- Minval Hukuk
- Aile ve Medeni Hukuk
- 24 Ocak 2024

İçerik Başlıkları
- Velayetin Değiştirilmesi Davası Şartları
- Velayetin Değiştirilmesi Sebepleri
- Velayet Kendisinde Olmayan Eşin Sorumluluğu
- Velayetin Değiştirilmesi Davası Yargılama Usulü
- Velayetin Değiştirilmesi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- Velayetin Değiştirilmesi Davasında Süre
- Velayetin Değiştirilmesi Davası Sürecinde Nafakanın Durumu
- Sıkça Sorulan Sorular
Velayete ilişkin mahkeme kararları kesin hüküm teşkil etmemekle beraber, velayet hakkı sahibinin değiştirilmesi Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Çocuğun menfaati doğrultusunda hakim, velayetin değiştirilmesine karar verebilir.
Velayet hakkı olmayan ebeveyn, velayet hakkına sahip eş tarafından çocuğa gerektiği gibi bakılmaması, çocukla ilgilenilmemesi ya da çocuğun menfaatinin zedelenmesi gibi sebeplere dayanarak velayet hakkının kendisine verilmesini mahkemeden talep edebilir. Velayet hakkına sahip olmayan eşin açacağı bu davaya, velayetin değiştirilmesi davası denmektedir.
Velayetin Değiştirilmesi Davası Şartları
Velayetin değiştirilmesi şartları Türk Medeni Kanunu’nun 183. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
Madde 183- Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.
İlgili maddeden de anlaşılacağı üzere velayetin değiştirilmesi için;
- Boşanmış anne veya babanın yeniden bir başkasıyla evlenmesi,
- Velayet hakkına sahip olan ebeveynin başka bir yere gitmesi,
- Velayet hakkına sahip eşin ölmesi,
- Velayet hakkına sahip ebeveynin alkol tedavisi görmesi, cezaevine girmesi vb. durumlar
sebebiyle çocuğun üstün menfaatinin zedelenmesi gerekir.
Velayetin Değiştirilmesi Sebepleri
Çocuğun menfaatine aykırı davranılması, çocukla kişisel ilişki kurulamaması, çocuğun velayet hakkı olmayan ebeveynde ya da üçüncü kişinin yanında bırakılması, velayet hakkına sahip eşin yeniden başkasıyla evlenmesi, velayeti kendisinde bulunan tarafın başka bir yere gitmesi ya da ölmesi gibi sebepler velayet hakkının değiştirilmesi sebeplerinden sayılabilir.
Velayet Kendisinde Olmayan Eşin Sorumluluğu
Velayetin değiştirilmesi davası sonucu velayet hakkını kaybeden eşin çocuğa olan bakma, eğitim giderlerine katılma gibi sorumlulukları aynı şekilde devam eder. Taraflar çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda değil ise masraflar devlet tarafından karşılanır.
Velayetin Değiştirilmesi Davası Yargılama Usulü
Velayetin değiştirilmesi davası basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulüne tabi davalar diğer usullere oranla çok daha hızlı bir şekilde sonuçlanmaktadır. Dava dilekçesinin mahkemeye sunulmasıyla birlikte duruşma günü verilir. Herhangi bir eksiklik olmaması halinde bir ya da iki duruşmada karara bağlanabilecek nitelikte davalardır. Velayet davaları, kamu düzenine ilişkin davalar olduğu için hakim tarafından re’sen araştırılır. Bu sebeple tarafların sunduğu deliller dışında hakim kendi araştırmaları sonucu ulaştığı delillere dayanarak hüküm kurabilir.
Velayetin değiştirilmesi davalarında istinaf yolu açık olmakla beraber temyiz yoluna başvurulamaz.
Velayetin Değiştirilmesi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Velayetin değiştirilmesi davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin olmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Davanın görevsiz mahkemede açılması durumunda hakim, görevsizlik nedeniyle davayı reddeder.
