- Minval Hukuk
- Ceza Hukuku
- 28 Kasım 2025
Ceza dava dosyası, ceza yargılamasının hem soruşturma hem de kovuşturma aşamalarında, bir kişiye yöneltilen suç isnadına ilişkin tüm bilgi, belge ve delillerin sistematik şekilde bir araya getirildiği resmî dosyadır. Türk Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) çerçevesinde yürütülen ceza yargılaması, maddi gerçeğin araştırılması ve adil yargılanma güvencelerinin sağlanması amacıyla oluşturulmuş bir süreç olduğundan, ceza dava dosyası bu sürecin bel kemiğini oluşturur.
Dosyanın içinde, suç duyurusu, ihbar tutanakları, şüpheli ve tanık ifade tutanakları, bilirkişi raporları, uzman görüşleri, adli tıp raporları, keşif tutanakları, kamera kayıtları, telefon dökümleri, mahkeme ara kararları, iddianame, esas hakkında mütalaa, hüküm ve hükmün kesinleşmesine ilişkin belgeler yer alır. Bu nedenle ceza dava dosyası yalnızca olayın anlatımını değil, ceza yargılamasında uygulanan tüm usul işlemlerinin evraklaştırılmış hâlini içerir.
Özellikle Asliye Ceza Mahkemesi ceza dava dosyası ifadesi, suça ilişkin yetkili mahkemenin Asliye Ceza Mahkemesi olduğu hâllerde kullanılan bir dosya türünü ifade eder. Bu mahkemeler genellikle daha düşük ceza yaptırımı gerektiren suçlara bakmaktadır (örn. tehdit, basit yaralama, hakaret). Daha ağır nitelikte suçlar ise Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülür ve bu mahkemelerdeki dosya içerikleri daha fazla bilirkişi raporu, teknik inceleme ve kapsamlı delil barındırır.
Ceza dava dosyası aynı zamanda adli para cezası gibi yaptırımların da işlendiği bir kayıt sistemidir. Bu çerçevede “ceza dava dosyası para cezası” ifadesi, sanık hakkında verilen adli para cezasına ilişkin hesaplama, ödeme ve tahsilat bilgilerinin dosyada yer aldığını ifade eder. Adli para cezası, TCK m. 52 uyarınca gün esasına göre belirlenir ve bir günün karşılığı olan miktar ile çarpılarak hesaplanır.
Vatandaşlar, ceza dava dosyası sorgulama işlemlerini UYAP Vatandaş Portalı veya e-Devlet Kapısı üzerinden “dosya türü ceza dava dosyası” seçeneği ile yapabilir. Sanık, müdafi, müşteki veya katılan sıfatına sahip kişiler, dava sürecindeki tüm gelişmeleri bu sistemlerden anlık olarak takip edebilir.
Ceza Dava Dosyası Neden Açılır?
Bir ceza dava dosyası, suç işlendiğine dair yeterli şüphe ya da şikâyetin varlığında; Cumhuriyet savcılığının soruşturma başlatmasıyla açılır. Açılma sebebi, somut olgulara dayanan makul şüphe, mağdurun şikâyeti, kolluğun tespiti veya savcının re’sen başlatma yetkisidir. Bu hukuki çerçeve, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun soruşturma hükümlerine dayanır.
1. Makul şüphe (soruşturmanın başlangıç nedeni)
Savcılık, bir olaya ilişkin “suç işlendiği izlenimini veren hâl” öğrendiğinde derhal olayı araştırmak zorundadır; bu araştırmanın başlatılmasıyla birlikte ceza dava dosyası oluşur. Makul şüphe; somut, objektif ve olgulara dayanan bir kanaat gerektirir; soyut şüphe veya sadece söylenti yetersizdir. Bu nedenle soruşturma açılması için kolluk veya mağdur beyanları ile somut delillerin bir araya gelmesi beklenir.
2. Şikâyete bağlı suçlar – Mağdurun başvurusu
Bazı suçlar yalnızca mağdurun şikâyeti üzerine soruşturulur ve dava açılabilir. Hakaret, basit yaralama veya belirli kişilik haklarına yönelik fiiller gibi şikâyete tabi suçlar açısından mağdurun kolluğa veya savcılığa şikâyet dilekçesi vermesi ceza dava dosyası açılmasının doğrudan sebebidir. Bu tür dosyalar pratikte sıkça asliye ceza mahkemesi ceza dava dosyası kapsamına girer; yetki ve cezai sınırlar bu mahkemelerin görev alanına göre belirlenir. (Şikâyetin geri alınması veya usulî sürelerin geçirilmesi dosyanın seyrini etkileyebilir.)
3. Re’sen soruşturulan ve kamu düzenini ilgilendiren suçlar
Bazı suçlarda mağdurun şikâyeti aranmadan savcı re’sen soruşturma başlatır ve dosya türü ceza dava dosyası olarak kayda girer. Uyuşturucu suçları, kaçakçılık, cinsel suçlar, örgütlü suç niteliği taşıyan olaylar ve ağır ekonomik suçlar gibi hâllerde kamu yararı gereği savcılık resen devreye girer. Bu tür dosyalar genellikle daha kapsamlı delil toplama, teknik inceleme ve adli tıp/bilirkişi süreçleri gerektirir.
4. Kolluk tespiti ve doğrudan belgeye dayalı başlangıç
Polis veya jandarma tarafından olay yerinde düzenlenen tutanaklar, keşif tutanakları, emniyet raporları veya fiziksel deliller savcılığa intikal ettiğinde, kolluğun tespitine dayanılarak soruşturma açılır. Bir trafik kazası, kamu düzenini bozan fiil veya aile içi şiddet ihbarı gibi olaylarda kolluğun yerinde tespiti ceza dava dosyası açılmasını hızlandırır.
5. Savcının re’sen başlatma yetkisi ve takdir alanı
Savcı, elindeki istihbarat, kurum raporları veya kamu düzenini ilgilendiren bilgiler doğrultusunda re’sen soruşturma başlatma yetkisine sahiptir. Bu takdir, hem mağdurun korunması hem de kamu düzeninin korunması amacına yöneliktir. Takdir yetkisi geniş olmakla birlikte keyfî olmamalı; savcı maddi gerçeğin araştırılması ilkesine uygun hareket etmelidir.
6. Soruşturmanın düzenlenmesi: Belge, tutanak ve dosyanın oluşumu
Soruşturmanın her adımında tutulan ifadeler, bilirkişi raporları, delil belgeleri, keşif tutanakları ve kolluk yazışmaları ceza dava dosyası içinde sistematik olarak bir araya getirilir. Bu evrak yığını, dosyanın ilerleyen safhalarda (örneğin iddianame düzenlenmesi halinde) mahkemeye sunulacak temel belgesel esastır. Vatandaşların süreci takip etmesi için ceza dava dosyası sorgulama imkânları dijital platformlarda sunulmaktadır; taraflar dosyanın statüsünü elektronik ortamdan izleyebilir.
Ceza Dava Dosyası Açılması ile ilgili sık karşılaşılan örnekler
- Bir mağdur şikâyetiyle başlayan hakaret iddiası: mağdur şikâyet dilekçesiyle kolluğa başvurur, savcılık soruşturma başlatır ve ceza dava dosyası açılır; delil yeterli görülürse iddianame ile kovuşturma aşamasına geçilir.
- Kamera kayıtlarıyla desteklenen hırsızlık iddiası: kolluk tespitine dayalı olarak re’sen soruşturma açılır; dosya kapsamlı adli inceleme gerektirir.
- Kurumsal denetim sonucu tespit edilen mali usulsüzlük: savcılık re’sen soruşturma başlatabilir ve dosya türü ceza dava dosyası olarak kayıt altına alınır.
Ceza davası açıldıktan sonra ise Soruşturma aşamasında toplanan deliller, şüpheli ve tanık beyanları değerlendirilir. Eğer yeterli şüphe varsa savcı iddianame düzenleyerek mahkemeye sunar; böylece dosya kovuşturma aşamasına, yani duruşmalı yargılamaya geçer. Diğer yandan delil yetersizliği hâlinde savcı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vererek dosyayı kapatır; bu iki farklı yol ceza dava Dosyası nasıl kapanır sorusunun da zeminini oluşturur. (Kovuşturma aşamasında alınabilecek kararlar arasında beraat, mahkûmiyet veya ceza davalarında hükmedilen yaptırımlar — ör. ceza dava dosyası para cezası — yer alır.)
