- Minval Hukuk
- Ceza Hukuku
- 10 Mayıs 2024
Yargıtay 8. Ceza Dairesi E. 2022/5965 K. 2023/10747 T. 26.12.2023
DAVA : İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
KARAR : I. HUKUKİ SÜREÇ
1. Sanık hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 07.03.2019 tarihli iddianamesi ile yalan yere yemin etme suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.10.2020 tarihli kararı ile sanık hakkında cezaya hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesi’nin, 12.04.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik, katılan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına ve sanığın beraatine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; atılı suçun sabit olduğuna, hukuk mahkemesindeki yargılama sırasında sanık tarafından edilen yeminin doğru olmadığının Yargıtay ilamı ile doğrulandığına, sanığın atılı suçtan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir
III. OLAY VE OLGULAR
A-) İlk Derece Mahkemesi’nin Kabulü
Katılanın, sanıkla aralarındaki alacak ilişkisinden kaynaklı sanık aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itiraz sonucu açılan itirazın iptali davasında, sanığın daha önce kabul ettiği devir ilişkisinin olmadığına ilişkin yemin etmesi nedeniyle atılı suçu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B-) Bölge Adliye Mahkemesi’nin Kabulü
Sanığın ispat külfeti hükümlerine aykırı olarak yemin etmesinin usul hukukuna aykırı olduğu, bu durumda yemin etmemesi gereken bir durumda yemin eden sanığın üzerine atılı suçun oluşmayacağı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Dosya kapsamına göre hükme dayanak gösterilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03.10.2018 tarihli 2017/1079 Esas 2018/5971 Karar sayılı ilamına göre; zikredilen hukuk davasında, taraflar arasındaki devir ilişkisini daha önce kabul etmiş olan sanığa yemin teklifi yapılamayacağı, ispat külfetinin karşı tarafa geçeceği, bu yemine dayanılarak karar verilemeyeceğinin belirtilmesi karşısında atılı suçun oluşmayacağı anlaşıldığından, Mahkemece kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
SONUÇ : Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesinin, 12.04.2022 tarihli kararında katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 Sayılı Kanun’un 289. maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 Sayılı Kanun’un 302. maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 Sayılı Kanun’un 304. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.12.2023 tarihinde karar verildi.
KARAR ÖZETİ: Sanık hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ile yalan yere yemin etme suçundan cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında cezaya hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik, katılan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına sanığın beraatine karar verilmiştir. Katılan vekili sanığın atılı suçtan cezalandırılması istemiyle kararı temyiz etmiştir. Devir ilişkisini daha önce kabul etmiş olan sanığa yemin teklifi yapılamayacağı, ispat külfetinin karşı tarafa geçeceği, bu yemine dayanılarak karar verilemeyeceğinin belirtilmesi karşısında atılı suçun oluşmayacağı gerekçesiyle temyiz istemi esastan reddedilerek hüküm onanmıştır.
KONU ÖZETİ: TCK’nın 275.maddesine göre “Hukuk davalarında yalan yere yemin eden davacı veya davalıya bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
Hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.”
Yalan yere yemin suçu TCK’nın “Adliyeye karşı suçlar” kısmında yer almaktadır.
Yalan yere yemin suçu şikâyete bağlı suçlardan değildir. Bu nedenle soruşturması ve kovuşturması re’sen yapılır. Suçun gerçekleşmesi için yemin teklifini kanuna uygun bir şekilde yapılmalı ve kanunen imkânsız olmayan bir konuya ilişkin olmamalıdır.
Yalan yere yemin suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamaktadır. Ayrıca suç, uzlaşma kapsamında değildir.