- Minval Hukuk
- Sigorta Hukuku
- 16 Ekim 2023
İçerik Başlıkları
Aralarında birtakım farklılıklar bulunmakla birlikte sigorta şirketinin rücu hakkı bütün sigorta türlerinde geçerlidir. Örneğin hayat sigortası, ferdi kaza sigortası, kaza sigortası, genel sorumluluk sigortaları, yangın ve doğal afetler sigortası, hastalık ve sağlık sigortası vs. Ancak rücu davası en çok kasko sigortaları ile zorunlu trafik sigortalarında karşımıza çıkar.
Bu hakkın kullanılması hem sigortacı hem de sigortalı tarafından iki yönlü de mümkündür. Ayrıca sigorta şirketi söz konusu davayı kazaya sebep olan duruma göre sigorta ettirenin adına üçüncü tarafa karşı açabildiği gibi sigorta ettirene de açabilmektedir. Hatta rücunun kusurlu tarafın mirasçılarına karşı da ileri sürülmesi mümkündür. Neticede açılan bu davalara rücu tazminat davası denilmektedir.
Sigorta Nedir? Sigortacının Rücu Hakkı Nedir?
Haksız fiilin temelini, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verme oluşturmaktadır. Bu sebeple trafik kazaları özü itibarı ile haksız fiil teşkil eder. Sigorta ise zarar gören üçüncü kişilerin zararlarını teminat altına almakla birlikte araç işletenini de kaza riskine karşı ekonomik olarak koruyan bir kurumdur. Sigorta şirketinin amacı, kazaya sebebiyet veren sürücülerin sorumluluğunu ortadan kaldırmak değil bu sorumluluğu müteselsilen paylaşmaktır. Bu nedenle aracın sigortasının olması araç işletenine veya sürücüye dava açmaya engel değildir. Bu da rücu hakkının kullanılması ile sağlanır. Sigortacının rücu hakkı, sigortalısının karıştığı trafik kazası sebebiyle karşı tarafın zararlarını tazmin ettiği oranda kazada kusurlu bulunan kişilerden, ödediği bu tazminat tutarını talep etmesidir. Kısacası üçüncü bir kişinin ifa ettiği borcu, sonradan asıl borçludan karşılamasıdır.
Güvence Hesabı Nedir? Rücu Hakkı Nereden Kaynaklanır?
Sigorta güvence hesabı, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri tarafından kurulmuş; gelir ve giderlerinin denetimi T.C Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na ait özel bir hesaptır. Güvence hesabının amacı, kazanın sakatlık veya ölüme sebebiyet vermesi durumunda zarar görmüş kişilerin ya da ölen kişinin maddi desteğine muhtaç üçüncü kişilerin zararlarının teminat altına alınmasıdır. Güvence Hesabı her türlü rizikoyu değil, zorunlu trafik (ZMSS) sigortası ve bazı faaliyet alanları ile ilgili zorunlu kılınan sigortaların teminat altına aldığı zararları karşılamaktadır.
Güvence hesabının kapsamındaki sigortalar şunlardır:
- Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(ZMSS)
- Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası,
- Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası
- Tüpgaz Zorunlu Srumluluk Sigortası
- Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası
- Yeşil Kart Sigortası Ödemeleri
Bunlar dışında kalan her türlü sigorta çeşidi zorunlu olsa bile güvence hesabının sorumluluğu dışındadır. Rücu hakkı esas olarak halefiyet ilkesinden kaynaklanır. Sigorta şirketinin amacı da kazaya sebebiyet veren sürücülerin sorumluluğunu paylaşmak olduğu için aslında sigorta şirketi belirli bir riski göze alarak sigortalının üçüncü kişiye verebileceği zararlardan dolayı üçüncü kişilere halef olmakta, daha sonradan ise üçüncü kişinin yerine geçerek ödediği tutarı geri almaktadır. Örneğin kazaya karışan aracın sigortasının olmaması tek başına işletenin kusurlu olduğunu göstermekte ve Güvence Hesabının rücu hakkını işletene karşı doğurmaktadır.
Motosiklet Kazaları
Motosiklet kazalarında değer kaybı, aracın, kaza öncesi rayiç değeri ile kaza sonrası ve kaza sebebiyle rayiç değeri arasındaki eksilmedir. Bir diğer ifadeyle, kazaya karışan araç, kaza öncesi rayiç değeri ile piyasaya sürülemeyeceğinden hak sahibinin uğramış olduğu bir bedel söz konusudur. Değer kaybı davası yoluyla da piyasada değerinde oluşan bu fark, karşı kusurlu araç sürücüsünden kusur oranı doğrultusunda tazmin edilebilmektedir. Motosiklet kazalarında değer kaybının değerlendirilmesi, motorlu taşıtların tabi olduğu mevzuat çerçevesinde yapılmaktadır.
Motorlu taşıtların değer kaybı teminat şartları şöyledir:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1.maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi …bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, … motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı”, 91/1. maddesinde ise işletenlerin 2918 sayılı Kanun’un 85/1. maddesindeki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu hususu düzenlenmiştir. Trafik Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine göre sigortanın kapsamı belirlenmiştir. Buna göre sigortacı; poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Sigortacının Rücu Davası Nedir?
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4-a maddesinde de belirtildiği üzere, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigorta şirketi, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru, mücbir sebep dışında kalan bütün durumlarda limit dahilinde zarar görenin zararını karşılamakla yükümlüdür. Yani sigorta şirketi zarar görene karşı sürücünün alkollü olması, ehliyetsiz olması veya istiap haddinin aşılması durumunda dahi tazminat ödemekten kaçınamaz. Buna karşılık bu üç durumda sigorta şirketi zarar görenlerin zararını karşılamakta ise de ödediği miktarı işletene rücu hakkına yani ondan talep etme hakkına sahiptir. Bu da mahkemeye başvurularak rücu tazminat davası açılması ile sağlanır.
Sigorta Şirketinin Rücu ve İcra Takibine İtiraz
Sigorta şirketinin rücu imkânı her halde bulunmamakta ve bunun için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Bu şartlar sağlanmadan açılan davaya veya başlatılan icra takibine itiraz etmek mümkündür. Bunun yanı sıra şartlar sağlanmış olmasına rağmen rücu edilecek meblağ yönünden çıkan uyuşmazlıklara da aynı şekilde itiraz edilebilmektedir. Bu noktada rücu edilecek tutarın sigortalıya ödenen tutarı aşmamasına dikkat edilir.
Araç Sahibinin Kusurlu Sürücüye Rücu Hakkı
Trafik kazalarında, kaza yapan aracın sürücüsü ile sahibinin farklı kişiler olması halinde, araç sahibinin kusursuz sorumluluğu ortaya çıkar. Dolayısıyla araç sahibinin, kaza anında aracı sürmese de hukuki sorumluluğu vardır. Bu durumda araç sahibi, kusurlu araç sürücüsüne rücu hakkını ileri sürerek onun sebep olduğu zararları kendisinden talep edebilir. Burada araç sahibinin, kusurlu sürücüye karşı alacak hakkı doğar.
İkame araç bedeli bu zarar kalemlerinden birine örnektir. Ayrıca burada karşı tarafa yönelik bir müşterek sorumluluk hali de bulunur. Belirtilmesi gereken bir diğer husus ise poliçe limitidir. Sigorta şirketinin araçta meydana gelen zarardan sorumluluğu, teminat altına aldığı limitle sınırlı olduğundan limiti aşan zararlarda zarar gören aşan kısmı, karşı araç sahibinden veya sürücüsünden talep (rücu) edebilecektir.
Rücu Davasının Şartları Nelerdir?
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince sigortacı ödediği tazminat miktarınca hukuken hak sahibi yerine geçer. Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
- Kaza sigortalının veya sorumluluğundaki kişilerin kasıtlı bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
- Kaza aracın ehliyetnameye sahip olmayan veya geçersiz sertifikaya sahip ya da ehliyetine el konulmuş kimseler tarafından veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
- Kaza aracın, uyuşturucu veya alkollü içki almış kişilerce kullanılması sırasında meydana gelmiş ise,
- Kaza yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
- Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi durumunda yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı zararda bir artış olmuş ise,
- Kazanın sigortalı veya sorumluluğundakilerin kusuru sonucu aracın çalınması veya gasp edilmesi halinde olması,
- Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya sorumluluğundakilerin, sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde rücu söz konusu olur.
Bununla birlikte maddenin son bendinde sigortacının rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremeyeceği ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemeyeceği düzenlenmiştir. Rücu hakkı söz konusu olduğunda sigorta şirketlerinin poliçelerinde bulunan rücu hakkı maddeleri son derece önemlidir. Bu sebeple davanın sınırlarının ve şartlarının kesin olmadığını söyleyebiliriz. Fakat sürecin başlayabilmesi için sigorta şirketi öncelikle ödemekle yükümlü olduğu miktarda sigortalıya hasar tazminatı ödemesini yapmalı, halefiyet ilkesi yerine geldikten sonra rücu davası için ayrıca bir dava açmalıdır.
Sigorta Rücu Davalarında Zamanaşımı
2918 s. Karayolları Trafik Kanunu m.109 uyarınca “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar…. Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” denmek suretiyle rücu davalarında zamanaşımı süresi tayin edilmiştir. Buna göre rücu davaları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar