- Minval Hukuk
- Ceza Hukuku
- 18 Aralık 2025
Trafikte kısa bir anlık karar, bazen uzun sürecek hukuki sonuçlar doğurabilir. Polis ya da trafikle görevli bir yetkili tarafından “DUR” işareti verildiğinde aracı durdurmamak, çoğu sürücünün sandığının aksine basit bir ihmal değil, doğrudan kanunda karşılığı olan bir ihlaldir. Özellikle son yıllarda artan denetimler, kamera sistemleri ve plaka tanıma teknolojileri nedeniyle çevirmeden kaçma olarak bilinen bu davranış, artık neredeyse her durumda tespit edilebilen ve yaptırımsız kalmayan bir trafik kuralı ihlalidir.
Hukuki karşılığıyla ifade etmek gerekirse, dur ihtarına uymama fiili 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-a maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Bu düzenleme; polis, jandarma trafik ekipleri, belediye zabıtası ve diğer yetkili görevlilerin trafik denetimi sırasında verdikleri dur işaretlerine uyulmasını zorunlu kılar. Yetkili bir makamın açık emrine rağmen aracın durdurulmaması, kanun koyucu tarafından idari bir trafik suçu olarak kabul edilmiştir. Bu yönüyle çevirmeden kaçmak, yalnızca bir trafik kuralı ihlali değil; trafik düzenine ve kamu otoritesine aykırı bir davranış niteliği taşır.
Pek çok sürücü, “bir anlık dalgınlık”, “acelem vardı” ya da “sonradan dururum” düşüncesiyle hareket edebilmektedir. Ancak uygulamada bu gerekçelerin hukuki bir karşılığı bulunmaz. Aksine, dur ihtarına uymamak trafik güvenliğini tehlikeye atan davranışlar arasında değerlendirilir. Çünkü kontrol noktasında durmayan bir araç, yalnızca kendisi için değil, o anda yolda bulunan diğer sürücüler ve yayalar için de ciddi risk oluşturur. Bu nedenle mevzuat, bu ihlali para cezası ve ceza puanı ile yaptırıma bağlamıştır.
Güncel uygulamada çevirmeden kaçma, çoğu zaman “polis çevirmesinden kaçma” şeklinde anılsa da, hukuki açıdan yetkili kişi kavramı daha geniştir. Trafiği düzenlemekle görevli her yetkili tarafından verilen dur işareti bağlayıcıdır. Ayrıca sanılanın aksine, dur ihtarına uymama yalnızca aracın fiziken durdurulmasıyla tespit edilmez; kamera kayıtları, plaka tespit sistemleri ve tutanaklar üzerinden de cezai işlem uygulanabilmektedir. Bu durum, “nasıl olsa yakalanmam” düşüncesini büyük ölçüde geçersiz kılmaktadır.
Bu yazımızda ele alınacak çevirmeden kaçma cezası, yalnızca rakamsal bir para cezasından ibaret değildir. Ceza puanı, sürücü belgesi açısından doğurabileceği sonuçlar ve kaçış sırasında başka ihlallerin yapılması hâlinde devreye girebilecek adli sorumluluk ihtimali, konuyu çok daha önemli bir noktaya taşımaktadır. İşte bu nedenle, 2025 yılı itibarıyla dur ihtarına uymamanın hukuki sonuçlarını bilmek, her sürücü için bir tercih değil, zorunluluktur.
Çevirmeden Kaçma Suçu Nedir?
Günlük hayatta sıkça kullanılan “çevirmeden kaçma” ifadesi, hukuki terminolojide belirli bir fiili karşılamakta ve doğrudan mevzuatta yer alan bir düzenlemeye dayanmaktadır. Türk hukukunda bu davranış, 2918 SAYILI KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU’NUN (KTK) 47. MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (A) BENDİ; “…Trafiği düzenleme ve denetimle görevli trafik zabıtası veya özel kıyafetli veya işaret taşıyan diğer yetkili kişilerin uyarı ve işaretlerine,… uymak zorundadırlar..” hükmünü amir olup iş bu madde kapsamında açıkça tanımlanmıştır. Kanun koyucu, trafik düzeninin sağlanabilmesi ve kamu güvenliğinin korunabilmesi amacıyla, yetkili kişiler tarafından yapılan uyarı ve işaretlere uyulmasını zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda dur ihtarına uymama, yalnızca teknik bir trafik kuralı ihlali değil; aynı zamanda idarenin trafik üzerindeki düzenleme yetkisine aykırı bir davranış olarak kabul edilmektedir.
