Tedavi olduğu hekim tarafından meme alt iç kadranı kanseri tanısını koyulan müvekkilimize Türkiye’de ruhsatlı olarak bulunan ancak SGK tarafından herhangi bir katkı payı ödemesi yapılmayan  YULAREB 150 MG FİLM KAPLI TABLET isimli ilaç tedavisinde kullanılmak üzere önerilmesine rağmen Sosyal Güvenlik Kurumuna bu ilacın bedelinin ödenmesine dair başvurumuzun reddine ilişkin kurum işleminin iptaline ve ilaç bedellerinin tedavi süresi boyunca karşılanmasına dair açmış olduğumuz davada mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararı ekte sunulmuştur. Alınan bu karar ile müvekkil ilaç bedelinin dava süresi boyunca tedbiren kurum tarafından ödenmesine karar verilmiş olup bu aşamada fiyatı oldukça yüksek ilacın bedelini ödeme külfetine katlanmak zorunda kalmadan tedavilerine devam etmektedir. Kanser tedavilerinde ilacın dava yolu ile ücretsiz temin edilebilmesi için önerilen ilacın bilimsel verilen ışığında hastaya faydalı olabileceğine dair düzenlenen bilirkişi raporları ile davalar kabul edilmektedir. 

yulareb akıllı ilaç
                                                                                         T.C.
                                                                                 ERZİNCAN
                                                                             İŞ MAHKEMESİ
                                                                                                                                                                                        ARA KARAR
 
ESAS NO : 2025/53 Esas
 
HAKİM : FXtXX TXGXY XĞXXMXN  19X11X
KATİP : XrhXn ÖXXXR  1X37X8
 
DAVACI : DXXYA BXXXXKALIN – İlkbahar Mah. Güneypark Küme Evleri No:X2I İç Kapı No:X7  Çankaya/ ANKARA
VEKİLİ : Av. RÜŞTÜ UFUK BARANOĞLU – [16196-91377-85379] UETS
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI – [35773-73770-62988] UETS
 
DAVA : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/02/2025
ARA KARAR TARİHİ : 28/02/2025
 
Davacı  DXXYA BXYXUXXLXN tarafından davalı  SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI aleyhine açılan İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) ilişkin davanın mahkememizde yapılan açık duruşması sonunda verilen 28/02/2025 tarihli tensip ara kararı gereğince;
 
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
 
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tedavisinde kullanılan YULAREB 150 MG FİLM KAPALI TABLET (42 TABLET) (Abemasiklib) isimli ilacın bedelinin tamamının herhangi bir kesinti veya iskonto yapılmaksızın yargılama neticesinde verilecek karar kesinleşinceye kadar ilaç bedellerindeki değişimden etkilenmeksizin sürekli ve kesintisiz şekilde tedbiren dava sonuçlanıncaya kadar davalı kurum tarafından karşılanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava   kurum işleminin iptali talebine ilişkindir.
HMK 389/1. maddesinde yer alan, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” yönündeki hüküm; davanın açılmasıyla, hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması olasılığı ve bu değişiklikler nedeniyle dava sonunda elde edilecek hükmün icrasının olanaksızlaşması veya güçleşmesini önlemek amacıyla, geçici hukuki koruma işlemleri kapsamında geliştirilen ihtiyati tedbir yöntemini düzenlemekte olup; ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir nedeninin ortaya çıkması da konunun temel koşullarındandır.
Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturmakta olup; yasal düzenlemedeki, ”uyuşmazlık konusu hakkında” kavramı da bu yöne vurgu yapmıştır.
Diğer taraftan, geçici hukuki koruma önlemi kapsamında ihtiyati tedbir kararının içermesi gereken unsurları düzenleyen HMK 391. maddesinde, “(1) Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. 
(2) İhtiyati tedbir kararında;
    a) İhtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
b) Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı,
    c) Tereddüde yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği,
ç) Talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği, yazılır…” hükmüne yer verilmiş olup; Anayasa’nın 141/3 ve HMK’nın 297. maddeleri gereğince, tedbire ilişkin kararların da, gerekçeli ve taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar yönünden yönünden, infazda tereddüde yol açmayacak açıklıkta olması gereği bulunmaktadır. (Yargıtay 21. H.D. 06.03.2013 t.,  E.-  K.;  E.-  K.;  E.-  K.)
Aynı konudaki uyuşmazlık nedeniyle AİHM Akdeniz v. Türkiye başlıklı 50624/19 başvuru numaralı dosyası üzerinden, “Adli Tıp Kurumu bünyesindeki bir komisyon tarafından, hazırlanacak ve “başvuranın onaylanmamış … tedavisi değil de, hastalığına ilişkin olarak Türkiye’de kullanılan standart tedavi ilaçlarını kullanması halinde bu durumun başvuranın sağlığında ciddi, hızlı ve geri dönüşü olmayan bir bozulmaya ya da ölüme ya da yaşam beklentisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya sebep olup olmayacağına dair değerlendirmede bulunacak bir tıbbi rapor,” sunulması gereğine değinilmiştir. 
 Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararlarda da, ” Anayasa’nın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” kenar başlıklı 56. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları şöyledir: “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi İçin kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir. ‘ 
Anayasa’nın “Sosyal güvenlik hakkı” kenar başlıklı 60. maddesi şöyledir: “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı  kurar.’ 
Anayasa’nın “Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” kenar başlıklı 65, maddesi şöyledir: “Devlet. sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa İle belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir. 
30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve İçtüzük ‘ün “Tedbir kararı” başlıklı 73. maddesinin (I) numaralı fıkrasına göre; başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması hâlinde, Bölümlerce resen veya başvurucunun talebi üzerine gerekli tedbirlere karar verilebilir.
Sağlık ve sosyal güvenlik hakları, Anayasa’nın 56. ve 60. maddelerinde güvence altına alınmış olmakla ve devletin söz konusu alanlarda görevleri bulunmakla birlikte, Anayasa’nın 65. maddesinde de öngörüldüğü üzere devletin bu görevlerini, öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirmesi gerekmektedir.
Devletin vücut bütünlüğünü koruma konusundaki ödevi, sağlık hizmetlerinin mutlak anlamda ücretsiz olarak sağlanacağı şeklinde yorumlanamaz (Salim Sayın, B. No: 2013/3382, 4/1 1/2015, Ş 41). Devletin bireylere sağlık hizmeti sunma konusundaki yükümlülüğü, ülkenin sosyal ve ekonomik gerçekleriyle yakından ilgilidir. Bu nedenle devlet, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılabilmesi noktasında, kaynakların tahsis edildiği alanlara ilişkin bazı sınırlamalar öngörebilir, Dolayısıyla sağlık hizmeti sunma konusunda devletin pozitif yükümlülüğünün ekonomik sınırları belirlenirken, devletin kamu Başvuru Numarası : 2020/23206 Karar Tarihi : 28/8/2020 kaynaklarını kullanma konusundaki takdir hakkı ile tedavi ücretlerini bireylere yüklediği ekonomik külfet arasında makul bir denge kurulmalıdır (Salim Sayın, Ş 40). Bu bakımdan devletin sağlık ve sosyal güvenlik haklarına dair ödevi, her durumda İlaç bedellerinin devlet tarafından karşılanacağı şeklinde yorumlanamaz.” (2020/23206 Başvuru numaralı,08.08.2020 t.; 2020/22945 başvuru numaralı,14.08.2020 t.; 2020/23242 Başvuru numaralı, 20.08.2020 tarihli Kararları)  değerlendirmesine yer verilmiştir.