Ceza Dava Dosyası Nasıl Kapanır?
Bir ceza dava dosyası ya soruşturma aşamasında savcının KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR (TAKİPSİZLİK) kararıyla kapanır ya da KOVUŞTURMA AŞAMASINDA MAHKEME KARARIYLA (BERAAT, MAHKÛMİYET, HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI — HAGB, CEZA ERTELEMESİ, DAVANIN DÜŞMESİ VB.) kapanır. Ancak her kapanış türünün hukuki etkileri, itiraz yolları ve yeniden soruşturma/kovuşturma koşulları farklıdır.
Ceza dava dosyasının kapanma biçimi yürütülen sürecin niteliğine göre farklılık gösterir. Soruşturma evresinde dosya, Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesiyle sona erer. Bu karar, iddianamenin düzenlenmesine engel olan şüphe yetersizliği ya da hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı gibi durumlarda başvurulan bir yöntemdir ve soruşturmayı kesin olarak sonlandırır. Kovuşturma evresinde ise dosya, mahkemenin verdiği beraat, mahkûmiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, cezanın ertelenmesi, düşme veya benzeri kararlarla kapanır. Mahkûmiyet hâllerinde hükmolunan yaptırım türü, adli para cezası veya hapis cezası olabilir; adli para cezaları Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre belirlenir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kesinleştiğinde aynı fiil nedeniyle yeniden kamu davası açılması kural olarak mümkün değildir. Bunun tek istisnasını, daha önce değerlendirilmemiş ve suç şüphesini kuvvetlendirecek nitelikte yeni delilin ortaya çıkması oluşturur. Bu ilke, hukuki güvenlik gereği takipsizlik kararının keyfî biçimde bertaraf edilmesini engeller. Kovuşturma aşamasındaki hükümler bakımından ise özellikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarında denetim süresi, yükümlülükler ve itiraz yolları dikkate alınarak süreç tamamlanır; kararın kesinleşme zamanı sonucunu doğrudan etkiler.
Uygulamada dosyanın durumunun doğru takip edilmesi önemlidir. E-Devlet ve UYAP Vatandaş Portal üzerinden ceza dava dosyasının statüsü düzenli olarak kontrol edilmeli, özellikle takipsizlik kararlarına ilişkin on beş günlük itiraz süresi gibi hak düşürücü sürelerin kaçırılmamasına dikkat edilmelidir. Ceza muhakemesinde etkin hak arama, kararların kesinleşme süreçlerine hâkim olmak ve gerektiğinde süresi içinde başvuru yapabilmekle mümkündür.
I. Soruşturma Aşamasında Kapanma: “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” (KYOK / Takipsizlik)
Cumhuriyet savcısı, yaptığı soruşturma sonunda suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulamazsa “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verir. Bu karar, halk arasında takipsizlik olarak bilinir ve soruşturmanın tamamen kapandığı anlamına gelir.
Takipsizlik genellikle şu durumlarda verilir:
• Suçu kanıtlayacak yeterli delil bulunmaması,
• Olayın suç oluşturmaması,
• Failin tespit edilememesi,
• Şikâyete bağlı suçlarda şikâyetin yapılmaması veya sürenin geçmesi,
• Etkin pişmanlık veya uzlaşma gibi özel durumların gerçekleşmesi.
Takipsizlik kararı verildiğinde aynı olay hakkında savcı artık dava açamaz. Ancak karar kesinleştikten sonra daha önce hiç görülmemiş, önemli ve yeni bir delil ortaya çıkarsa soruşturma yeniden başlatılabilir. Küçük ifade değişiklikleri veya önceki delillerin tekrarı yeni delil sayılmaz.
Takipsizlik kararına karşı mağdur veya şikâyetçi, kararın kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. Hâkim, kararı kaldırabilir veya onaylayarak kesinleştirebilir.
