- Minval Hukuk
- Vergi ve İdare Hukuku
- 21 Kasım 2025
Türkiye’de yargısal denetimin ağırlık merkezi son yıllarda belirgin biçimde istinaf mahkemelerine kaymıştır. Her yıl on binlerce dosyanın istinafa taşınması ve bu dosyaların önemli bir bölümünde ilk derece kararlarının kısmen ya da tamamen değiştirilmesi, istinafın yalnızca bir kanun yolu olmaktan öte, maddi vakıa ve hukuk denetimini birlikte yürüten ikinci bir yargılama mercii niteliği kazandığını göstermektedir. Delillerin yeniden değerlendirildiği, usule ilişkin hataların giderildiği ve gerektiğinde hükmün baştan kurulduğu bu aşama, çok sayıda uyuşmazlıkta davanın nihai sonucunu belirleyen kritik dönemeç haline gelmiştir. Bu nedenle istinaf süresinin titizlikle takip edilmesi, başvuruların usulüne uygun ve hukuki temellere dayalı biçimde hazırlanması, yargılamanın bütünlüğü ve adil sonuç üretme kapasitesi açısından zorunluluk arz etmektedir.
Şüphesiz Türk yargı sisteminde, adil yargılanma hakkının bir teminatı olarak, ilk derece mahkemesi kararlarının hukuki ve maddi açıdan denetlenmesini sağlayan kritik mekanizmalardan biri istinaf kanun yoludur. Bu mekanizma, yargılamanın üç dereceli yapısının ikinci basamağını teşkil eden Bölge Adliye Mahkemeleri aracılığıyla, yerel mahkeme kararlarının hem usul hem de esasa ilişkin yönlerden yeniden ele alınmasına imkân tanır. İstinaf, yalnızca hukuki hataların düzeltilmesini değil, gerektiğinde maddi vakıaların yeniden değerlendirilmesini de mümkün kılarak ilk derece yargılamasında ortaya çıkan eksikliklerin tamamlanmasını ve kararın bütün unsurlarıyla gözden geçirilmesini sağlar. Böylelikle istinaf aşaması, yargılamanın doğruluk, tutarlılık ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde ikinci kez denetlenmesine olanak tanıyarak modern yargı sisteminin en önemli güvenlik katmanlarından birini oluşturur.
İstinaf Nedir?
İstinaf, ilk derece mahkemelerinin (Asliye Hukuk, Asliye Ceza, İdare vb.) verdiği nihai kararlara karşı başvurulan, kararın hem maddi vakıalar (olay incelemesi) hem de hukuki değerlendirme açısından yeniden incelenmesini sağlayan OLAĞAN BİR KANUN YOLUDUR.
Türk hukukunda istinaf sistemi, yerel mahkeme kararlarının sadece usul yönünden değil, içerik (esas) bakımından da hukuka uygunluğunun denetlenmesine hizmet eder. İstinaf mahkemesi, dosya kendisine ulaştığında yalnızca hukuki denetim yapmakla yetinmez; gerekli gördüğünde maddi olgulara ilişkin incelemeleri de tekrar yapabilir. Bu yönüyle istinaf, sadece hukuki denetim yapan temyiz sistemine göre daha kapsamlı ve onarıcı bir inceleme sağlar. İlk derece mahkemesinde eksik incelenen veya hatalı değerlendirilen hususlar bu aşamada giderilir ve tarafların adil yargılanma hakkı bu mekanizma sayesinde güçlenir.
İstinafa Gitmek Ne Demek?
İstinafa gitmek, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın eksik ya da hatalı olduğunu düşünen tarafların, bu karara karşı Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurarak kararın yeniden değerlendirilmesini talep etmesi anlamına gelir.
Bu başvuru, taraflar için tanınmış anayasal bir haktır. Başvuru yapıldığında dosya, ilgili istinaf mahkemesi (BAM) dairesine gönderilir ve burada hem hukuki (hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı) hem de maddi (delillerin doğru değerlendirilip değerlendirilmediği) inceleme yapılır. KISACASI İSTİNAFA GİTMEK, KARARIN YENİDEN ELE ALINMASINI İSTEMEK VE DAHA ÜST DÜZEYDE BİR YARGISAL DENETİM TALEP ETMEK DEMEKTİR.
İstinaf Mahkemesi Nedir?
İstinaf mahkemesi, resmi adıyla Bölge Adliye Mahkemesi (BAM), adli yargı sisteminde ilk derece mahkemeleri ile en üst denetim mercii olan Yargıtay arasında yer alan İKİNCİ DERECE YARGI MERCİİDİR.
Bu mahkemeler, yargılamanın hızlanması ve yerel mahkeme kararlarının niteliğinin artırılması amacıyla 2016 yılında fiilen faaliyete geçmiştir. Her BAM’da hem Hukuk Daireleri hem de Ceza Daireleri bulunur ve her daire, belirli türdeki uyuşmazlıkların istinaf incelemesini yapar. İstinaf mahkemesi, kendisine ulaşan dosyaları yalnızca hukuka uygunluk açısından denetlemekle kalmaz; ilk derece mahkemesinin eksik bıraktığı bir inceleme varsa bunu tamamlayabilir ve gerekli gördüğünde EK DELİL TOPLAMA VEYA DURUŞMA AÇMA YETKİSİNE SAHİPTİR; BU, MAHKEMENİN TAKDİRİNE BAĞLIDIR. Bu yönüyle istinaf mahkemesi, sadece bir üst inceleme mercii değil, aynı zamanda yeniden yargılama fonksiyonu da icra eder.
İstinaf Mahkemesi Karar Türleri Nelerdir?
İstinaf mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) çerçevesinde temel olarak üç tür karar verebilir:
- İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİ (ONAMA):Mahkeme, ilk derece mahkemesinin kararında hukuki veya maddi bir hata olmadığını değerlendirir ve yerel kararın korunmasına hükmeder. Bu kararla birlikte yerel mahkeme hükmü kesinleşir veya (temyiz yolu açıksa) temyiz edilebilir hale gelir.
- KALDIRMA VE YENİDEN HÜKÜM KURMA: İstinaf mahkemesi, yerel mahkemenin eksik veya hatalı bir inceleme yaptığını tespit ederse, kararı kaldırır ve dosyayı kendisi yeniden karara bağlar (duruşma açma yetkisini kullanarak veya açmadan). Uygulamada en çok görülen karar türlerinden biridir.
- KALDIRMA VE DOSYANIN GERİ GÖNDERİLMESİ (BOZMA): Özellikle usule ilişkin çok ciddi eksiklikler veya davanın temelden yeniden görülmesini gerektiren durumlar varsa, istinaf mahkemesi kararı kaldırarak dosyayı kararı veren ilk derece mahkemesine geri gönderir.
İstinaf Mahkemesi Karar Bozma Oranı
İstinaf mahkemelerinin (Bölge Adliye Mahkemesi- BAM) karar bozma oranı, yani ilk derece mahkemesi kararlarını kaldırma ve yeniden hüküm kurma veya kaldırarak geri gönderme oranları, yargısal dinamiklere bağlı olarak önemli ölçüde değişkenlik arz eden bir istatistiktir. Bu oranlar, ilgili BAM dairesinin bulunduğu coğrafi bölgenin iş yoğunluğuna, dairenin uzmanlaştığı dosya türüne(örneğin; Tüketici Hukuku, Ticaret Hukuku, Fikri Mülkiyet Hukuku, Ağır Ceza Hukuku vb.) ve o dönemin Yargıtay içtihatları ile BAM daireleri arasındaki içtihat birliğine göre farklılık gösterir.
Kesin ve sabit bir ulusal oran bildirmek, yargısal istatistiklerin sürekli güncellenmesi ve bölgesel farklılıklar nedeniyle mümkün olmamakla birlikte, yapılan istatistiksel incelemeler ve akademik çalışmalar, istinaf denetiminin belirli dosya tiplerinde kayda değer bir düzeltme işlevi gördüğünü ortaya koymaktadır. Özellikle karmaşık vakıa incelemesi gerektiren (örneğin; trafik kazalarından kaynaklanan yüklü tazminat davaları, iş kazaları, yoğun bilirkişi raporu içeren ticari uyuşmazlıklar) dosyalarda, ilk derece mahkemesi kararlarının hukuki yahut maddi sebeplerle kaldırılma oranı artmaktadır. Bu durum, istinafın bir üst vakıa mahkemesi olarak, delil takdiri ve maddi olgulara ilişkin eksiklikleri giderme misyonunu başarıyla yerine getirdiğini gösterir.
BAM’ın kararı kaldırma (bozma) oranı, sistemin hukuka aykırı veya hatalı kararları yargı sisteminin ikinci basamağında düzelterek yargısal kaliteyi ve yeknesaklığı artırma amacına uygun işlediğinin önemli bir göstergesidir. Aynı zamanda, istinaf sonrası temyiz (Yargıtay) yoluna giden dosya sayısının azalması da istinaf müessesesinin yargılama sürelerini kısaltma ve adalete erişimi güçlendirme hedefine ulaştığını teyit eden dolaylı bir veridir.
İstinaf Mahkemesi Ne Kadar Sürer?
İstinaf mahkemesinde (Bölge Adliye Mahkemesi- BAM) inceleme süresi, hukuki süreçlerin doğası gereği kesin bir takvime bağlı olmayıp dosyanın bireysel özelliklerine ve yargı sisteminin genel işleyiş dinamiklerine göre büyük ölçüde değişkenlik göstermektedir. Bu süre, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesi açısından hayati öneme sahiptir.
İnceleme süresini doğrudan etkileyen temel faktörler şunlardır:
1. Dosyanın Yapısal Niteliği ve Kapsamı
- Ortalama ve Olağan Süre: Uygulamada istinaf inceleme süresi, dosya türüne göre farklılık göstermekle birlikte, genellikle 6 aydan başlayıp 1,5 ila 2 yıl arasında tamamlanmaktadır. Bu süre, Yargıtay’daki temyiz inceleme süresine kıyasla genellikle daha kısadır.
- Kısa Süreli İncelemeler: Basit, sadece hukuki nitelikteki uyuşmazlıklarda (örneğin görevsizlik veya yetkisizlik kararlarına ilişkin itirazlar gibi usule dair kararlar) veya delil içermeyendosyalarda (dosyanın sadece hukuka uygunluk denetimiyle sınırlı kaldığı hallerde) inceleme süresi daha kısa olabilir.
2. Maddi Vakıa ve Usul Dinamikleri
- Uzun Süreli İncelemeler: Dosyanın yoğun delilli, karmaşık vakıalar içeren veya teknik bir alanla ilgili olması, süreyi uzatan en önemli faktördür. Özellikle yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi, duruşma açılarak yeniden tanık dinlenmesi veya yeni bir delil toplanması zorunluluğu, sürenin iki yılı aşmasına neden olabilir.
- Ceza Hukukunda Duruşma Zorunluluğu: Ceza davalarında suçun niteliği (örneğin ağır cezalık suçlar) ve kanunen öngörülen zorunlu duruşmalı inceleme gerekliliği, dosyanın bir takvime bağlanmasını ve sürenin uzamasını zorunlu kılmaktadır.
3. İdari ve Kurumsal Faktörler
- BAM’ın İş Yoğunluğu: İlgili Bölge Adliye Mahkemesi dairesinin (Hukuk veya Ceza) o dönemdeki iş yükü ve personel sayısı, inceleme süresini doğrudan belirleyen idari faktörlerdir. Yoğunluğun fazla olduğu dairelerde bekleme süreleri uzayabilmektedir.
