tck madde 6

TCK Madde 6

Tanımlar

MADDE 6  – (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;

a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi,

b) Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi,

c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,

d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler (DEĞİŞİK İBARE RGT: 07.07.2018 RG NO: 30471 2. MÜKERRER KHK NO: 700/156) (KOD 1) , adli ve İdari mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,

e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi,

f) Silah deyiminden;

Ateşli silahlar,

Patlayıcı maddeler,

Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,

Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,

Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,

g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,

h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,

i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,

j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi,

Anlaşılır.

 

Sayfa İçeriği

TCK Madde 6 Gerekçesi

Bu madde metninde, kanunda kullanılan bazı kavramlar tanımlanmaktadır.

Suçta ve cezada kanunilik ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmaması dolayısıyla, “kadın” ve “örgüt” tanımları Tasarı metninden çıkarılmıştır. Tekerrüre ilişkin olarak sistem değişikliği yapıldığı için “Aynı türden suç” tanımı ve ayrıca, tanımlanmasına gerek görülmemesi nedeniyle “Cebir ve şiddet” tanımı metinden çıkarılmıştır.

Kişinin vatandaşlığının belirlenmesinde 11.2.1964 tarihli ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun esas alınacağını belirten tanım, ceza uygulaması itibarıyla önemli olan hususu belirlemektedir. Böylece suçu işlediği sırada Türk vatandaşı iken sonradan uyruğunu değiştiren kişi suçun unsuru veya kovuşturma koşulu bakımından Türk sayılacağı gibi, suçu işlediği sırada Türk uyruğuna girmiş olan kişi de Türk vatandaşı sayılacaktır. Çifte uyruğu olanlar da, Türk vatandaşı sayılacaklardır.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi hükümleri göz önünde bulundurularak, “Çocuk” deyiminden henüz on sekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin anlaşılması gerektiğine dair bir tanıma yer verilmiştir.

765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki “memur” tanımının doğurduğu sakıncaları aynen devam ettirecek nitelikte olan tanım, Tasarı metninden çıkarılarak; memur kavramını da kapsayan “kamu görevlisi” tanımına yer verilmiştir. Yapılan yeni tanıma göre, kişinin kamu görevlisi sayılması için aranacak yegane ölçüt, gördüğü işin bir kamusal faaliyet olmasıdır.

 

Bilindiği üzere, kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Bu faaliyetin yürütülmesine katılan kişilerin maaş, ücret veya sair bir maddî karşılık alıp almamalarının, bu işi sürekli, süreli veya geçici olarak yapmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, örneğin mesleklerinin icrası bağlamında avukat veya noterin kamu görevlisi olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Keza kişi, bilirkişilik, tercümanlık ve tanıklık faaliyetinin icrası kapsamında bir kamu görevlisidir. Askerlik görevi yapan kişiler de kamu görevlisidirler. Bu bakımdan örneğin bir suç vakıasına müdahil olan, bir tutuklu veya hükümlünün naklini gerçekleştiren jandarma subay veya erleri de, kamu görevlisidirler.

Buna karşılık, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı açıktır.

“Gece vakti” ve “silâh” deyimleri, ayrıca açıklamaya gerek bırakmayacak şekilde tanımlanmıştır.

“Basın ve yayın yolu ile” deyimine ilişkin tanım, sadece kitle iletişim araçlarını kapsayacak biçimde değiştirilmiştir. Tasarıdaki bireysel iletişimi de içine alacak şekilde ifade edilmiş olan tanımın oluşturduğu sakıncanın giderilmesi için, tanımda değişiklik yapılarak “kitle iletişim araçları” ifadesine vurgu yapılmıştır.

Tasarının 45, 46 ve 47 nci maddelerinde yer alan “İtiyadi suçlu”, “Suçu meslek edinen kişi” ve “Örgüt mensubu suçlu” deyimlerine ilişkin tanımlar, bu madde kapsamına alınmıştır.