Karar kesinleştiğinde soruşturma dosyası kapanır ve UYAP gibi sistemlerde “kapanmış dosya” olarak görünür. Yeniden soruşturma açılması ise sadece gerçekten yeni ve güçlü deliller bulunması hâlinde mümkündür.
II. Kovuşturma Aşamasında Kapanma: Mahkeme Hükümleri ve Etkileri
Savcılığın iddianame düzenleyip mahkemece davanın açılması hâlinde artık kapanma mahkeme kararıyla olur. Bu kısım, “Ceza dava Dosyası nasıl kapanır” sorusunun esas ağırlığını oluşturur.
1) Beraat (CMK ve Yargıtay uygulaması)
- Tanım / Hukukî Sonuç: Mahkeme, iddianamedeki suç isnadını yeterli delille ispat edilemediğine kanaat getirirse beraat kararı verir; beraat hükmü kesinleşince ceza dava dosyası kapanır ve müddei sıfatı ortadan kalkar.
- Etkileri: Beraat kararı, hükmün açıklanması mahkûmiyet niteliği taşımadığından sanığın hukuki statüsünü temizler; fakat beraat kararı sonrası özel verilmiş bazı kayıtların silinmesi ve tazminat hukuku gibi sonuçlar ayrı düzenlemelere tabidir. (Beraat ile KYOK farklıdır: KYOK soruşturma evresinde sonlanma, beraat ise yargılama sonucu verilen mahkeme kararını ifade eder.)
2) Mahkûmiyet ve Ceza dava dosyası para cezası (adli para cezası — TCK m.52)
- Hukukî Dayanak: Adli para cezası TCK m.52’de düzenlenmiştir. Mahkûmiyet kararıyla TCK hükümleri uyarınca adli para cezası verilebilir veya hapis cezası verilebilir; kısa süreli hapislerin adli para cezasına çevrilmesi imkânı da mevcuttur. Dosyada hükmolunan ceza dava dosyası para cezası kayıt altına alınır ve infaz işlemleri başlar.
- Uygulama Notu: 2020’ler ve sonrasında yapılan düzenlemeler ile adli para cezasının günlük miktarı ve üst sınır uygulamalarında değişiklikler olmuştur; mahkeme takdirindedir ve sanığın ekonomik durumu dikkate alınır. Adli para cezası ödeme emrine bağlanır; ödenmemesi halinde paranın hapis cezasına çevrilmesi usulleri söz konusudur.
3) Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması — (HAGB, CMK m.231)
- Ne olduğu: CMK m.231 uyarınca, bazı koşulların bir arada bulunması hâlinde mahkeme, kurduğu hükmü açıklamayı geri bırakabilir (HAGB). HAGB verdiği karine gereği mahkûmiyetin doğrudan hukuki etkisini askıya alır; ancak belirli kayıtlar veya müsadere hükümleri gibi hususlar uygulanabilir.
- Şartlar ve Denetim Süresi: CMK 231’de belirtilen objektif ve sübjektif şartlar aranır; HAGB kararında genellikle 5 yıllık denetim süresi uygulanır (CMK hükümleri uyarınca). Bu süre içinde sanığın davranışlarına göre hükmün kesinleşmesi veya düşmesi mümkün olur. HAGB kararı sonunda (denetim olumlu sonuçlanırsa) dosya fiilen kapanır.
- İtiraz Kanun Yolu: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı istinaf kanun yoluna götürülebilir.HAGB kararı hakkında öngörülen itiraz yolları ve uygulama şekilleri hukuki tartışmalara konu olmuş; Yargı paketleri ve mevzuat değişiklikleri çerçevesinde itiraz yolları zaman zaman düzenlenmektedir. (Uygulamada HAGB’ye ilişkin içtihatlara dikkat edilmelidir.)
4) Ceza Ertelemesi (TCK m.51)
- Tanım / Koşullar: Hapis cezasının ertelenmesi TCK m.51’de düzenlenmiştir. İşlenen suç bakımından öngörülen hapis cezasının belirli şartları sağlaması halinde mahkeme, infazı erteleyebilir; bu durumda hüküm kesinleşse de infaz ertelemeye bağlanır ve dosya infaz aşamasında denetimli serbestlik prosedürüne girer.