Hukuki açıdan çevirmeden kaçma, trafik denetimi sırasında yetkili bir görevlinin verdiği “DUR” işaretine rağmen aracın durdurulmaması şeklinde gerçekleşir. Burada belirleyici unsur, işaretin yetkili bir makam tarafından ve usulüne uygun şekilde verilmiş olmasıdır. Trafik Kanunu’nda bu durum, “trafiği düzenleme ve denetimle görevli trafik zabıtası veya işaret taşıyan diğer yetkililerin uyarı ve işaretlerine uymamak” şeklinde ifade edilmiştir. Dolayısıyla fiilin oluşması için sürücünün mutlaka uzun süreli bir kaçış içinde olması gerekmez; dur ihtarını görmesine rağmen durmadan yoluna devam etmesi, suçun oluşması için yeterlidir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 47. maddesi yalnızca dur ihtarına uymamayı değil, trafik düzenini bozan diğer temel ihlalleri de aynı sistematik içinde ele alır. Bu kapsamda kırmızı ışık ihlali, trafik levha ve işaretlerine uymama gibi davranışlar da aynı maddede düzenlenmiştir. Ancak çevirmeden kaçma, bu ihlaller arasında en ağır sonuçlara yol açabilen davranışlardan biri olarak öne çıkar. Çünkü bu eylem, çoğu zaman ani hızlanma, hatalı manevra ve kontrolsüz sürüş gibi ikincil riskleri de beraberinde getirir. Bu nedenle kanun koyucu, dur ihtarına uymamayı ayrıca ve açık şekilde yaptırıma bağlamıştır.
Bu fiilin hukuki niteliği değerlendirildiğinde, İDARİ BİR TRAFİK SUÇU olduğu görülür. Yani çevirmeden kaçma, kural olarak doğrudan ceza mahkemelerinde yargılanan bir suç değildir; idari para cezası ve ceza puanı uygulanır. Bununla birlikte, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile de bağlantılıdır. Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi, yetkili makamların hukuka uygun emirlerine aykırı davranışı yaptırıma bağlamaktadır. Ancak trafik alanında özel bir düzenleme bulunduğundan, uygulamada öncelikle Karayolları Trafik Kanunu hükümleri esas alınır. Bu durum, çevirmeden kaçma fiilinin hukuki temelinin açık ve tartışmasız olduğunu göstermektedir.
Uygulamada sıkça karşılaşılan yanlış kanılardan biri, dur ihtarının yalnızca polis tarafından verilebileceği düşüncesidir. Oysa mevzuat bu yetkiyi geniş tutmuştur. JANDARMA TRAFİK EKİPLERİ, BELEDİYE ZABITASI VE KANUNLA YETKİLENDİRİLMİŞ DİĞER GÖREVLİLER de trafik denetimi sırasında dur işareti verebilir. Bu nedenle “polis çevirmesinden kaçma” ile “zabıta çevirmesinden kaçma” arasında hukuki açıdan herhangi bir fark bulunmaz. Yetkili kişinin kimliği değil, yetkinin kanundan kaynaklanması esas alınır. Sürücü açısından sonuç her durumda aynıdır.
Çevirmeden kaçma suçunun önemini artıran bir diğer husus da trafik güvenliği üzerindeki doğrudan etkisidir. Kontrol noktasında durmayan bir araç, yalnızca kendi sürücüsünü değil, çevredeki diğer sürücüleri ve yayaları da tehlikeye atar. Bu nedenle her araç sürücüsü, kendisine yöneltilen dur işaretine derhal ve tereddütsüz şekilde uymakla yükümlüdür. Kanun, bu yükümlülüğü bir tercih değil, açık bir zorunluluk olarak düzenlemiştir.