- Kanun Yolu Önceliği: Yargılamanın hızlandırılması amacıyla bazı özel kanunlarda (örneğin, İcra ve İflas Kanunu veya İş Mahkemeleri Kanunu) belirtilen ivedilikle incelenme gerekliliği, o dosya türlerinin önceliklendirilmesini sağlayarak süreyi kısaltabilir.
Sonuç olarak, istinaf süreci tek bir sabit zaman dilimine sahip değildir; ancak sistem, ilk derece kararlarını Yargıtay’a gitmeden önce filtreleyip kesinleştirerek, yargılamanın genel ortalama süresini makul seviyede tutma ve adalete erişimi hızlandırma işlevini yerine getirmektedir. Bu süre ise genelde 6 ay ila 1,5 -2 yıl arasında değişkenlik göstermektedir.
İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır?
İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemesi kararının Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) nezdinde incelenmesi talebini içeren ve kanunlarda (Hukuk Muhakemeleri Kanunu- HMK, Ceza Muhakemeleri Kanunu- CMK, İdari Yargılama Usulü Kanunu- İYUK) belirtilen emredici usul şartlarına uygun olarak gerçekleştirilmesi gereken bir süreçtir. Başvurunun geçerliliği, bu usul şartlarının eksiksiz yerine getirilmesine bağlıdır.
1. Kanuni Başvuru Süresi
- Genel Süre Kuralı: İstinaf başvuru süresi, aksine özel bir düzenleme bulunmadıkça, genellikle ilk derece mahkemesi kararının taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden veya yüze karşı tefhiminden (açıklanmasından) itibaren iki haftadır. Bu süreler, hak düşürücü nitelikte olup yargılamanın kesinleşmesi açısından büyük önem taşır.
- Süreye İlişkin İstisnalar: Bazı özel kanunlarda veya belirli dava türlerinde (örneğin İcra ve İflas Hukuku’nda, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda) bu genel süre farklılık gösterebilir. Bu nedenle başvurudan önce ilgili kanundaki özel sürenin kontrol edilmesi zorunludur.
2. Başvuru Şekli ve Yeri
- Yazılı Dilekçe Zorunluluğu: İstinaf başvurusu, mutlak surette kararı veren mahkemeye hitaben yazılı bir dilekçe ile yapılmak zorundadır. Elektronik ortamda (UYAP üzerinden) veya fiziki dilekçeyle bu başvuru gerçekleştirilebilir.
- Yetkili Başvuru Yeri (Tevdi Mahkemesi): Dilekçe, kural olarak kararı veren ilk derece mahkemesine sunulur. Ancak kanunlar, tarafların bulundukları yerdeki başka bir mahkemeye (tevdi mahkemesi) veya yurt dışı temsilciliklere başvurmasına da olanak tanır. Başka bir mahkemeye verilen dilekçeler, derhal kararı veren mahkemeye gönderilir; önemli olan, dilekçenin süresi içinde herhangi bir yetkili mercie verilmiş olmasıdır.
3. Mali Yükümlülükler (Harç ve Giderler)
- Harç ve Masraflar: İstinaf kanun yoluna başvurabilmek için, kanunen belirlenmiş olan istinaf kanun yolu başvuru harcı, gerekli ise karar harcı ve diğer tebligat giderleri gibi gerekli harç ve masrafların başvuruyu takiben veya başvuru anında peşin olarak ödenmesi zorunludur.
- Hukuki Sonuç: Başvuruda harç veya masraflarda eksiklik tespit edilirse, mahkeme bu eksikliğin tamamlanması için başvurana kesin süre verir. Belirtilen bu kesin süre içinde eksik harç ve giderlerin tamamlanmaması halinde, başvurunun usulden reddedilmesi ve başvuru yapılmamış sayılması gibi ağır bir hukuki sonuç doğar.