5) Davanın Düşmesi / Düşürme Nedenleri
- Zamanaşımı, şikâyetten vazgeçme, sanığın ölümü, usulü engeller veya özel kanuni haller dolayısıyla dava düşebilir. Düşme kararıyla ceza dava dosyası mahkeme kararına istinaden kapanır. (Şikâyete tabi suçlarda mağdurun şikâyetten vazgeçmesi dava akışını doğrudan etkileyebilir.)
III. İtirazlar, Kesinleşme ve “Dosyanın Yeniden Açılması” Sorunu
- İtiraz ve temyiz yolları
- KYOK’a itiraz (CMK m.173) — genelde sulh ceza hâkimliği
- İlk derece mahkeme kararlarına karşı istinaf, ardından temyiz (Yargıtay) yoluna başvurma imkânı (CMK hükümleri). HAGB kararına karşı uygulanacak yol ve süresi mevzuat değişiklikleriyle farklılaşmıştır; uygulamada dikkat edilmelidir.
- Kesinleşme ve yeniden soruşturma
- KYOK kesinleştiğinde aynı fiilden dolayı yeniden kamu davası açılamaz; istisna, CMK’nın öngördüğü “yeni delil” hâlidir. Yeni delilin mahiyeti ve ağırlığı uygulamada sıkı kriterlere bağlıdır; dolayısıyla ceza dava dosyası ne zaman kapanır sorusunun bir boyutu da “kesinleşme”dir: hüküm veya karar kesinleştiğinde dosya kapanır, ancak “yeniden açılma” için CMK’da öngörülen koşullar aranır.
Ceza Davası Ne Kadar Sürede Açılır?
Ceza davasının açılması, yani soruşturmanın tamamlanıp iddianamenin düzenlenerek mahkemeye gönderilmesi için kanunda belirlenmiş kesin bir süre yoktur. Ceza Muhakemesi Kanunu soruşturma aşamasını belirli bir zamana bağlamadığı için “ceza dava dosyası ne kadar sürede açılır?” sorusunun cevabı, DOSYANIN NİTELİĞİNE, DELİL DURUMUNA VE GEREKLİ İŞLEMLERİN KAPSAMINA GÖRE DEĞİŞİR.
Soruşturmanın tamamlanma süresini etkileyen temel faktörlerin başında delil toplama aşaması gelir. Tanıkların ifadelerinin alınması, bilirkişi incelemeleri, kurum yazışmaları, kamera veya dijital veri çözümlemeleri gibi işlemler zaman alabilir. Özellikle bilişim suçları, ekonomik nitelikli dosyalar veya örgütlü suçlar teknik inceleme gerektirdiğinden süreç daha uzun sürer.
Soruşturmanın niteliği de süreyi doğrudan etkiler. Asliye Ceza Mahkemesi’ne konu olan basit nitelikteki suçlarda çoğu zaman soruşturma 2–6 ay içinde tamamlanabilir. Ancak ağır ceza kapsamına giren karmaşık dosyalarda süre 6 aydan 18 aya kadar uzayabilir. Bir dosyada şüpheli veya tanık sayısı fazla ise ifade alma ve değerlendirme işlemleri de uzun sürede tamamlanır. Aynı şekilde adli tıp raporları, kriminal incelemeler ve dijital veri çözümlemeleri soruşturmanın en çok zaman alan aşamaları arasında yer alır.
Uygulamada genel çerçeve şu şekildedir: Basit suçlarda soruşturmalar çoğunlukla 1–6 ay içinde tamamlanır. Teknik inceleme gerektiren veya dosya kapsamı geniş olan soruşturmalarda 6–12 aylık süreçler görülür. Çok sanıklı, çok mağdurlu veya karmaşık olaylarda ise soruşturmanın bir yıldan daha uzun sürmesi olağandır.
