- Minval Hukuk
- Ceza Hukuku
- 21 Ağustos 2024
Kamu davası, ceza muhakemesi sürecinde, savcılığın bir suç işlendiğine dair yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varmasıyla açılan ceza davasıdır. Savcılığın ceza mahkemelerinde açtığı tüm davalar, kamu davası olarak kabul edilir. Bu davalar, ister bir şikayet üzerine ister savcılığın kendi inisiyatifiyle başlatılsın, hepsi hukuki açıdan kamu davası niteliği taşır. Suçun şikayete tabi olup olmaması, davanın kamu davası sayılmasını etkilemez.
Kamu davası, savcının bir suçun işlendiği izlenimini veren bir durumu öğrenmesiyle başlar. Savcı, bu durum karşısında soruşturma başlatarak delilleri toplar ve suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluştuğuna kanaat getirirse, iddianame düzenleyerek kamu davasını açar (CMK m.160/1 ve m.170/2). Ancak, yeterli şüphe bulunmaması veya kovuşturmanın mümkün olmaması durumunda, savcı “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verebilir (CMK m.172/1). Bazı hallerde ise, savcı yeterli şüphe bulunsa dahi kamu davası açılmasının ertelenmesine karar verebilir.
Hakkınızda iddianamede düzenlendiğinde bu belgenin en üstünde “Davacı: ibaresinin yanında “ K.H.” ibaresi yazılmaktadır. Burada “K.H.”, “Kamu Hukuku” anlamına gelir. Çünkü ceza davalarında şikayetçi olsun ya da olmasın tüm davalar kamu davası olarak değerlendirilmektedir.
Kamu davasının amacı, suç teşkil ettiği iddia edilen fiilin maddi gerçeğini ortaya çıkarmaktır. Maddi gerçek, yaşanmış bir olayın delillerle ispatlanmış hali olarak tanımlanır.
Suç işlendiği takdirde, savcılığın olayı araştırması, delil toplaması ve kamu davası açması zorunludur. Ayrıca, açılan davayı sonuna kadar takip etmekle yükümlüdür. Ancak, bu mecburiyetin istisnaları da vardır. Savcılık, bazı durumlarda “kovuşturmaya yer olmadığı” veya “kamu davası açılmasının ertelenmesi” kararları verebilir.
Kamu Davası Kim Tarafından ve Nasıl Açılır?
Kamu davası açma yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir. Savcı, bir suç işlendiğine dair yeterli şüphe oluştuğunda, görevli ve yetkili mahkemede kamu davası açmak için bir iddianame düzenler. Örneğin, Ankara Çankaya’da gerçekleşen bir kasten öldürme suçu için soruşturma yürüten savcı, suçla ilgili delilleri topladıktan sonra Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açar. Yani hangi yetki alanı dahilinde meydana geldiyse suç oradaki yetkili savcılık tarafından soruşturulacak ve dava da yetkili ve görevli mahkemede açılacaktır.
Türk Ceza Kanununa göre kamu davası açmak için savcılık tarafından ya resen soruşturma açılması gerekmekte veya takibi şikayete bağlı bir suç ise şikayette bulunulması gerekmektedir.
İddianame Nedir?
Savcı tarafından düzenlenen iddianame, kamu davasının temelini oluşturur ve şu unsurları içermelidir (CMK 170):
- Şüphelinin kimliği ve müdafii (avukatı)
- Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği
- Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi
- İhbarcı varsa, kimliği (açıklanmasında sakınca yoksa)
- Şikayetçi kişinin kimliği ve şikayet tarihi
- Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri
- Suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi
- Suçun delilleri
- Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklu ise, gözaltı ve tutuklama tarihleri
İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek net bir şekilde açıklanmalıdır. Ayrıca, şüphelinin lehine olan hususlar da iddianamenin sonuç kısmında yer almalıdır. Savcı, ilgili suç için öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerini de belirtir.
Kamu Davasının Açıldığı Mahkemeler
Kamu davaları, suçun niteliğine göre Asliye Ceza Mahkemesinde Ağır Ceza Mahkemesinde, Çocuk Mahkemesi veya Çocuk Ağır Ceza Mahkesinde açılabilir. Genellikle asliye ceza mahkemesi veya ağır ceza mahkemesi gibi genel mahkemeler bu davalara bakar. Ancak, bazı suçlar için özel mahkemeler görevlidir. Örneğin, kasten öldürme suçunu işleyen bir şüpheli 18 yaşından küçükse, bu davaya çocuk ağır ceza mahkemesi bakar.