Sonuç olarak çevirmeden kaçma suçu, trafik görevlilerinin “DUR” ihtarına rağmen aracın durdurulmamasıyla oluşan ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre ayrı bir trafik suçu olarak kabul edilen bir fiildir. Bu davranış, idari para cezası ve ceza puanı ile yaptırıma bağlanmış olup, olayın şartlarına göre daha ağır hukuki sonuçların da önünü açabilmektedir. Trafiği düzenleyen yetkililerin emir ve işaretlerine uymamak, Türk hukuk sisteminde açıkça yasaklanmış ve caydırıcı yaptırımlarla korunmuştur.
Çevirmeden Kaçma Cezası 2025
Dur ihtarına uymama cezası, 2025 yılı itibarıyla Türk trafik hukukunda açık, net ve tartışmasız biçimde belirlenmiş yaptırımlara bağlanmıştır. Uygulamada en çok merak edilen konuların başında “çevirmeden kaçmanın cezası ne kadar?”, “polis dur ihtarına uymamanın bedeli nedir?” ve “ehliyete el konulur mu?” soruları gelmektedir. Bu soruların tamamı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve her yıl güncellenen ceza cetvelleri çerçevesinde cevap bulur.
2025 yılı için dur ihtarına uymama (çevirmeden kaçma) idari para cezası 2.167 TL olarak uygulanmaktadır. Bu ceza, trafik görevlisinin düzenlediği tutanak veya elektronik tespit sistemleri üzerinden sürücüye tebliğ edilir. Ceza tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenirse, kanunun tanıdığı indirim hakkı devreye girer ve ceza %25 indirimli olarak 1.625,25 TL’ye düşer. Bu indirim, cezanın hukuka uygunluğunu kabul anlamına gelmez; yalnızca erken ödeme avantajıdır ve itiraz hakkını ortadan kaldırmaz.
Ancak çevirmeden kaçma cezasını önemli kılan husus yalnızca para cezası değildir. Bu ihlal nedeniyle sürücünün siciline 20 ceza puanı işlenir. Trafik ceza puanı sistemi, sürücülerin davranışlarını disiplin altına almayı amaçlayan bir mekanizmadır ve 20 puan, tek bir ihlalle alınabilecek en yüksek puanlardan biridir. Bir takvim yılı içinde 100 ceza puanına ulaşılması hâlinde, sürücü belgesine geçici olarak el konulur. Bu nedenle dur ihtarına uymama, özellikle daha önce ceza puanı bulunan sürücüler açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.
Cezanın hukuki dayanağı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-a maddesidir. Bu maddede fiilin tanımı yer almakta; ceza miktarları ise doğrudan kanun metninde sabit olarak yazılmamakta, her yıl yeniden değerleme oranı esas alınarak güncellenmektedir. 2025 yılı için belirlenen %43,93 oranındaki yeniden değerleme sonrasında, dur ihtarına uymama cezası 2.167 TL olarak yürürlüğe girmiştir. Bu durum, cezanın keyfi değil; tamamen mevzuata ve resmi hesaplama sistemine dayalı olarak belirlendiğini göstermektedir.
Uygulamada süreç şu şekilde ilerler: Trafik polisi, jandarma veya yetkili diğer görevliler, dur ihtarına uymayan aracı doğrudan durdurabilir ya da olay kamera, plaka tanıma sistemi veya benzeri teknik araçlarla tespit edilebilir. Tespit sonrasında idari para cezası tutanağı düzenlenir ve ceza sürücüye tebliğ edilir. Ceza, sürücü adına yazılır; aracın kime ait olduğu, cezanın muhatabını değiştirmez. Ancak bazı durumlarda, tespit plaka üzerinden yapıldıysa, araç sahibine ayrıca bildirim gönderilebilir.
Dur ihtarına uymama cezasının ehliyet üzerindeki etkileri de ayrıca önemlidir. Bir yıl içinde bu ihlalin üç kez tekrarlanması hâlinde, sürücü belgesine 30 gün süreyle geçici olarak el konulur. Aynı yıl içinde altı kez tekrarında bu süre 45 güne, dokuz kez tekrarında ise 60 güne çıkar. Ehliyetin geri alınabilmesi için sürenin dolması yeterli değildir; sürücünün ayrıca psikoteknik değerlendirmeden geçmesi ve olumlu rapor alması gerekir. Bu yönüyle çevirmeden kaçma, sürücünün yalnızca maddi değil, mesleki ve sosyal hayatını da etkileyebilecek sonuçlar doğurur.
