Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E. 2015/19662 K. 2017/27763 T. 4.12.2017

ÖZET : Kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda ödenmesi gereken faiz mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Dosya içeriğine göre; hükmedilen kıdem tazminatının ilk talep kısmına fesih, ıslah ile arttılan kısmına ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetli olmamıştır.

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı vakıfta bağış işlem uzmanı olarak 01.02.1992 tarihinden iş akdinin feshedildiği 10.08.2012 tarihine kadar çalıştığını, 18.03.2000 tarihindeki olay sebebiyle yapılan feshin haksız olduğunu, o tarihten sonra da çalışmasına devam ettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatının tahsilini istemiştir.

Davalı vekili, davacının mahkumiyetini Kalecik Ceza İnfaz kurumundan öğrendiklerini, 6 günlük hak düşürücü sürenin fesih nedenini yetkili merci’in öğrenme tarihinden başladığını, feshin süresinde olduğunu ve davacının iş akdinin İş Kanunun 25/2-f maddesine göre haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.

1- )Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- )Kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda ödenmesi gereken faiz mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır.

Dosya içeriğine göre; hükmedilen kıdem tazminatının ilk talep kısmına fesih, ıslah ile arttılan kısmına ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetli olmamıştır.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. Maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Temyiz konusu kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “Brüt 62.093,38 TL kıdem tazminatı alacağının 26.000,00 TL’sinin akdin feshi tarihi olan taleple bağlılık ilkesi gereği 10.08.2012 tarihinden, 36.093,38 TL’sinin 09.05.2014 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile,” rakam ve sözcüklerinin silinerek yerine “Brüt 62.093,38 TL kıdem tazminatı alacağının akdin feshi tarihi olan 10.08.2012 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile” rakam ve sözcüklerinin yazılarak hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 04.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

KARAR ÖZETİ: 

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25.maddesinin 2.fıkrasının f bendi uyarınca; İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi halinde işveren işçinin iş sözleşmesini derhal haklı nedenle feshetme hakkına sahiptir. Somut olayda fesih şartları oluşmamıştır. İşçinin iş sözleşmesinin feshini İş Kanunu madde 25/2-f uyarında feshedebilmesi için suçun işyerinde işlenmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, aynı kanunun 26.maddesi’nde “24 ve 25 inci maddelerde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz”. denilmiştir. Somut olayda söz konusu suçun işlenildiğinin işveren tarafından öğrenilmesinden itibaren 6 iş günü ve herhalde 1 yıl içerisinde derhal fesih hakkı kullanılmalıdır.

 

KONU ÖZETİ: 

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. Maddesinin 2.fıkrasının f bendinde işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller nedeniyle derhal fesih hakkı düzenlenmiştir. Söz konusu bende göre;

İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi halinde işverenin iş sözleşmesini derhal fesih hakkı bulunmaktadır.

Bunun için işçinin söz konusu suçu “işyerinde” işlemiş olması, suçun “7 günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen” bir suç olması gerekmektedir.

Söz konusu şartlar sağlanıp işveren işçinin sözleşmesini feshettiği takdirde işçi kıdem tazminatına hak kazanamamaktadır.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 26.maddesi uyarınca işveren derhal fesih hakkını işçinin söz konusu suçunu öğrendiği tarihten itibaren 6 iş günü ve her halde 1 yıl içerisinde kullanması gerekmektedir.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir