- Minval Hukuk
- Sigorta Hukuku
- 11 Kasım 2023

İçerik Başlıkları
Sigorta Hukukunda arabuluculuk sıklıkla merak edilen konulardandır. Sigorta hukukunda arabuluculuğun zorunlu mu ihtiyari mi olduğu bu metinde değerlendirilecektir. Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre Türk Ticaret Kanunu’nun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Buradan hareketle sigorta uyuşmazlıklarında konusu bir miktar paranın tazmin edilmesi olan uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu söylenebilir. Bu doğrultuda önemli olan şey sigortalı ile zarardan sorumlu olan kişi/kurumun arasındaki hukuki ilişkinin niteliğidir. Çünkü zorunlu arabuluculuk şartı bu hukuki ilişkiye göre belirlenir.
Uygulamada yaygın olarak KTK’nin 97.maddesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar söz konusu olmaktadır. O halde hukuk mahkemelerinde dava açılmadan önce sigorta kuruluşuna ihtar çekilip arabulucuya başvurulması gerekmektedir.
Sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda sigorta ettiren, yani tacir olmayan tarafın bu noktada iki seçeneği bulunmaktadır. Bunlar önce arabulucuya başvurmak suretiyle dava açılması veya davalı sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonuna üye olması halinde doğrudan Komisyona başvurulmasıdır. Bir diğer deyişle Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunmadan önce zorunlu arabuluculuk şartı bulunmamaktadır.
Buradan sonraki arabuluculuk süreci diğer arabuluculuk süreçleri ile benzer şekilde ilerlemektedir.
Sigorta Davalarında Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
Ticari davalarda dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk,
uyuşmazlığa dair dava açılmadan önce tüketilmesi gereken bir yoldur. TTK’da
anılan hükme göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen
ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat
talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava
şartıdır. Bu nedenle arabulucuya başvurulmadan mevcut uyuşmazlığın mahkemeye
taşınması durumunda dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, uyuşmazlığın konusunun bir miktar paranın ödenmesi veya tazminat taleplerine ilişkin olmasıdır. Çünkü aksi durumda arabuluculuk müessesesi zorunluluk teşkil etmez. Davaya veya arabuluculuğa konu olacak paranın alt veya üst sınırına ilişkin yasal bir düzenleme ise mevcut değildir.
Sigorta Davalarında İhtiyari Arabuluculuk
İhtiyari arabuluculukta taraflar üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri tüm özel hukuk uyuşmazlıklarını, işleri ve davaları arabuluculuk yoluyla mahkemeye taşımadan tarafsız bir üçüncü kişinin yardımı ile çözebilirler. İhtiyari arabuluculukta önemli olan, tarafların süreci yürütmekte ve sonunda anlaşmakta istekli olmalarıdır.
Arabuluculuk Süreci
Arabulucuya Başvuru: Sigorta uyuşmazlıklarından kaynaklı bir uyuşmazlık çıkması durumunda mağdur olan taraf arabulucuya başvurabilir. Arabulucuya başvuran taraf, karşı tarafın (karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin) yerleşim yerindeki arabuluculuk bürosuna veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna başvurarak süreci başlatır. Arabuluculuk bürosu olmayan yerlerde ise ilgili yazı işleri müdürlüğüne başvuru yapılır.
Arabulucunun Seçilmesi: Taraflardan birinin arabulucuya başvurması neticesinde Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından listelenen arabuluculardan biri belirlenir. Ancak tarafların arabulucuyu anlaşarak seçme hakları olmakla birlikte seçilen arabulucu listeden bir arabulucu olmalıdır. Başvurulan arabuluculuk bürosunun yetkisiz olduğu iddiasında olan taraf en geç ilk oturumda bunu öne sürmelidir.
Yetkisizlik iddiasında olan taraf yerleşim yeri veya işin yapıldığı yere dair belgeleri öne sürerek yetkisizlik iddiasında bulunmalıdır. Arabulucunun büro tarafından atanması halinde, arabulucu büronun yetkisiz olup olmadığına dair değerlendirme yapamaz. Bunu taraflardan birinin öne sürmesi gerekir. Akabinde arabulucu yetki incelemesini kendisi yapmaz. Dosyayı ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere, büroya teslim eder. Sulh hukuk mahkemesi harç almaksızın yetkiyi inceler ve kesin olarak karara bağlar.
Tarafların Arabuluculuğa Daveti: Arabulucunun büro tarafından görevlendirilmesiyle tarafların iletişim bilgileri de kendisine iletilir. Tarafların iletişim bilgilerine ulaşamayan arabulucu, kendi araştırma sonucunda da tarafların iletişim bilgilerine erişebilir. Tarafların iletişim bilgilerine erişen arabulucu, toplantı gün ve saatini bildirir ve taraflara arabuluculuğa davet mektubu gönderir ve tarafları ilk toplantıya davet eder.
İlk Oturum: Arabulucunun tarafları toplantıya davet etmesi sonucunda ilk oturum yapılır ve ilk oturuma dair tutanak tutulur. Tarafların zorunlu arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz katılmaması durumunda katılmayan taraf açısından olumsuz sonuçlar doğacaktır. Taraftarlardan biri mazeretsiz bir şekilde ilk arabuluculuk toplantısına katılmazsa ve arabuluculuk toplantısı sona ererse bu durum son tutanakta belirtilir. Arabuluculuk toplantısına katılmayıp sürecin sona ermesine sebep olan taraf açılacak bir davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderleri üzerine bırakılacaktır. Ayrıca lehine yargılama ücretine de hükmedilmeyecektir. Her iki tarafın da toplantıya katılmamaları durumunda yargılama giderleri kendi üzerlerinde kalacaktır.
Son Oturum: Son oturumda tutulan tutanak çok önemlidir. Arabuluculuk son tutanağı, dava şartı arabuluculuk olan davalarda dava dilekçesinin ekine eklenmek, eklenmediyse mahkemece verilen süre içerisinde mahkemeye sunulmak zorundadır. Aksi durumda davanın, dava şartı eksikliği sebebiyle davanın usulden reddi gündeme gelecektir.
Sigorta Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Sürecinde Temsil
Sigorta uyuşmazlıklarında arabuluculuk sürecini yürütebilmek için en az üç kişinin
katılımı gerekmektedir. Burada başvuran taraf, süreci bizzat yürütebileceği
gibi kendisini kanuni temsilcisi ile veya bir avukat yardımıyla temsil
ettirebilir. Uyuşmazlığın çözümüne katkı
sağlayabilecek uzman kişiler de oturumlarda hazır bulundurulabilir.
Sigorta Davalarında Arabuluculuk Ücreti
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda düzenlenen Arabulucuların Hak ve Yükümlülükleri kapsamında arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşılığı ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Arabulucu, ücret ve masraflar için avans da talep edebilir. Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf, taraflarca eşit olarak karşılanır. Taraflar Asgari Ücret Tarifesinin altında bir ücret belirleyemez. Ancak taraflar ücretin ödenme payında aralarında anlaşarak değişiklik yapabilirler.
Örnek vermek gerekirse, Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre
- Konusu para olmayan ticari uyuşmazlıklarda 2 taraf varsa taraf başına, arabulucunun bir saati 780-TL olarak ücretlendirilir.
- Eğer konusu para olan bir uyuşmazlık ise faaliyet sonucu üzerinde anlaşılan miktara ve arabulucuların sayısına göre belirlenen miktar üzerinden oransal bir değerlendirme yapılır.
· Arabuluculuk sürecinin sonunda seri uyuşmazlıklarda anlaşma sağlanması halinde, arabuluculuğun konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki uyuşmazlık olsa bile arabulucu, her bir uyuşmazlık bakımından, Ticari Uyuşmazlıklarda 2.000,00-TL ücrete hak kazanır.
Bunların yanı sıra, arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığın bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
Sigorta Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Sürecinde Süreler ve Zamanaşımı
· Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
· Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
· Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz (Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.19).
· Dava şartı olan arabuluculukta ise, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede uyuşmazlık konusu hususlarda zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. (Yönetmelik m.27)
Sigorta Uyuşmazlıklarında Arabuluculuğun Sona Ermesi
Arabuluculuğun sona ermesi, arabulucunun tarafların anlaşmaya varıp varamamalarını ve bunun hangi şartlarla sonuçlandığını gösteren bir tutanak düzenlemesi ile gerçekleşir. Düzenlenen bu tutanak taraflarca imzalanır, taraflar imzalamıyorsa arabulucu tarafından bunun sebebi belirtilecek şekilde kayıt düşülerek imzalanır ve böylece belgelenmiş olur. Tarafların anlaşmaya vardıkları hususlarda daha sonradan dava açmaları mümkün değildir.
Arabuluculuk son tutanağı, dava şartı arabuluculuk olan davalarda dava dilekçesinin ekine eklenmek, eklenmediyse mahkemece verilen süre içerisinde mahkemeye sunulmak zorundadır. Aksi durumda önce ihtar çekilecek daha sonra davanın, dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddi gündeme gelecektir.
Arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanamazsa, 7036 sayılı kanunun 3. Maddesinin 2. Fıkrasına göre; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir.
İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanırsa, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18. Maddesinin 2. Fıkrasına göre;
- “Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.”
Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varırlarsa, anlaşma tutanağı için sulh hukuk mahkemesinden icra edilebilirlik şerhi alınarak tutanak ilam niteliğinde belge haline getirilebilir. Tarafların arabuluculuk neticesinde anlaştığı hususlar yeni bir dava konusu yapılamaz.

Minval Hukuk & Danışmanlık Bürosu Sigorta Hukuku(Trafik ve İş Kazaları), İş Hukuku, Kamulaştırma ve İstimlak, Tazminat Hukuku, Ölüm ve Yaralamalı Trafik Kazalarından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları, Yangın Sigortaları, Dask Sigortası, İşveren Mali Sorumluluk Sigortaları, Araç Değer Kaybı ve Araç Hasar Bedeli Davaları ile Vatandaşlık Hukuku ve Nüfus Davaları, Göç Davaları, SGK’nın karşılamadığı akıllı ilaç bedellerinin ödenmesi ve ücretsiz temin edilmesi ile ilgili davalar üzerine yoğunlaşmış ve bu alanların her birinde yüzlerce danışanın haklarını ilgili kişi ve kurumlar nezdinde çözüme kavuşturmuştur. Minval Hukuk Bürosunun Kurucu ortaklarının çeşitli site ve dergilerde yayınladığı onlarca makalenin yanında basılan “Sigorta Hukuku ve Tahkim Uygulamaları” adlı bir kitabı da bulunmaktadır.