Önemle vurgulanmalıdır ki, dur ihtarına uymama tek başına adli bir suç değildir. Yani bu ihlal nedeniyle doğrudan hapis ya da adli para cezası verilmez. Ancak kaçış sırasında başka bir suçun işlenmesi, örneğin trafik kazasına neden olunması, bir kişinin yaralanması, mala zarar verilmesi ya da görevli memura direnilmesi hâllerinde, Türk Ceza Kanunu hükümleri devreye girer. Bu durumda idari para cezasına ek olarak adli soruşturma ve yargılama süreci de başlatılabilir.
Cezanın usulüne ilişkin hükümler, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu çerçevesinde uygulanır. Para cezasının tahsili, itiraz süresi, ödeme şekli ve indirim hükümleri bu kanuna tabidir. Trafik Kanunu’nun verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan Ceza Rehberi ve Karar Tutanağı Cetvelleri, her yıl Resmî olarak yayımlanır ve uygulayıcılar için bağlayıcıdır. 2025 Ceza Rehberi’nde de dur ihtarına uymama fiili açıkça 2.167 TL para cezası ve 20 ceza puanı ile yer almaktadır.
Önemli bir hatırlatma olarak: Trafik cezaları her yıl yeniden değerleme oranına göre değişmektedir. Bu nedenle 2025 yılı için geçerli olan bu tutarlar, sonraki yıllarda artabilir. Ayrıca ceza doğrudan sürücüye uygulanır; araç sahibinin farklı olması, cezanın miktarını veya niteliğini değiştirmez. Bu yönüyle çevirmeden kaçma cezası, hem maddi hem de hukuki sonuçları bakımından hafife alınmaması gereken bir trafik ihlalidir.
Dur İhtarına Uymadım, Çevirmeden Kaçtım Ne Olur?
Trafikte dur ihtarına uymamak, çoğu sürücünün anlık bir refleksle yaptığı ancak sonuçları itibarıyla ciddi hukuki ve fiilî riskler barındıran bir davranıştır. Uygulamada “nasıl olsa kurtuldum” düşüncesi yaygın olsa da, modern denetim araçları ve mevzuat yapısı nedeniyle çevirmeden kaçmanın etkisi çoğu zaman kısa süreli, sonuçları ise kalıcıdır. Bu nedenle “dur ihtarına uymadım, ne olur?” sorusu, yalnızca para cezası ile sınırlı olmayan çok yönlü bir değerlendirmeyi gerektirir.
Öncelikle idari yaptırım devreye girer. Sürücü, olay anında yakalansın ya da sonradan tespit edilsin, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-a maddesi uyarınca 2.167 TL idari para cezası ile karşılaşır ve 20 ceza puanı sürücü siciline işlenir. Bu yaptırım, idarenin takdirine bağlı değildir; fiil tespit edildiği anda uygulanması zorunludur. Ceza tebliğ edildikten sonra 15 gün içinde ödeme yapılmazsa, Kabahatler Kanunu hükümleri gereği tahsil süreci başlar ve gecikme hâlinde tutar artabilir.
İdari süreç genellikle belirli bir sistematik içinde ilerler. Trafik görevlisi, dur ihtarına uymayan aracı bizzat durdurduğunda idari para cezası tutanağı düzenler. Bunun yanı sıra, günümüzde yaygın olarak kullanılan plaka tanıma sistemleri, kamera kayıtları ve diğer elektronik denetim araçları sayesinde sürücünün olay yerinden uzaklaşmış olması ceza uygulanmasını engellemez. Plaka tespiti yapıldığında, ceza daha sonra sürücünün adresine tebliğ edilir. Bu aşamada sürücünün, cezanın hukuka aykırı olduğunu düşünmesi hâlinde İTİRAZ HAKKI bulunmaktadır.
