- Minval Hukuk
- İş Hukuku
- 17 Ocak 2024
Sözleşmeyi sonlandıran tarafın, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenmeyen her türlü durum ve koşul, Türk Borçlar Kanunu’nun 435. maddesi uyarınca haklı sebep olarak kabul edilir. Haklı fesih, taraflardan birinin irade beyanıyla, Kanun tarafından öngörülen haklı sebeplere dayanarak iş sözleşmesinin sona erdirilmesini ifade eder. İş Kanunu, işçi tarafından haklı fesih sebeplerini 24. madde, işveren yönünden ise 25. maddede olmak üzere ayrı ayrı düzenlemiştir.
İşçinin Haklı Nedenle Feshi
Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hâllerde belirli iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya belirsiz iş sözleşmesini bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.
- Sağlık sebepleri
İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa
İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçinin bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulması
- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller ve benzerleri
a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi. g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
- Zorlayıcı sebepler
İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.
İşverenin Haklı Nedenle Feshi
İş Kanunu’nun 25. Maddesinde, işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı düzenlenmiştir. Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, yazılı hâllerde belirli süreli iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya belirsiz süreli iş sözleşmesini bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.
Haklı Fesih Hakkının Kullanılma Süresi

Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâllere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı işgünü geçtikten ve her hâlde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz.
Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması hâlinde bir yıllık süre uygulanmaz (İK m. 26)
Fesih İşlemi Nasıl Yapılmalıdır?
İş Kanunu’nda, haklı sebeple fesih beyanının şekline ilişkin bir açıklık yoktur. Fesih beyanı yazılı olarak ifade edilse de bu sadece bir ispat aracıdır, geçerlilik şartı değildir. İşverenin haklı nedenle iş sözleşmesini sonlandırması durumunda savunma alması da zorunlu değildir.
Haklı Nedenle Fesihte İşçilik Alacakları
İşveren iş sözleşmesini İş Kanunu’nun 25/ II’de belirtilen ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık sebebiyle feshetmişse işçi, kıdem tazminatı hakkını kaybeder. İşçi, hangi bende dayalı olursa olsun, 24. Madde kapsamında yaptığı haklı nedenle fesih sonrasında, en az bir yıl çalışmış olması koşuluyla kıdem tazminatına hak kazanır. 25/ II hükmünde yer alan sebeplere dayalı olarak feshetmişse, işçiye ihbar süresi verilmesi söz konusu olmayacağından, işçi ihbar tazminatına da hak kazanamayacaktır.
Fesih Hakkının Kullanılma Süresi Hakkında Yargıtay Kararı
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2016/6122 K. 2019/15301
İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 İş Kanunu’nun 26. maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.
4857 Sayılı İş Kanunu’nda, işçinin maddî çıkar sağlamış olması halinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği öngörülmüştür. O halde, haklı feshe neden olan olayda işçinin maddî bir menfaati olmuşsa, altı işgününe riayet etmek koşuluyla olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin işverenin haklı fesih imkânı vardır.
Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer

Minval Hukuk & Danışmanlık Bürosu Sigorta Hukuku(Trafik ve İş Kazaları), İş Hukuku, Kamulaştırma ve İstimlak, Tazminat Hukuku, Ölüm ve Yaralamalı Trafik Kazalarından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları, Yangın Sigortaları, Dask Sigortası, İşveren Mali Sorumluluk Sigortaları, Araç Değer Kaybı ve Araç Hasar Bedeli Davaları ile Vatandaşlık Hukuku ve Nüfus Davaları, Göç Davaları, SGK’nın karşılamadığı akıllı ilaç bedellerinin ödenmesi ve ücretsiz temin edilmesi ile ilgili davalar üzerine yoğunlaşmış ve bu alanların her birinde yüzlerce danışanın haklarını ilgili kişi ve kurumlar nezdinde çözüme kavuşturmuştur. Minval Hukuk Bürosunun Kurucu ortaklarının çeşitli site ve dergilerde yayınladığı onlarca makalenin yanında basılan “Sigorta Hukuku ve Tahkim Uygulamaları” adlı bir kitabı da bulunmaktadır.