Tarafımızca açılan davada yerel mahkeme tarafından iptal talebinin reddine dair karar istinaf tarafından kaldırılarak yerine işlemin iptal edilmesi gerektiği ile ilgili hüküm kurulmuştur.
T.C.
ANKARA
BÖLGE IDARE MAHKEMESI
10. IDARI DAVA DAIRESI
ESAS NO : 2025/
KARAR NO : 2025/
İSTİNAF İSTEMİNDE
BULUNAN(DAVACI) :
VEKİLİ : Av. Rüştü Ufuk BARANOĞLU (e-tebligat)
KARŞI TARAF (DAVALI) : İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
VEKİLİ : HUK.MÜŞ. (e-tebligat)
İSTEMLERİN KONUSU : Ankara 17. İdare Mahkemesi’nce verilen 31/10/2024 gün ve E: 2024/721, K: 2024/1674 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bulgaristan uyruklu olan davacı tarafından; 24/10/2017 tarihinde Türk vatandaşı ile yaptığı evlilik nedeniyle 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesi gereğince evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 15/01/2024 tarih ve 2024/62 sayılı davalı idare işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 17. İdare Mahkemesi’nce verilen 31/10/2024 gün ve E: 2024/721, K: 2024/1674 sayılı kararı ile;bir yabancının mevzuatta aranan bütün şartları taşıyor olsa bile vatandaşlığa alınmada mutlak hak sahibi olmadığı, Türk vatandaşlığına kabul etme konusunun Devletin hükümranlık yetkisine ilişkin olduğu, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halin bulunmamasının vatandaşlık kazanmanın ön şartı olduğu, devletin genel güvenliği ve siyasi çıkarları dikkate alındığında kişinin vatandaşlığa alınmasında Kanunun idareye geniş takdir yetkisi tanıdığı anlaşılmakla, davacının, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak amacıyla yaptığı başvurusunun reddine yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği ileri sürülerek kararın kaldırılması istenilmektedir.
DAVALININ SAVUNMASININ ÖZETİ :İstinafa konu mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi’nce 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacı vekilinin duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Dava; Bulgaristan uyruklu olan davacı tarafından; 24/10/2017 tarihinde Türk vatandaşı ile yaptığı evlilik nedeniyle 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesi gereğince evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 15/01/2024 tarih ve 2024/62 sayılı davalı idare işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 66. maddesinin üçüncü fıkrasında “Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.” hükmü kurala bağlanmıştır.
29/5/2009 tarihli ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılması” başlıklı 10. maddesinin (1) numaralı fıkrasında “Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
5901 sayılı Kanun’un “Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması” başlıklı 16. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da; bir Türk vatandaşı ile evlenmenin doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacağı, ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancıların Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecekleri kurala bağlanmış; başvuru sahiplerinde; a) aile birliği içinde yaşama, b) evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama, c) millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmama şartlarının aranacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, 6/4/2010 günlü ve 27544 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik”in;
-25. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkralarında “(1) Kanunun 16 ncı maddesinde sayılan şartları taşıyanlar evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir.
(2) Başvuruda bulunan yabancı hakkında müracaat makamlarınca araştırma yapılır. Araştırma sonucunda yabancının;
a) Bir Türk vatandaşı ile üç yıldan beri evli olmadığı,
b) Evliliğin boşanma veya müracaat tarihinden önce ölüm gibi nedenlerle son bulduğu,
c) Herhangi bir suçtan dolayı yargılamasının devam ettiği veya hükümlü ya da tutuklu olduğu,
ç) 26 ncı madde uyarınca istenen belgeleri ibraz edemediği,
anlaşıldığı takdirde başvurusu kabul edilmez ve bu hususta ilgilisine gerekli tebligat yapılır.”,
-27. maddesinde “(1) Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen ve başvuruda aranan şartları taşıdığı anlaşılan yabancı adına 26 ncı maddede belirtilen belgelerden oluşan dosya düzenlenir ve yabancı hakkında il emniyet müdürlüğünden soruşturma yapılması istenir.”,
-28. maddesinde “(1) İl emniyet müdürlüğünce evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancının;
a) Aile birliği içinde yaşayıp yaşamadığı,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak şekilde fuhuş yapmak ve fuhuşa aracılık etmek gibi davranışlarının olup olmadığı,
c) Türk vatandaşlığını kazanmasında millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmadığı,
hususları araştırılır ve oluşan olumlu veya olumsuz kanaat soruşturma formuna açık bir şekilde yazılır. Soruşturma formuna soruşturmaya ilişkin tutanaklar da eklenir.