İtiraz süreci, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca yürütülür. Buna göre sürücü, cezanın tebliğinden itibaren yasal süre içinde Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurarak itiraz edebilir. Ancak burada altı çizilmesi gereken önemli bir nokta vardır: İtirazın kabul edilmesi için yalnızca “durmadım ama haklıydım” demek yeterli değildir. Dur ihtarının hukuka aykırı olduğu, görülmesinin fiilen mümkün olmadığı ya da tespitin hatalı yapıldığı somut delillerle ortaya konulmalıdır. Aksi hâlde ceza kesinleşir ve tahsil edilir.
Dur ihtarına uymamanın sonuçları, yalnızca idari para cezası ve puanla sınırlı değildir. Kaçış sırasında ortaya çıkan riskler, fiili farklı bir boyuta taşıyabilir. Ani hızlanma, hatalı şerit değişimi, kavşakta geçiş üstünlüğünün ihlali gibi davranışlar, çoğu zaman zincirleme trafik ihlallerine yol açar. Eğer bu süreçte maddi hasarlı, yaralamalı ya da ölümlü bir trafik kazası meydana gelirse, artık idari yaptırım sınırı aşılır ve adli sorumluluk gündeme gelir.
Bu noktada Türk Ceza Kanunu devreye girer. Kaçış sırasında bir kişinin yaralanmasına neden olunması hâlinde taksirle yaralama suçu (TCK 86) oluşabilir. Eğer olay ölümle sonuçlanırsa, taksirle öldürme suçu (TCK 85) söz konusu olur ve bu durumda hapis cezası ihtimali doğar. Daha ağır senaryolarda, aracın bilerek ve isteyerek başkalarına doğru sürülmesi gibi durumlar kasten yaralama veya kasten öldürme suçlarına dahi dönüşebilir. Ayrıca görevli polise karşı zor kullanılması, araca çarpılması veya tehditle kaçılması hâlinde görevi yaptırmamak için direnme (TCK 265) suçu da gündeme gelir.
Bu nedenle hukuki açıdan önemli bir ayrım yapılmalıdır: Dur ihtarına uymama fiili tek başına idari bir trafik suçudur, ancak bu fiilin icrası sırasında veya sonucunda başka bir hukuka aykırı durum ortaya çıkarsa, idari ve adli yaptırımlar birlikte uygulanır. Örneğin alkollü, ehliyetsiz veya aşırı hızlı şekilde araç kullanan bir sürücünün dur ihtarına uymadan kaçması hâlinde, her bir ihlal için ayrı ayrı ceza kesilir ve toplam yaptırım ağırlaşır.
Ceza puanı sistemi bakımından da durum son derece ciddidir. Tek bir dur ihtarına uymama ihlali, sürücünün hanesine 20 puan yazılmasına neden olur. Bu puan, başka ihlallerle birleştiğinde kısa sürede 100 puan sınırına ulaşılmasına yol açabilir. Bu sınır aşıldığında sürücü belgesine geçici olarak el konulur ve sürücünün yeniden trafiğe çıkabilmesi için belirli prosedürleri yerine getirmesi gerekir. Bu yönüyle çevirmeden kaçma, ehliyetin kaybedilmesine giden süreci hızlandıran ihlallerden biridir.
Sonuç olarak dur ihtarına uymadan kaçan bir sürücü; idari para cezası ve ceza puanı ile karşılaşır, elektronik veya fiilî tespit yoluyla mutlaka belirlenir, gerekirse ceza yargılamasına konu olur ve ağır durumlarda adli yaptırımlarla yüzleşir. Trafik ekiplerinin teknik imkânları ve hukuki yetkileri dikkate alındığında, bu ihlalden kaçmanın sürdürülebilir bir avantaj sağlamadığı açıktır. Bu nedenle trafikte dur ihtarına uymak, yalnızca bir kural değil; hem hukuki hem de toplumsal bir sorumluluktur.
Motorla Polisten Kaçma Cezası
Motosikletle polisin dur ihtarına uymayarak kaçmak, araç türüne özgü bir ayrıcalık yaratmaz. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-a maddesi, motorlu taşıt ayrımı yapmaksızın tüm sürücüler için uygulanır. Bu nedenle motosiklet sürücüleri de otomobil sürücüleriyle aynı temel yaptırımlara tabidir. 2025 yılı itibarıyla, motorla çevirmeden kaçan sürücüye 2.167 TL idari para cezası ve 20 ceza puanı uygulanır.