Bu nedenle ceza dava dosyasının ne kadar sürede açılacağı konusunda sabit bir süre vermek mümkün değildir. Soruşturmanın kapsamı, delil durumu ve yapılması gereken işlemler bu süreyi kişiden kişiye ve dosyadan dosyaya değiştiren en önemli unsurlardır.
Ceza Davası Ne Kadar Sürer?
Bir ceza dava dosyasının tüm aşamalarının tamamlanma süresi, dosyanın içeriğine ve yargılama koşullarına bağlı olarak büyük ölçüde değişir. “Ceza dava dosyası ne kadar sürer?” sorusu, özellikle sanık ve mağdurlar için en sık sorulan sorulardan biridir. Aşağıdaki faktörler sürenin uzunluğunu belirler:
- Tutuklu veya Tutuksuz Dava: Tutuklu sanık dosyalarında yargılama öncelikli yürütülür. Adlî tatilde bile tutuklu dosyanın duruşmaları yapılabilir, bu dosyalar genelde daha hızlı sonuçlanır. Örneğin bir Ceza Muhakemesi Kanunu 109/3 hükmü gereğince, tutuklu sanık dosyaları 9 aylık süre içinde sonuçlandırılmaya çalışılır. Pratikte bu, çoğu tutuklu dosyanın 6–12 ay arasında (ilk derece mahkemesi için) sonuçlanması demektir. Tutuksuz dosyalarda ise araya yargı tatili girebilir ve işlemler genellikle daha uzun sürer.
- Mahkeme Türü: Ağır Ceza Mahkemesi dosyaları, yargılama karmaşıklığı ve delil yoğunluğu nedeniyle genellikle daha uzun sürer. Özellikle “Ağır Ceza Mahkemesi dosyalarında bu süre 3–4 yıla kadar uzayabilmektedir. Nitekim Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki nispeten basit suç davalarında ise süre kısalır.
- Karar ve Kanun Yolları: Hükmün ardından istinaf ve temyiz aşamaları toplam sürenin önemli bölümünü oluşturabilir. Bir dosya, ilk derece yargılamasının ardından istinaf (CMK m. 289) ve gerekiyorsa Yargıtay temyiz aşaması yaşayarak birkaç yıl daha sürebilir. Örneğin Yargıtay aşaması da ek işlem süresi gerektirdiğinden, tam kesinleşme ortalama iki–üç yılı bulabilir. Bu kapsamda genellikle ceza davalarının yargılama aşamalarının tümü ortalama iki veya iki buçuk sene sürebilmektedir.
- Deliller ve Hazırlık İşlemleri: Ek bilirkişi incelemeleri, raporlar veya yeni delillerin incelemesi zaman alır. Duruşma öncesi eksikliklerin giderilmesi (eksik dilekçelerin tamamlanması vb.) de süreci uzatabilir.
- Mahkeme Yoğunluğu ve Diğer Etkenler: Mahkeme takvimi, savunma süresi talepleri, adlî tatildeki yasal ara gibi etkenler duruşmalar arasındaki süreyi etkiler. Trafik kazası gibi toplu davalarda da benzer yığılmalar görülebilir.
Özetle, basit bir ceza davası dosyası (tutuksuz hırsızlık vb.) 1 yıldan kısa sürede sonuçlanırken, karmaşık veya üst mahkemeye giden dosyaların süresi 2–3 yılı bulabilir.
Bu nedenle “ceza dava dosyası ne kadar sürer?” sorusunun net cevabı yoktur; her olayın özel şartlarına göre değerlendirilmelidir. Önemli olan, hak kaybına uğramamak için usul kurallarına riayet edilmesidir. (Örneğin tutuksuz sanığın zorunlu müdafii atanması, son savunma hakkı, istinaf ve temyiz sürelerine riayet gibi.)