Kamu davası açıldığında, davalı kişi “şüpheli” sıfatından çıkar ve “sanık” olarak adlandırılır ve yargılama süreci mahkemenin iddianameyi kabulü ile başlar.
Kamu Davasında Şikayet ve Şikayetten Vazgeçme
Kamu davası, ceza hukuku kapsamında savcılık tarafından soruşturma yürütülüp iddianame düzenlendikten sonra ceza mahkemelerinde açılan davalardır. Bu davalarda, şikayet konusu suçun takibi şikayete bağlı olup olmamasına göre farklı prosedürler izlenir. Türk Ceza Kanunu (TCK) takibi şikayete bağlı suçları tek tek sıralamıştır. Bu suçlarda kamu davası açılması, mağdurun veya suçtan zarar görenin şikayetine bağlıdır. Şikayet üzerine, Cumhuriyet savcısı soruşturma başlatır ve yeterli şüphe oluşursa bir iddianame hazırlayarak kamu davasını açar. Örneğin, basit yaralama veya tehdit suçu gibi, mağdurun şikayeti üzerine soruşturulan ve kamu davasına konu olabilen suçlardır.
Takibi şikayete bağlı olmayan suçlar ise, savcılık tarafından şikayete gerek kalmaksızın resen soruşturulur ve kovuşturulur. Hırsızlık, dolandırıcılık, belgede sahtecilik, insan öldürme gibi suçlar bu kategoriye girer. Bu tür suçlarda Cumhuriyet savcısı, herhangi bir şikayet bulunmasa dahi soruşturma başlatmak, delilleri toplamak ve kamu davası açmaya yeter delilin bulunması ile kamu davası açmak zorundadır.
Şikayetten Vazgeçme ve Sonuçları
Takibi şikayete bağlı suçlarda, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi, kamu davasının düşmesine yol açar. Ancak bunun gerçekleşmesi için sanığın da şikayetten vazgeçmeyi kabul etmesi gerekir. Eğer sanık vazgeçmeyi kabul etmezse, dava devam eder ve mahkeme yargılama sonucunda sanık hakkında beraat kararı verebilir veya delil yetersizliği nedeniyle davanın düşmesine karar verebilir.
İştirak halinde işlenen suçlarda, mağdurun bir sanık hakkındaki şikayetten vazgeçmesi, diğer sanıkları da kapsar. Örneğin, birden fazla kişi tarafından darp edilen bir mağdur, şikayetinden vazgeçtiğinde, bu vazgeçme tüm sanıkları etkiler ve dava tüm sanıklar için düşebilir.
Takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda ise, şikayetten vazgeçme kamu davasını etkilemez. Bu durumda, mahkeme yargılamaya devam eder ve şikayetten vazgeçme sadece mağdurun davaya müdahil olma hakkını ortadan kaldırır. Örneğin, insan öldürme suçu gibi ağır bir suçta, mağdurun yakınlarının şikayetten vazgeçmesi kamu davasının düşmesini sağlamaz; yargılama süreci devam eder.
Ortak Velayet Durumunda Şikayetten Vazgeçme
Ortak velayet altında bulunan bir çocuk aleyhine işlenen şikayete tabi bir suçta, şikayetten vazgeçme hakkı, anne ve baba tarafından ortak kullanılmalıdır. Örneğin, babanın şikayetten vazgeçmesi, annenin şikayetçi olduğu bir durumda kamu davasının düşmesine yol açmaz. Bu tür durumlarda, annenin şikayeti doğrultusunda kamu davası açılabilir ve yargılama süreci devam eder.
Kamu Davasına Katılma (Müdahil Olma)
Kamu davasına katılma veya diğer bir ifadeyle müdahil olma, mağdur veya suçtan zarar görenin, açılmış olan bir ceza davasına taraf olarak dahil olmasını sağlayan bir hukuki süreçtir. Bu katılım, davanın açıldığı mahkemeye yazılı bir dilekçe sunarak ya da duruşma sırasında sözlü olarak müdahil olma talebinde bulunarak gerçekleştirilir. Kamu davasına katılma süreci, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 237. maddesinde düzenlenmiştir.