“…yaklaşık ispat, ispatsızlık veya sadece talepte bulunanın beyanlarıyla yetinileceği anlamına gelmemektedir. Talep eden, ispat ölçüsü düşürülmüş olsa dahi, bir ispat faaliyetinde bulunmak, bu çerçevede delillere dayanmak ve tam olmasa da iddia ettiği hususların gerçekliğini kuvvetle muhtemel olduğunu gösterecek şekilde ispat etmek durumundadır. Şu halde, ispat ölçüsünün düşürülmesi, tedbirin koşullarının, özellikle tedbire esas olan hakkın hüküm altına alınabilmesi için maddi hukuk kurallarında öngörülen koşul vakıalarının bir kısmının incelenmeyeceği ya da üstün körü inceleneceği anlamına gelmemektedir. Zira ispat ölçüsü, incelemenin kapsamına değil, hakimdeki usuli kanaatin derecesine ilişkindir.” (Özekes M. Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2017, s.2476)
“…kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. 
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlardan bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Bu çerçevede aslında ispat ölçüsü bakımından bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir (HMK’nın 390. Madde Gerekçesi)…” (Yargıtay 21. HD, 26.09.2012, 13821/15625) 
Dosyada mevcut  belgeler incelendiğinde; davacı hakkında  yapılan  tetkikler sonucu  düzenlenen raporlarda davacının kanser olduğuna ilişkin tespitin yapılmış olduğu, 30/01/2025 tarihli Prof Dr. Arzu Oğuz tarafından düzenlenen reçetelerde YULAREB 150 MG FİLM KAPALI TABLET (42 TABLET) (Abemasiklib) isimli ilacın  davacı için reçete edildiği anlaşılmıştır.
Davacının  talebi dava sonuçlanıncaya kadar YULAREB 150 MG FİLM KAPALI TABLET (42 TABLET) (Abemasiklib) isimli  ilaca ait bedellerin kesinti yapılmaksızın davalı kurum tarafından karşılanması yönündedir.
Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:
“Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kimsenin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.”
Anayasa’nın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” kenar başlıklı 56. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Hak ve Özgürlükler” başlıklı 1. bölümünün “Yaşam hakkı” başlıklı 2. maddesinin birinci bendi de “Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur.” şeklinde düzenleme içermektedir.
AYM 20 Ağustos 2020 tarih 2020/23242 Başvuru sayılı kararında ” Bu nedenle, başvurucunun maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğu anlaşılmakla, oluşan tehlikenin ortadan kaldırılması konusunda derhal gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesi gerekir.” şeklinde karar vermiş. Yine AYM 14 Ağustos 2020 Tarih 2020/22945 Başvuru sayılı kararında da benzer karar vermiştir. 
Dosya kapsamında davacının  kanser tanısına ilişkin hastane raporunu ve  davacı adına reçetelendirilen YULAREB 150 MG FİLM KAPALI TABLET (42 TABLET) (Abemasiklib) isimli ilaca ilişkin reçeteyi dosyaya sunmuş olduğu dikkate alınarak  yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, bu hastalığın türü ve tedavinin gideri gözetildiğinde ilacın Kurumca karşılanmamasının davacıda hayati tehlikeye yol açabileceği anlaşılmakla;  6100 sayılı HMK ‘nın 389 ve devamı maddelerine göre  davacının  ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
 
HÜKÜM
1-Davacı vekilinin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ İLE
2-Davacı DXrXX BOXXUKXXXN hakkında 30/01/2025 tarihli Prof Dr. XrzX OXXz tarafından düzenlenen reçetelerde YULAREB 150 MG FİLM KAPALI TABLET (42 TABLET) isimli  ilacın, reçete edilen ve işbu karardan sonra reçete edilecek ilacın reçete edilen miktarı ve süresini aşmamak şartı ile ilacın  bedelinin  ileride gerektiğinde sorumlusundan alınmak üzere verilen  tedbir kararı devam ettiği sürece herhangi bir yasal kesinti yapılmaksızın tedbiren davalı KURUMCA KARŞILANMASINA,
3-Ara kararın taraflara tebliğine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içerisinde mahkememiz nezdinde itiraz yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden  karar verildi.28/02/2025
 
                  Katip                                                                        Hakim
             e-imzalıdır                                                                e-imzalıdır 
 
Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

📞 Hemen Ara