Usulüne uygun şekilde ve süresi içinde yapılan istinaf başvurusu, ilk derece mahkemesi tarafından incelenir ve ardından ilgili istinaf mahkemesi dairesine gönderilerek hukuki denetim süreci resmen başlar.
İstinaf Dilekçesi Nasıl Yazılır?
İstinaf dilekçesi teknik bir evrak olup kanunda belirtilen zorunlu unsurları içermelidir:
- Taraflara Ait Bilgiler: Başvuran ve karşı tarafın isim, soyisim, T.C. kimlik numaraları, adresleri ve vekil bilgileri.
- Karar Bilgileri: Kararı veren mahkemenin adı, kararın tarih ve sayısı ile kararın başvuru sahibine tebliğ tarihi açıkça belirtilmelidir.
- Kararın Özeti: İlk derece mahkemesi kararının kısa bir özeti.
- İstinaf Nedenleri ve Gerekçesi (En Önemli Kısım): Kararın hangi maddi vakıa veya hukuki sebeplerle hatalı olduğu somut delillerle ve gerekçelendirilmiş olarak ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır. Hukuki dayanaklar, kanun maddeleri ve Yargıtay/BAM içtihatlarına atıf yapılabilir.
- Sonuç ve Talep: İstinaf mahkemesinden talep edilen sonuç (örneğin kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması veya dosyanın geri gönderilmesi) açıkça belirtilmeli ve dilekçe tarih ile imza ile tamamlanmalıdır.
Kesin Karara Karşı İstinaf
Kanuni istinaf süresi geçtikten sonra veya Yargıtay’ca onanarak kesinleşmiş bir mahkeme kararına karşı istinaf başvurusu yapılamaz.
İstinaf kanun yolu, sadece KESİNLEŞMEMİŞ ve kararın tebliğinden itibaren süresi içinde başvurulan kararlar için geçerlidir. Sürenin kaçırılması durumunda yapılan başvurular süre yönünden reddedilir. Kesin karar kavramı, artık olağan kanun yollarının (istinaf ve temyiz) kapandığı aşamayı ifade eder. Bu aşamadan sonra sadece olağanüstü kanun yolları (örneğin yargılamanın iadesi) gündeme gelebilir, ancak bu durum istinaf hakkını ortadan kaldırır.
Dosya İstinafa Giderse Ne Olur?
Usulüne uygun şekilde istinaf başvurusu yapıldığında, dosya öncelikle kararı veren ilk derece mahkemesi tarafından toparlanır ve ilgili Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) dairesine sevk edilir. BAM’a ulaşan dosyanın yargılama süreci, aşamalı ve kademeli bir denetimi içerir:
- USUL DENETİMİ: Bu sürecin ilk aşamasıdır. İstinaf dairesi, dosyayı esasa girmeden önce kanun yolu başvurusunun geçerlilik şartlarını inceler. Bu inceleme, başvurunun kanuni süresi içinde yapılıp yapılmadığı, gerekli harç ve giderlerin eksiksiz yatırılıp yatırılmadığı, kararın istinafa elverişli olup olmadığı gibi kamu düzenini ilgilendiren ve re’sen (kendiliğinden) gözetilmesi gereken usul eksikliklerinin bulunup bulunmadığını kapsar. Eğer usul yönünden bir eksiklik yoksa, dosya esas inceleme aşamasına geçer.
- ESAS DENETİMİ: İstinaf dairesi, ilk derece mahkemesinin kararının tüm yönlerini; yani maddi vakıa tespitlerini, delil değerlendirmelerini ve hukuki uygulamaları yeniden inceler. Bu, istinaf kanun yolunun en kapsamlı aşamasıdır ve BAM’ın üst vakıa mahkemesi niteliğini gösterir. Mahkeme, gerekli gördüğünde duruşma açabilir, tarafları dinleyebilir, tanıkları veya bilirkişileri yeniden inceleyebilir veya bizzat ek delil toplayabilir.
