Yargıtay8. Ceza Dairesi E. 2022/6040 K. 2023/9033 T. 22.11.2023

DAVA : İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

KARAR : I.HUKUKİ SÜREÇ

1. Sanık hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 19.02.2021 havale tarihli iddianamesi ile yalan tanıklık suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.

2. Konya 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 16.11.2021 tarihli kararı ile sanık hakkında yalan tanıklık suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi’nin, 20.04.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek sanığın yalan tanıklık suçundan mahkumiyetine ilişkin kararın kaldırılmasına ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılanlar vekilinin temyiz isteği; atılı suçun sabit olup sanığın cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

A-) İlk Derece Mahkemesi’nin Kabulü

1.Sanığın, katılanların evinin kurşunlanması ile ilgili görülen davada tanık olarak verdiği ifadesi ile soruşturma aşamasında kolluğa verdiği ifadesinin çelişkili olması nedeniyle atılı suçu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.

2.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda sanığın sübut bulan yalan tanıklık suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

B-) Bölge Adliye Mahkemesi’nin Kabulü

Sanığın kollukta bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifade ile mahkemede tanık sıfatıyla verdiği ifade arasında çelişki bulunmasının tek başına yalan tanıklık suçunu oluşturmayacağı, ayrıca yalan tanıklık suçuna ilişkin dosya kapsamında kolluk aşamasında müşteki sıfatıyla alınan ifadesinde katılan …’nın beyanında olay tarihinde evine H.A ile birlikte sanık …’in de geldiğini ve evine ateş eden kişinin sanık … olduğunu belirtmesi karşısında, sanık …’nın eve ateş edilme olayında şüpheli konumunda bulunma olasılığının da bulunduğu, bu nedenle sanığın beyanlarının savunma hakkı kapsamında olarak değerlendirilmesi gerektiği ve beyanları arasındaki çelişkinin yalan tanıklık suçunu oluşturmayacağı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE

1. Tüm dava dosyası kapsamında elde edilen delillere göre; kolluk aşamasında müşteki sıfatıyla alınan ifadesinde katılanların beyanında olay tarihinde evine H. A. ile birlikte sanık …’in de geldiğini ve evine ateş eden kişinin sanık … olduğunu belirtmesi karşısında, sanık …’nın katılanlara ait eve ateş edilme olayında şüpheli konumunda bulunma olasılığının bulunduğu, bu nedenle sanığın beyanlarının savunma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından mahkemece verilen kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

SONUÇ : Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.04.2022 tarihli kararında katılanlar vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 Sayılı Kanun’un 289. maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 Sayılı Kanun’un 302. maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 Sayılı Kanun’un 304. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Konya 13. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2023 tarihinde karar verildi.

KARAR ÖZETİ: 

Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 19 Şubat 2021 tarihli iddianameyle sanık hakkında yalan tanıklık suçundan dava açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi, sanığı yalan tanıklık suçundan cezalandırmıştır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi, sanığın istinaf başvurusunu kabul ederek sanığın suçsuz olduğuna karar vermiş ve beraatine hükmetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına yapılan temyizde, katılanlar vekilinin suçun sabit olduğunu ve sanığın cezalandırılması gerektiğini iddia etmiştir. Olay, sanığın katılanların evinin kurşunlanmasıyla ilgili olarak verdiği ifadelerin çelişkili olduğu gerekçesiyle başlamıştır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi, sanığın ifadeleri arasındaki çelişkinin yalan tanıklık suçunu oluşturmayacağına ve sanığın savunma hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir. Mahkeme, yapılan duruşma ve toplanan delillere dayanarak, katılanların vekilinin temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

KONU ÖZETİ:

Yalan tanıklık TCK’nın 272.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre: “Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilmektedir…” “…Kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.”  Söz konusu suç, adliyeye karşı işlenen ve şikayete tabi olmayan bir suçtur. Bu nedenle re’sen soruşturulur. Kişinin kollukta bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifade ile mahkemede tanık sıfatıyla verdiği ifade arasında çelişki bulunması tek başına yalan tanıklık suçunu oluşturmamaktadır. Diğer yandan, sadece kollukta verilen ifadenin tek başına yalan tanıklık suçunu oluşturmamakta, yalan tanıklık suçunun oluşması için kolluk ifadesinin savcılıkta aynen tekrar edilmesi gerekmektedir.

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir