Yargıtay 12. Ceza Dairesi 22.02.2022 Tarih 2019/13698 E. , 2022/1306 K.
Taksirle öldürme suçundan sanık … hakkında kurulan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii, katılanlar …-… vekili ve katılan … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan …’in gerekçeli kararı, başkaca suçtan hükümlü bulunduğu esnada cezaevinde 29/12/2015 tarihinde tebellüğ ettiği ve hükme karşı 30/12/2015 havale tarihli dilekçe ile temyiz talebinde bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmakla, tebliğnamedeki katılan …’in temyiz talebi açısından süreden ret öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin oluşa, kusur durumuna, lehe hükümlerin uygulanmadığına ve sair nedenlere ilişkin, katılanlar … ve Süleyman vekilinin sanık hakkında tayin edilen cezanın eksik olduğuna ve sair nedenlere ilişkin, katılan …’in sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık Ömer Gürler’in idaresindeki dorseli çekici ile gündüz vakti, meskun olmayan yerde, üç şeritli bölünmüş yolda seyir helinde iken, sağında seyretmekte olan diğer sanık … idaresindeki dorseli çekiciyi geçmek istediği sırada araçların ön yan kısımlarının birbirine çarptığı, çarpışma sonrası sanık Ömer Gürler’in aracının en sol şerit üzerinde durduğu, arkasından en sol şeritte seyreden … idaresindeki aracın sol şeritte duran dorseye arkadan çarpması sonucu iki kişinin öldüğü, dört kişinin nitellikli şekilde yaralandığı olayda;
Her ne kadar, kaza tespit tutanağı ekindeki krokiye göre yolun 10.5 metre olduğu, araçların ilk çarpışma noktasının yolun orta şeridinin sol çizgisi üzerinde olduğu dikkate alınarak, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 18.03.2010 tarihli raporu dosya içeriğine uygun bulunarak, sanık …’in şerit çizgisi üzerine tam yanaşarak geçilme kuralını ihlal ettiği bu itibarla tali düzeyde kusurlu olduğundan bahisle sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuş olsa da, sanık …’e kusur atfeden ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda olayın zincirleme trafik kazası şeklinde olduğu gerekçesi ile sanığın tali kusurlu olduğu şeklinde görüş bildirildiği görülmekle somut olayın zincirleme trafik kazası şeklinde meydana gelmediği, temyiz dışı sanık …in sürücülüğünü yaptığı araç ile sanığın sürücülüğünü yaptığı aracı sollamak istediği sırada sanık …’in aracının sol yan ön kısımlarına çarpması nedeniyle sanık …’in seyretmekte olduğu sağ şeritten çıkarak şarampole yuvarlandığı, bu ilk olayda herhangi bir ölüm veya yaralanmanın meydana gelmediği, çarpmanın etkisiyle sanık …in kullandığı aracın otoyolun sol şeridine savrulduğu ve sanık …in aracını otoyolun hız şeridi olan sol şeridinde park ederek şarampole düşen araç sürücüsüne yardım amacıyla araçtan indiği, bu aşamadan sonra diğer sanık …’in savunmasına göre aradan beş dakika geçtikten sonra ikinci kazanın meydana geldiği, maktul sürücü …’in kullandığı aracın temyiz dışı sanık …in kullandığı Tır’a arkadan çarpması sonucu ölüm ve yaralanmaların meydana geldiği göz önüne alınarak, sanık …in savunmasına itibar edilmesi halinde dahi ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan kazada sanık …’e kusur atfedilmesinin mümkün olmadığı ve trafik kazası tespit tutanağında sanık …’in ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan olayda kusurunun olmadığına ilişkin görüş ile yine dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 22/02/2010 tarihli raporda ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan ikinci kaza ile ilgili olarak sanık …’in kusuru bulunmadığına ilişkin görüşün oluşa ve dosya içeriğine uygun olduğu anlaşılarak, sanık …’in eylemi ile ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan olay arasında illiyet bağı bulunmadığından sanık hakkında üzerine atılı taksirle öldürme suçundan beraat hükmü kurulması gerekirken, yasal ve hukuka uygun olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin, katılanlar …-… vekilinin ve katılan …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi T. 19.9.2023 E. 2022/10021 K. 2023/3111
DAVA : Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 Sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 Sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
- HUKUKİ SÜREÇ
- Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.12.2015 tarihli ve 2014/312 Esas, 2015/291 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesinin ikinci fıkrası, 62. maddesi ve 53. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 3 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.
- Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.12.2015 tarihli ve 2014/312 Esas, 2015/291 Kara sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 07.12.2021 tarihli ve 2020/2644 Esas, 2021/8600 Karar sayılı kararı ile bilinçli taksir koşullarının oluştuğu, sanık hakkında fazla ceza tayin edildiği ve sürücü belgesinin fazla süre ile alınmasına karar verildiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
- Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/20 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 Sayılı Kanun’un 85. maddesinin ikinci fıkrası, 22. maddesinin üçüncü fıkrası, 62. maddesinin birinci fıkrası ve 53. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.
- Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 27.12.2022 tarihli ve 2022/152811 Sayılı hükmün onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
- TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; sanığın kusuru bulunmadığına ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
- Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde; “Sanık …’ün, olay tarihinde sevk ve idaresindeki, … plaka sayılı otobüs ile Isparta istikametinden, Dinar istikametine doğru seyretmekte iken; olay mahalline geldiğinde, ıslak zeminde kayan sevk ve yönetimindeki otobüs ile karşı yön şeridine geçtiği sırada, karşı yönden gelen katılan …’nin sevk ve idaresindeki…..plakalı çekiciye bağlı, ….. plakalı dorseden oluşan tanker ile asfalt kaplama üzerinde çarpıştığı, akabinde tankerin arkasından gelen müşteki …’nin yönetimindeki ….. plaka sayılı otomobil ile yolun dışında çarpışması neticesinde ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği,
Meydana gelen trafik kazası neticesinde, …’nin kaldırıldığı SDÜ Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 28/09/2014 tarihinde hayatını kaybettiği, katılan … ile …’nin yaralandıkları olayda;
Olayın oluş biçimi, müşteki ve tanık anlatımları, kaza tespit tutanağı, temin edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Sanık…’ün sevk ve idaresindeki otobüs ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, hızını yol ve mahal durumuna göre ayarlayıp teyakkuzla, seyrini sürdürmesi gerekmekte iken bu hususlara riayet etmediği ,sollama yasağına işaret eden “öndeki taşıtı geçmek yasaktır” levhasına rağmen sollamaya çıktığı, mevcut hızı ile mahale yaklaştığı, ıslak zeminde kaydırdığı, idaresindeki otobüsü sağ şerit içerisinde tutma becerisi gösteremeyip sol şeride doğru yönelerek karşı yönden gelen TIR ile kaplama içerisinde çarpıştığı, çarpışma akabinde yolun dışına doğru çıktığı sırada, meydana gelen olayı gören ve tedbir almak üzere yolun dışına daha önce çıkan sürücü … yönetimindeki otomobile de çarptığı durumda, dikkatsiz ve özen yükümlülüğüne aykırı seyri ile olayın meydana gelmesine sebebiyet vermiş olmakla asli derecede tamamen kusurlu olduğu,
Mevcut kusur durumuna göre değerlendirme yapıldığında sanığın taksirli eyleminin TCK’nın 22/3 maddesi kapsamında bilinçli taksir boyutunda olduğu,
Sanık …’ün sübuta eren, taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan eylemine uyan TCK’nun 85/2 maddesi gereğince, suçun işleniş şekli, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kusur durumu dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiği kanaatine varıldığından, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 22/3. maddesi uyarınca, taksirin derecesine göre cezada takdiren 1/3 oranında artırım yapılarak sanığın 5 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın yargılama sürecindeki saygılı tutumu ve cezanın sanık üzerindeki olası etkileri nazara alınarak, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 62/1. Maddesi uyarınca tayin edilen sonuç cezası 1/6 oranında indirilerek 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, taksirle ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasına yol açmış bulunması sanığın geçimini sürücülükle de kazandığı ve meydana gelen zararın boyutu da gözetilerek 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu m.53/6 uyarınca sanık …’ün sürücü belgesinin takdiren 6 ay süreyle geri alınmasına … karar verilerek, Bütün bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
- Sanık aşamalardaki beyanında yolun ıslak ve çamurlu olması nedeniyle aracın kaydığını ve kazada kusuru olmadığını beyan etmiştir.
- Katılanlar aşamalarda sanıktan şikayetçi olduklarını beyan etmiştir.
- Kaza sonrası düzenlenen Kaza Tespit Tutanağı’nda sanığın Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “Sürücüler; Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, Zorundadırlar.” kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, diğer sürücülerin kusursuz olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
- Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 10.11.2014 tarihli raporunda sanığın “sevk ve idaresindeki otobüs ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, hızını yol ve mahal durumuna göre ayarlayıp teyakkuzla, seyrini sürdürmesi, gerekmekte iken bu hususlara riayet etmemesi, mevcut hızı ile mahale yaklaşması, ıslak zeminde kaydırdığı idaresindeki otobüsü sağ şerit içerisinde tutma becerisi gösteremeyip sol şeride doğru yönelerek diğer araçlara çarptığı” gerekçesi ile asli kusurlu olduğu, diğer sürücülerin ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
- Tanık beyanları, adli ölü muayene tutanağı ve yaralanmalara ilişkin adli muayene raporları dosya içerisinde yer almaktadır.
- GEREKÇE
- Olay günü, gündüz vakti yağışlı havada, meskun mahal dışı, iki şeritli iki yönlü eğimli asfalt Devlet karayolunda sanığın sevk ve idaresindeki otobüs ile seyri sırasında, “öndeki taşıtı geçmek yasaktır” levhasına rağmen önünde bulunan aracı sollamaya çıktığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı istikametten gelen çekici ile çarpıştıktan sonra çekicinin arkasından gelen otomobil ile çarpışarak yolun dışına çıkması neticesinde, bir kişinin hayatını kaybetmesi, bir katılanın kemik kırığı ile yaralanması, bir katılanın ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda, sollama yasağına işaret eden “öndeki taşıtı geçmek yasaktır” levhasına rağmen sollamaya çıkarak bilinçli taksirle hareket eden sanığın asli kusurlu olduğunun kabulüyle mahkumiyet hükmü kurulmasında isabetsizlik tespit edilmemiş ve sanık müdafiinin kusura ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
- Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
SONUÇ : Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/20 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.09.2023 tarihinde karar verildi.