- KARAR VERME: İnceleme tamamlandığında ise daire, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) çerçevesinde kesin bir Karar verir. Bu karar;
o İlk derece mahkemesi kararının doğru bulunması halinde esastan reddi (onama),
o Hatalı bulunması durumunda ise kararın kaldırılarak İstinaf dairesince yeniden hüküm kurulması,
o Veya (çok istisnai usul hatalarında) kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesine geri gönderilmesi şeklinde olabilir.
Bu süreç, kararın hem maddi hem de hukuki açıdan nihai bir denetime tabi tutulmasını sağlar.
İstinafa Giden Dosya Durumu Nasıl Öğrenilir?
İstinaf kanun yoluna taşınan bir dosyanın güncel durumu ve inceleme aşaması, taraflar ve onların hukuki vekilleri tarafından modern dijital altyapılar sayesinde kolaylıkla takip edilebilir. Bu sayede, yargısal süreçler şeffaf bir şekilde izlenebilir ve tarafların bilgi edinme hakkı güvence altına alınır.
İstinafa giden dosyaların durumunu öğrenmek için başvurulabilecek temel dijital kanallar ise şunlardır:
- UYAP Vatandaş Portalı:
o Bu portal, Adalet Bakanlığı’nın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden doğrudan erişim sağlanan, en güvenilir ve detaylı bilgiye ulaşılabilecek resmi platformdur.
o Vatandaşlar, e-Devlet şifreleri veya mobil imza gibi kimlik doğrulama yöntemleriyle sisteme giriş yaparak, kendilerine ait veya vekili oldukları tüm dava ve icra dosyalarını, dosyanın hangi aşamada olduğunu (örneğin; “açık”, “incelemede”, “karar verildi”), duruşma tarihlerini, yapılan işlemleri ve kararların tebliğ durumunu anlık olarak görüntüleyebilirler.
- E-Devlet (Adalet Bakanlığı Hizmetleri):
o Devletin tüm dijital hizmetlerini bir araya getiren e-Devlet Kapısı üzerinden, Adalet Bakanlığı hizmetleri altında yer alan “Dava Dosyası Sorgulama” veya “Mahkeme Dava Dosyası Sorgulama” gibi ekranlar aracılığıyla da dosya takibi yapılabilir.
o Bu platform, UYAP Vatandaş Portalı kadar detaylı olmasa da dosyanın hangi istinaf mahkemesi dairesinde olduğu ve genel aşaması hakkında hızlı ve pratik bilgi sunar. Örneğin, dosyanın “incelemede” olduğu veya “karara çıkmış” olduğu bilgisi kolayca edinilebilir.
Tarafların, hukuki süreçlerin şeffaflığı ve kendi haklarının korunması adına, bu dijital sistemler üzerinden dosya durumlarını düzenli olarak kontrol etmeleri, sürecin yönetiminde ve olası gelişmelere karşı hazırlıklı olmaları açısından büyük önem taşır.

Minval Hukuk & Danışmanlık Bürosu Sigorta Hukuku(Trafik ve İş Kazaları), İş Hukuku, Kamulaştırma ve İstimlak, Tazminat Hukuku, Ölüm ve Yaralamalı Trafik Kazalarından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları, Yangın Sigortaları, Dask Sigortası, İşveren Mali Sorumluluk Sigortaları, Araç Değer Kaybı ve Araç Hasar Bedeli Davaları ile Vatandaşlık Hukuku ve Nüfus Davaları, Göç Davaları, SGK’nın karşılamadığı akıllı ilaç bedellerinin ödenmesi ve ücretsiz temin edilmesi ile ilgili davalar üzerine yoğunlaşmış ve bu alanların her birinde yüzlerce danışanın haklarını ilgili kişi ve kurumlar nezdinde çözüme kavuşturmuştur. Minval Hukuk Bürosunun Kurucu ortaklarının çeşitli site ve dergilerde yayınladığı onlarca makalenin yanında basılan “Sigorta Hukuku ve Tahkim Uygulamaları” adlı bir kitabı da bulunmaktadır.