(2) Soruşturması tamamlanan yabancının dosyası il müdürlüğüne iade edilir. Dosya gerekli inceleme ve araştırma yapılmak üzere il müdürlüğünce komisyona gönderilir.”,
-29. maddesinde “(1) Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancı ve eşi, komisyon tarafından ayrı ayrı ve birlikte mülakata tabi tutulmak suretiyle evliliğin gerçek bir evlilik ya da Türk vatandaşlığını kazanmak amacıyla yapılmış bir evlilik olup olmadığı araştırılır.
(2) Mülakat sonucunda oluşan kanaat evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin mülakat formuna yazılır. İl müdürlüğünce dosya karar alınmak üzere Bakanlığa gönderilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasındaki belge ve bilgilerin incelenmesinden; Bulgaristan uyruklu olan davacının, 2017 yılında Türk vatandaşı olan F.K ile evlendiği, ”Evlenme Yoluyla Türk Vatandaşlığının Kazanılması” istemiyle davalı idareye başvuruda bulunduğu, davacının başvurusunun İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün 15.01.2024 tarih ve 2024/62 karar sayılı işlemi ile reddedildiği, anılan işlemin bildirilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Vatandaşlık, gerçek kişileri devlete bağlayan hukuki bağı ifade etmekte olup; kişinin hak ve yükümlülüklerini belirleme ve onları yabancı ve vatansızlardan ayırma bakımından temel bir işleve sahiptir. Vatandaşlığın, kişi ile devlet arasındaki karşılıklı hak ve yükümlülükleri doğurması, kamu düzeni ve millî güvenlik ile doğrudan ilgili olması nedeniyle, uluslararası hukukta da kabul edildiği üzere bir kişinin vatandaşlığa alınıp alınmaması devletin egemenlik yetkisi kapsamında kalmaktadır. Bu bağlamda her devlet, kimlerin kendi vatandaşı olduğunu veya olabileceğini kanunlarıyla belirleme serbestisine sahip olup devletin bu konuda, hükümranlık (egemenlik) hakkından kaynaklanan geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır.
Ancak söz konusu takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, buna ilişkin değerlendirmelerin objektif ve makul ölçütlere göre yapılması gerektiği de açıktır. Bu itibarla kişinin evlenme yolu ile Türk vatandaşlığını kazanmak için gerekli şartları sağlamadığına yönelik olarak idarece yapılan değerlendirmelerde takdir yetkisinin objektif ve makul sınırlar içinde kullanıldığının ortaya konulması zorunludur.
Uyuşmazlıkta, davacının 24/10/2017 tarihinde Türk vatandaşı F.K. ile evlendiği, mülakat formunda aile birliği içinde yaşadıklarının tespit edildiği, kendisine ilişkin herhangi bir olumsuzluğun bulunmadığı dikkate alındığında vatandaşlık başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptali gerekmekte iken davanın reddine ilişkin olarak verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı istinaf isteminin KABULÜNE,
2-Ankara 17. İdare Mahkemesi’nce verilen 31/10/2024 gün ve E: 2024/721, K: 2024/1674 sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-2577 sayılı Yasanın değişik 45/4 maddesi uyarınca yeniden yapılan inceleme sonucunda DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,
4-Aşağıda dökümü yapılan mahkeme ve istinaf safhalarına ilişkin toplam 2.909,90-TL yargılama giderleri ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 18.000,00-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5-Posta gideri avansından artan miktarın istinaf isteminde bulunana iadesine,
6-2577 sayılı Yasanın değişik 45.maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak 15/04/2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye
37749 35021 37976
YARGILAMA GİDERLERİ
(Mahkeme Safhası)
Başvurma Harcı : 427,60-TL
Karar Harcı : 427,60-TL İstinaf Safhası
YD Harcı : 704,50-TL (Davacı)
Vekalet Harcı : 60,80-TL Başvuru Harcı : 1.169,40-TL
Posta Gideri : 60,00-TL Posta Gideri : 60,00-TL
TOPLAM :1.680,50-TL TOPLAM :1.229,40-TL
Genel Toplam : 2.909,90-TL