- Minval Hukuk
- İş Hukuku
- 30 Nisan 2024
İşçinin Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı (İş Kanunu Madde 24/2-c)
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/41164 E., 2009/8092 K., 26.3.2009 T.
ÖZET : Davacıya, davalı işveren vekili tarafından etkili eylemde bulunulduğu tartışmasızdır. Sözü edilen eylem tek başına kişilik hakkına saldırı olup manevi tazminatı gerektirir. Mahkemece feshin haksızlığının kabulü de bu olguyu doğrulamaktadır. Hiçbir gerekçe işçinin dövülmesini haklı kılmaz, işçinin yalnız maddi varlığı değil manevi varlığı da yasalarca koruma altındadır. Mahkeme manevi tazminat isteğinin gerekçesiz reddi bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Davacı, ihbar, kıdem manevi tazminatı, vergi iadesi, izin ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S. Özmen tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacıya, davalı işveren vekili tarafından etkili eylemde bulunulduğu tartışmasızdır. Sözü edilen eylem tek başına BK 49. madde uyarınca kişilik hakkına saldırı olup manevi tazminatı gerektirir. Mahkemece feshin haksızlığının kabulü de bu olguyu doğrulamaktadır. Hiçbir gerekçe işçinin dövülmesini haklı kılmaz, işçinin yalnız maddi varlığı değil manevi varlığı da yasalarca koruma altındadır.
Mahkeme manevi tazminat isteğinin gerekçesiz reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARAR ÖZETİ : İşveren veya vekili tarafından şiddete uğrayan işçiye manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. İşveren ya da vekili tarafından dövülen daha sonra iş akdi feshedilen işçi ihbar, kıdem manevi tazminatı, vergi iadesi, izin ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, işçinin talebini kısmen kabul ettirmiştir. Tarafların kararı temyiz etmesi üzerine dosya, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne gitmiştir.9.Hukuk Dairesinin kararında, işveren vekilinin işçiye yönelik etkili eylemde bulunduğunun tartışmasız olduğu belirtiliyor. Söz konusu eylemin Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca kişilik hakkına saldırı teşkil ettiği ve manevi tazminat gerektirdiği ifade edilmiştir. Bu kararda, yerel mahkemenin feshin haksızlığını kabul etmesinin de bu olguyu doğruladığı belirtilmiştir. “Hiçbir gerekçe, işçinin dövülmesini haklı kılmaz. İşçinin yalnız maddi varlığı değil, manevi varlığı da yasalarca koruma altındadır.” denilerek Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından, manevi tazminat isteğini gerekçesiz reddetmesi sebebiyle yerel mahkemenin kararını bozmuştur.
KONU ÖZETİ: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinin 2. fıkrasının c bendinde işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkı düzenlenmiştir. Buna göre:
İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkı bulunmaktadır. İşçi bu durumda kıdem tazminatı, manevi tazminat ve diğer işçi alacaklarını almaya hak kazanmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanunun 49.maddesi uyarınca;
Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.
Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir denilmiştir. Bu hüküm 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesi ile geçerliliğini korumuştur:
MADDE 58- Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.