Ceza Davalarının Aşamaları
Ceza davası süreci aşağıdaki temel aşamalardan oluşur:
- Soruşturma Aşaması: Suç bilgisinin alınmasıyla (şikayet, ihbar veya kolluk teşhisi) soruşturma başlar. Cumhuriyet Savcısı, bu aşamada olayın aydınlatılmasını sağlayacak tüm delilleri toplar: mağdur ve tanık ifadeleri, suç aletleri, bilirkişi incelemeleri vb. Soruşturma sırasında ya da hâkimin talimatıyla zorunlu keşif ve dinlemeler yapılabilir. Bu aşama “dosya üzerinden” yürür; duruşma yapılmaz. Yapılan inceleme sonucunda iddianame düzenlenirse kovuşturmaya geçilir; eğer suç unsurları oluşmamış veya delil yetersizse takipsizlik kararıyla soruşturma sonlandırılır. (Bu aşamada müşteki, mağdur sıfatıyla katılan olarak duruşmalara çağrılabilir, ancak esas duruşma yapılmaz.)
- Kovuşturma Aşaması: Savcılık soruşturmayı bitirip iddianame hazırlarsa dosya yetkili ceza mahkemesine gönderilir. Mahkeme, iddianamenin kabulüne karar verirse kovuşturma aşaması başlar. Kovuşturma aşaması duruşmalı yargılama sürecidir. İlk duruşmada taraflar hazır bulunur, eksiklik varsa giderilir (örn. sanıkın savunma süresi, ek delil toplanması). Takip eden duruşmalarda sanık, müdafii ve katılan (müşteki) delillerini sunar, tanık ve sanık ifadeleri alınır, savunma ve mütalaa dinlenir. Yargılama sonunda mahkeme hükmünü verir. Verilen hüküm beraat ya da mahkûmiyet şeklinde olabilir. İstinaf yoluna açık ilk derece kararı taraflara gerekçeli olarak bildirilir. Bu aşamada, usul kurallarına (CMK hükümlerine) kesinlikle uyulur; yargılama adil yargılanma hakkı, hukuka uygun delil toplama ve masumiyet karinesi çerçevesinde sürdürülür.
- Kanun Yolları (İstinaf ve Temyiz): Ceza mahkemesi kararı tebliğ edildikten sonra taraflar itiraz edebilir. Yerel mahkeme (İlk Derece) kararlarına karşı istinaf başvurusu (CMK m. 289 ve devamı) mümkündür. İstinaf mahkemesi, dosyayı yeniden inceleyerek yeni bir hüküm verebilir. Ardından yetkili taraf için Yargıtay temyizi (CMK m. 299 ve devamı) yoluna gidilebilir. Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay Ceza Daireleri kararı bozabilir veya onaylayabilir. Ceza davalarında istinaf ve temyiz için ayrıca harç alınmaz. Hüküm tüm kanun yollarıyla kesinleştikten sonra ceza dava dosyası resmen kapanır.
Bu aşamaların her birinde usul kuralları ve zorunlu süreler vardır. Örneğin soruşturma aşamasında CMK uyarınca sanığın avukat yardımına ilişkin yükümlülükler, duruşmada savunma hakkı ve taleplerin zamanında ileri sürülmesi, ertelenen duruşmalara ilişkin düzenlemeler titizlikle uygulanır. Her aşama sonucunda hazırlanan tutanak ve kararlar, ceza dava dosyasının birer parçası olarak dosyada saklanır.

Minval Hukuk & Danışmanlık Bürosu Sigorta Hukuku(Trafik ve İş Kazaları), İş Hukuku, Kamulaştırma ve İstimlak, Tazminat Hukuku, Ölüm ve Yaralamalı Trafik Kazalarından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları, Yangın Sigortaları, Dask Sigortası, İşveren Mali Sorumluluk Sigortaları, Araç Değer Kaybı ve Araç Hasar Bedeli Davaları ile Vatandaşlık Hukuku ve Nüfus Davaları, Göç Davaları, SGK’nın karşılamadığı akıllı ilaç bedellerinin ödenmesi ve ücretsiz temin edilmesi ile ilgili davalar üzerine yoğunlaşmış ve bu alanların her birinde yüzlerce danışanın haklarını ilgili kişi ve kurumlar nezdinde çözüme kavuşturmuştur. Minval Hukuk Bürosunun Kurucu ortaklarının çeşitli site ve dergilerde yayınladığı onlarca makalenin yanında basılan “Sigorta Hukuku ve Tahkim Uygulamaları” adlı bir kitabı da bulunmaktadır.