Motosiklet kullanımının kendine özgü kuralları bulunduğundan, kaçış esnasında bu kurallara aykırılık ek yaptırımları beraberinde getirir. En başta kask zorunluluğu gelir. KTK 78/1-b uyarınca, motosiklet sürücüsünün (ve varsa yolcusunun) koruyucu başlık takması zorunludur. 2025 yılı için kask takmamanın cezası 993 TL’dir (15 gün içinde ödeme hâlinde 744,75 TL). Kaçış sırasında kask takılmıyorsa, bu ceza dur ihtarına uymama cezasına eklenir.
Motosikletle kaçışta sık karşılaşılan diğer ihlaller ve sonuçları şöyledir:
- Ehliyetsiz sürüş: Motosiklet sürücüsünün ehliyeti yoksa, 2025’te 18.678 TL’ye varan ek ceza uygulanır. Bu ceza, dur ihtarına uymama cezasından bağımsızdır ve birlikte kesilir.
- Plakasız/tescilsiz araç: Plakasız veya ruhsata aykırı motosiklet kullanmanın cezası 2025’te 15.713 TL’ye kadar çıkabilir. Kaçış sırasında bu durum tespit edilirse, yaptırım katlanarak artar.
- Aşırı hız ve tehlikeli manevra: Kaçış anında hız sınırlarının aşılması, dengesiz sürüş veya güvenlik şeridinin kullanılması gibi ihlaller ayrı ayrı cezalandırılır (örneğin hız sınırını %30 aşmanın cezası 4.512 TL).
Motosikletler için yaygın bir yanılgı, “kaçarken tespit edilemez” düşüncesidir. Oysa kamera sistemleri, plaka okuma teknolojileri ve görsel tespit sayesinde motosiklet sürücülerinin kimliği çoğu durumda belirlenebilmektedir. Plaka veya sürücü tespiti yapıldığında, ceza sonradan tebliğ edilir ve yaptırım kaçınılmaz olur.
Uygulamada, motorla çevirmeden kaçma çoğu zaman birden fazla ihlalin birleştiği dosyalara dönüşür. Örneğin; dur ihtarına uymama (2.167 TL), kask takmama (993 TL), plakasızlık (15.713 TL) ve ehliyetsizlik (18.678 TL) aynı olayda birlikte uygulanabilir. Bu durumda yalnızca para cezası değil, trafikten men gibi idari tedbirler de gündeme gelir.
Sonuç olarak, motosikletle polisten kaçmak daha hafif değil, aksine çoğu zaman daha ağır sonuçlar doğurur. Araç türü cezada fark yaratmaz; ek yükümlülükler nedeniyle motosiklet sürücülerinin maruz kaldığı yaptırımlar daha hızlı artar. Trafikte güvenliğin sağlanması için dur ihtarına uymak, motosiklet sürücüleri açısından da vazgeçilmez ve bağlayıcı bir hukuki sorumluluktur.

Minval Hukuk & Danışmanlık Bürosu Sigorta Hukuku(Trafik ve İş Kazaları), İş Hukuku, Kamulaştırma ve İstimlak, Tazminat Hukuku, Ölüm ve Yaralamalı Trafik Kazalarından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları, Yangın Sigortaları, Dask Sigortası, İşveren Mali Sorumluluk Sigortaları, Araç Değer Kaybı ve Araç Hasar Bedeli Davaları ile Vatandaşlık Hukuku ve Nüfus Davaları, Göç Davaları, SGK’nın karşılamadığı akıllı ilaç bedellerinin ödenmesi ve ücretsiz temin edilmesi ile ilgili davalar üzerine yoğunlaşmış ve bu alanların her birinde yüzlerce danışanın haklarını ilgili kişi ve kurumlar nezdinde çözüme kavuşturmuştur. Minval Hukuk Bürosunun Kurucu ortaklarının çeşitli site ve dergilerde yayınladığı onlarca makalenin yanında basılan “Sigorta Hukuku ve Tahkim Uygulamaları” adlı bir kitabı da bulunmaktadır.
