Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 10.02.2016 tarih, 2016/646.E, 2016/1427.K Sayılı kararı
‘‘……..Karar- Davacı vekili, 16.01.2013 tarihinde müvekkilinin davalı …’ye kasko poliçesi ile sigortalı araç ile seyir halinde iken motor kısmında meydana gelen yangın nedeniyle hasar gördüğünü, davalıya başvurduğu halde hasarın poliçe teminatı dışında olduğu iddiası ile ödeme yapmadığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek 5.000,00 TL’nin 16.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 31.12.2013 tarihli dilekçesi ile talebini 49.698,38 TL’ye ıslah etmiştir. Davalı vekili, aracın seyir halinde iken yanması sonucu oluşan hasarın bakımsızlık sonucu meydana geldiğini bu nedenle teminat dışı olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 49.698,38 TL’nin 16.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgilerden ve dava dilekçesi içeriğinden, davacının 16.01.2013 tarihinde kendi aracı ile seyir halinde iken aracının motorundan sızan yağların alev alarak yanarak bozulduğu anlaşılmaktadır.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigorta poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Mülga TTK’nin 1293.maddesinde kara sigortaları bakımından sigorta ettirenin tedbir alma mükellefiyeti düzenlenmiştir. Buna göre sigorta ettiren zararı önlemeye ve hafifletmeye yarayacak tedbirleri almakla mükkelleftir. Tedbirin alınmaması halinde anılan maddenin son fıkrasında Mülga TTK’nun 1292/son fıkrasına atıf yapılmaktadır. Bu durumda ise sigorta ettiren gerekli tedbirleri almamış ise, eğer kasıtlı olarak bu şekilde davranmışsa sigorta tazminatını isteme hakkını yitirecek, kusuru ihmal derecesinde olursa, ihmalin ağırlığına göre sigortacının ödemekle yükümlü olduğu sigorta bedelinden indirime gidilecektir. Paralel düzenleme Kasko Genel şartları B-2 de de yer almaktadır. TTK’nin 1429 maddesine göre, sigortacı aksine sözleşme yoksa sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararların tazmin ile yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacı ile bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, kazaya neden olan kişi hakkında bir ceza davasının açılmamış olmasının, uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasına engel olmayacağı takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez. Anılan yasanın 1448.maddesi ise sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda zararın önlenmesi ve azaltılması ve engel olunması için imkanlar dahilinde önlemler almakla yükümlüdür ve bu yükümlülüğe aykırılık sigortacı aleyhine bir durum yaratmış ise kusurun ağırlığına göre tazminattan bir indirim yapılır. Somut olayda davaya konu riziko poliçe vadesi içinde meydana gelmiştir. Söz konusu aracın 13.04.2012 tarihinde motor yağ kaçakları nedeniyle hafif kusurlu olarak trafik muayenesinin yapıldığı, bundan yaklaşık 10 ay sonra 16.01.2013 tarihinde trafik kasası tespit tutanağına göre 100 metre yağ akıtan aracın motordan sızan yağların alev alması nedeniyle motorunun yandığı, davacının motoru yağ sızdıran bir araç ile gerekli önlemleri almamasından dolayı tazminattan indirim olup olmayacağı tartışılmadan hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. a;
SONUÇ: Davalı vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’’ Şeklinde kasıtla verilen zararlarda KASKO sigortasının teminat sağlayamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Kararın Özeti:
Emsal kararda da görüldüğü üzere, davaya konu riziko poliçe vadesi içinde ve davacının kusuru ile meydana gelmiştir. Dolayısıyla davacının gerekli önlemleri almamasından dolayı tazminatta indirim olup olmayacağının tartışılması gerekmektedir. Nitekim sigortalı veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kimselerin kusurlu hareketleri sonucunda meydana gelen zararlar kasko sigortasının teminatı dışındadır.
6102 s. TTK m.1448’de ise sigorta ettirenin yükümlülükleri kapsamında “Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunabilmesi için, imkânlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortacının bu konudaki talimatlarına olabildiğince uymak zorundadır. Birden çok sigortacının varlığı ve bunların birbirlerine aykırı talimatlar vermeleri hâlinde, sigorta ettiren, bu talimatlardan zararın azaltılması ve rücu haklarının korunması bakımından en uygun olanını dikkate alır.” denilerek sigorta ettirenin zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğü bulunduğuna yer verilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da bu yükümlülüğe aykırılığın sigortacı aleyhine bir durum yaratması durumunda kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılacağı düzenlenmiştir.