme süreleri belirlenebilir. Daha kısa bir ödeme süresi kararlaştırılmamışsa veya aksine düzenleme yoksa, aracılık ücreti her ayın sonunda ödenir.
İş Hukuku Kapsamında Verdiğimiz Hizmetler
Tüm iş uyuşmazlıkları bir tarafta ekonomik olarak güçlü konumda olan işveren ile diğer tarafta zayıf olan işçi arasında doğan anlaşmazlıklardan doğmaktadır. Çoğunlukla işverene karşı işçinin hukuk mücadelesi vermesi maddi anlamda zorluklar yaratmaktadır. Zira dava harç ve masrafları ile yargılama süreci işçiyi ekonomik olarak zorlamaktadır.
Öte yandan iş mevzuatının teknik bilgiye dayalı olması nedeniyle işverenler de çoğunlukla vekil ile temsil edilmek istemektedir. Minval Hukuk ve Danışmanlık ekibi, her türlü işçi işveren ihtilaflarını özenle ve süreci en sağlıklı şekilde yürütmektedir.