Yargıtay 8. Ceza Dairesi T. 5.7.2023 E. 2021/17260 K. 2023/5816

DAVA : Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 16i.12.2019 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında yalan tanıklık suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 06.04.2021 tarihli kararıyla sanık hakkında yalan tanıklık suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Sanık müdafii tarafından süresinde yapılan itiraz üzerine, Bursa 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 31.05.2021 tarihli kararıyla itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir. Adalet Bakanlığının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 04.10.2021 tarihli ve 2021/18150 Sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.10.2021 tarihli ve KYB-2021/122442 Sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

Yargıtay Kararı

IKARAR : I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.10.2021 tarihli ve KYB-2021/122442 Sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 25/06/2019 tarihli ve 2019/4855 esas, 2019/9624 karar sayılı ilâmında, ” Sanık … tarihli duruşmada tanık sıfatı ile beyanı alındığı sırada CMK’nun 48. maddesi kapsamında çekinme hakkının hatırlatılmamış olması, CMK’nun 53/1-b bendi gereğince “Gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağının” anlatılmamış olması karşısında; tanıklığın hakları, sonuçları ve müeyyidelerinin CMK’da düzenlenen usule uygun bir şekilde hatırlatılmadan tanık olarak dinlenilmiş olması, bu şekilde alınan beyanlarına dayanılarak TCK’nun 272. maddesi gereğince mahkûmiyet hükmü kurulamayacağı gözetilmeden atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi…BOZULMASINA, …” şeklinde yer alan açıklama karşısında, Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi’nin 2019/54 talimat sayılı dosyasının 21/06/2019 tarihli oturumu esnasında tanıklığına başvurulan sanığa, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tanığa görevinin önemini anlatma” başlıklı 256. maddesinin b fıkrası uyarınca “Gerçeği söylememesi hâlinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, ” şeklinde yer alan hükmüne uygun olarak hatırlatma ve uyarı yapılmadığı cihetle tanığın bu beyanlarına dayalı olarak anılan suç nedeniyle mahkûmiyetine hükmedilemeyeceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme” başlıklı 48. maddesi “Tanık, kendisini veya 45. maddenin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.

” ve yine aynı Kanun’un “Tanığa görevinin önemini anlatma” başlıklı 53. maddesi ” (1) Tanığa; a) Dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi, b) Gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, c) Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği, d) Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği, anlatılır.”

eklinde düzenlenmiştir.

2. Somut olayda, sanığın, tanık sıfatıyla Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesinde 21.06.2019 tarihinde talimatla beyanı alınırken, 5271 Sayılı Kanun’un 48. maddesi uyarınca tanıklıktan çekinme hakkı ve aynı Kanun’un 53. maddesindeki hususlar kendisine hatırlatılmadığı bu nedenle sanığın üzerine atılı yalan tanıklık suçunun unsurları oluşmadığı halde, sanık hakkında yalan tanıklık suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 06.04.2021 tarihli kararına yönelik yapılan itirazın Bursa 16. Ağır Ceza Mahkemesince kabulü yerine reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

SONUÇ : 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Bursa 16. Ağır Ceza Mahkemesinin, 31.05.2021 tarihli kararının 5271 Sayılı Kanun’un 309. maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oybirliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 Sayılı Kanun’un 309. maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.07.2023 tarihinde karar verildi.