TCK Madde 6 Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 07.02.2024 T. 2023/2480 E. 2024/748 K.1. CEZA DAİRESİ

Esas : 2023/2480

Karar : 2024/748

Karar Tarihi :07.02.2024

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

  1. HUKUKÎ SÜREÇ

1…. 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.03.2022 tarihli ve 2021/423 Esas, 2022/171 Karar sayılı kararı ile; kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 … maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin bir, iki ve üçüncü fıkraları, 63 üncü maddesi uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, mahsuba ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2…. Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 20.12.2022 tarihli ve 2022/1014 Esas, 2022/1766 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri; eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine, suç tasarlanarak işlendiğinden suç vasfının hatalı belirlendiğine, haksız tahrik koşullarının oluşmadığına, eksik ceza tayinine ilişkindir.

 

 

III. OLAY VE OLGULAR Temyizin kapsamına göre;

  1. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

1.Maktul ile sanığın birbirlerini tanıdıkları, olay tarihinde … ilinde metruk binada görüştükleri ve cinsel ilişkiye girdikleri, bir süre sonra aralarında yaşanan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine maktulün eline taş aldığı, sanık …’nin metruk bina içerisinde yerde bulmuş olduğu taş ve bıçak ile maktule saldırdığı, bıçağın maktulün boğazına isabet ettiği, maktulün yerden kalkarak eliyle kendisini tutmaya çalıştığı esnada elinde bulunan taş ile başına vurduğu ve boyun, baş bölgelerinden aldığı taş darbeleri ile boyun kısmından aldığı bıçak darbesi sonucunda maktulün ölümüne sebep olduğu anlaşılmıştır.

2.Sanık savunması, katılan ve tanık beyanları, otopsi raporu, uzmanlık raporları, tutanaklar, görüntü izleme ve inceleme tutanağı, nüfus ve adli sicil kaydı ile diğer tüm deliller dava dosyasında mevcuttur.

  1. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

  1. GEREKÇE

Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, eksik incelemenin bulunmadığı, ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, eyleme uyan suç vasfı ile yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, sanığın öldürme kararını ne zaman aldığının ve belli bir hazırlıkla eylemlerini gerçekleştirdiğinin kesin olarak saptanamadığı, oluşan şüpheli durumun sanık aleyhine yorumlanamayacağı, bu itibarla tasarlamanın koşullarının bulunmadığı, dosya içeriğinden varlığı anlaşılan, maktulden sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemin doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından katılanlar vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

  1. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 20.12.2022 tarihli ve 2022/1014 Esas, 2022/1766 Karar sayılı kararında katılanlar vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

 

 

 

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

07.02.2024 tarihinde karar verildi.

 

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 09.11.2021 T. 2021/19913 E. 2021/17462 K. 6. CEZA DAİRESİ

Esas : 2021/19913

Karar : 2021/17462

Karar Tarihi :09.11.2021

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak anılan maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

I-Nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Dosya kapsamına göre; eylem saatinin 04:15-05:00 arası olduğu, suç tarihinde güneşin saat 05:42’de doğduğunun ve 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesi gereğince saat 04:42 sonrasının gündüz olduğunun anlaşılması karşısında, suçun ne zaman işlendiği tam olarak belirlenemediğinden sanık lehine eylemin gündüz gerçekleştirildiğinin kabulü gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 143. maddesince artırım yapılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak, aynı Kanun’un 142/1-b ve 62/1. maddeleri uyarınca sonuç cezaların “1 yıl 8 ay hapis cezası” olarak belirlenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

II-Nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Dosya kapsamına göre; eylem saatinin 04:15-05:00 arası olduğu, suç tarihinde güneşin saat 05:42’de doğduğunun ve 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesi gereğince saat 04:42 sonrasının gündüz olduğunun anlaşılması karşısında, suçun ne zaman işlendiği tam olarak belirlenemediğinden sanık lehine eylemin gündüz gerçekleştirildiğinin kabulü gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 116/1. maddesi yerine 116/4. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,

2-Sanığın atılı eylemi hakkında bu suçtan verilen mahkumiyet kararları kesinleşen suça sürüklenen çocuklar …., …. ve …. ile birlikte işlediklerinin anlaşılması karşısında, birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığını ihlal eden sanık hakkında verilen cezada TCK’nın 119/1-c maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 09.11.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.

Our Score
Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

📞 Hemen Ara