Kamu Davasına Kimler Katılabilir?
CMK’nın 237. maddesi uyarınca, mağdur, suçtan zarar gören gerçek veya tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, kamu davasına katılma hakkına sahiptir. Bu kişiler, kovuşturma evresinin her aşamasında, hüküm verilinceye kadar, şikayetçi olduklarını beyan ederek davaya müdahil olabilirler. Ancak, kanun yolu muhakemesinde (istinaf, temyiz gibi) davaya katılma talebinde bulunulamaz. İlk derece mahkemesinde reddedilen veya karara bağlanmayan katılma talepleri ise, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse yeniden incelenip karara bağlanabilir.
Katılma talebi mahkemeye verilecek dilekçe ile veya mahkeme huzurunda beyanda bulunarak gerçekleştirilebilir.
Kamu davasına katılma, mağdur veya suçtan zarar gören kişiye, davada aktif rol alma imkanı sağlar. Davaya katılan kişi, delil sunma, tanık dinletme ve yargılama sürecine katkıda bulunma hakkına sahiptir. Ayrıca, CMK’nın 234. maddesi uyarınca, mağdur veya şikayetçi, davaya katılmış olması koşuluyla, davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma hakkına da sahiptir. Bu hak, mağdurun adalete erişimini ve hukuk düzeni içinde korunmasını temin eder.
Kamu Davasına Katılma Durumunda Avukat Talebi
Özellikle alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar ve cinsel saldırı suçları gibi ağır ceza gerektiren davalarda, mağdur veya suçtan zarar gören kişi kamu davasına katıldığında kendisi için bir avukat talebinde bulunabilir. Eğer mağdur veya suçtan zarar gören çocuk, sağır ve dilsiz ya da akıl hastası olup kendisini savunamayacak durumda ise, bu durumda avukat görevlendirilmesi için herhangi bir talep aranmaz; avukat otomatik olarak görevlendirilir.
Kamu Davasının Düşmesi
Kamu davasının düşmesi, belirli hukuki şartlar altında gerçekleşir. Bu durumlar, ceza hukukunda düzenlenmiş olup, bir kamu davasının sona erdirilmesi için çeşitli sebepler sunar. İşte kamu davasının düşmesine yol açabilecek başlıca haller:
- Kovuşturma Şartının Gerçekleşmemesi
Bazı suçların kovuşturulabilmesi için belirli şartların, belirli izinlerin alınması gerekmektedir. Bu tür izinler muhakeme koşulu olduğundan alınamaması veya izin verilmemesi durumunda, kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekir.
- Şikayetten Vazgeçme
Şikayete tabi suçlarda, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi kamu davasının düşmesine yol açar. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 73. maddesine göre, kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı olan suçlarda, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi, davanın düşmesi sonucunu doğurur. Ancak eğer yargılama yapılmış ve hüküm kesinleşmiş ise bundan sonra şikayetten vazgeçilmiş olması cezanın infazına engel teşkil etmez.
- Sanığın Ölmesi
Ceza hukuku açısından, sanığın ölmesi halinde kamu davası düşer. Bu, TCK’da açıkça düzenlenmiş bir kuraldır ve dava, sanığın ölümü ile sona erer.
- Dava Zamanaşımı
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre geçtikten sonra kamu davasının düşmesini sağlayan bir ceza hukuku ilkesidir. Bu süre dolduğunda, suç nedeniyle açılan kamu davası zamanaşımına uğrar ve düşer.
- Uzlaşma
Uzlaşma, ceza hukukunda tarafların anlaşarak davanın sona erdirilmesini sağlayan bir mekanizmadır. Uzlaşmaya tabi suçlarda taraflar arasında uzlaşma sağlanırsa, kamu davası düşer. Bu, davaların dostane çözümünü teşvik eden bir uygulamadır.
- 6. Genel Af
Genel af, devletin belirli suçları affederek, bu suçlardan dolayı açılan kamu davalarının düşmesine karar vermesidir. Ancak özel af durumunda kamu davası düşmez; sadece verilen ceza üzerinde etkisi olur.