Velayetin değiştirilmesi davalarında kesin yetki kuralı olmamakla beraber Yargıtay çeşitli kararlarında davacı eşin yerleşim yerinin yetkili olduğunu kabul etmiştir. Bu sebeple kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Velayetin Değiştirilmesi Davasında Süre
Velayetin değiştirilmesi davasında belirli bir süre öngörülmemiştir. Çocuğun menfaati doğrultusunda her an açılabilir. Bu dava sonucu, velayeti elinde bulunduran tarafın değişmesi için velayet hakkı sahibi ebeveynin ya da çocuğun durumunda esaslı değişiklik olması ve mevcut değişikliğin geçici değil sürekli olması gerekmektedir. Bu sebeple boşanma sonrası çok kısa süre içerisinde açılan davaların, herhangi bir esaslı değişiklik bulunmaması halinde reddedilmesi gerekir.
Velayetin değiştirilmesi davasını, sadece velayet hakkının kendisine verilmesini isteyen kişi değil, çocuğun velayeti kendisinde bulunan tarafta velayetin el değiştirmesi amacıyla açabilmektedir.
Velayetin Değiştirilmesi Davası Sürecinde Nafakanın Durumu
Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ergin olana kadar ebeveynlerin çocuklarına bakma yükümlülüğü devam eder. Tarafların boşanması bu yükümlülüğü sona erdirmez. Boşanma sonrası ödenen nafaka iştirak nafakasıdır. Taraflar talep etmese bile hakim gerekli görürse iştirak nafakasına hükmedebilir. Velayetin değişmesi halinde nafakanın durumu da değişir.
Sıkça Sorulan Sorular
Çocuk velayetin verildiği kişide kalmak istemezse velayet davası tekrar açılabilir mi?
Çocuğun velayetinin verildiği ebeveynle yaşamak istememesi durumunda, velayet değişikliği davası açılması mümkündür. Ancak bu süreçte çocuğun yüksek yararı, mahkemenin öncelikli olarak dikkate aldığı temel unsurdur.
Çocuğun görüşü, yaşı ve olgunluk düzeyi dikkate alınarak belirlenir. Yargıtay’ın emsal içtihatlarına göre, çocuğun idrak yaşı genellikle 8 olarak kabul edilir. Ancak özellikle 12 yaş ve üzeri çocukların görüşleri mahkeme tarafından dikkate alınmaktadır.
Ancak unutmamak gerekir ki, çocuğun tek başına velayet sahibi ebeveynle yaşamak istememesi, velayet hakkının verildiği tarafı tek başına değiştirmek için yeterli bir sebep değildir. Mahkeme, çocuğun yaşadığı ortamı detaylı bir şekilde inceler. Sosyal inceleme raporu aldırır. Çocuğun fiziksel veya psikolojik sağlığına zarar veren herhangi bir durumun olup olmadığını araştırır. Örneğin, ihmal, kötü muamele, şiddet veya aile içi geçimsizlik gibi durumlar söz konusuysa, mahkeme velayet değişikliğine karar verebilir.
Mahkeme, kararını verirken çocuğun menfaatini en üst düzeyde tutar. Çocuğun duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi, eğitimi ve geleceği gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Velayet değişikliği davası, çocuğun yaşam kalitesini artırmayı ve güvende olmasını sağlamayı amaçlar.
Sonuç olarak, çocuğun velayetinin değiştirilmesi davası, çocuğun yüksek yararının korunması ilkesi doğrultusunda titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Çocuğun görüşleri önemli olmakla birlikte, mahkeme kararını verirken çocuğun genel durumunu ve menfaatlerini kapsamlı bir şekilde değerlendirir.
Velayetin değiştirilmesi davaları uzun sürer mi?
Velayetin değiştirilmesine ilişkin davalar, genellikle basit yargılama usulüne göre yürütülür. Günümüzde velayet davalarının hedef süre uygulamasına göre sonuçlanma süresi ortalama 210 gün civarındadır. Ancak bu süre, davanın özelliğine, delillerin toplanmasına ve eksikliklerin kısa sürede toplanmasına ve mahkemenin iş yüküne göre değişiklik gösterebilmektedir.
Velayet davası açmak için öncelikle bir dilekçe hazırlanması gerekmektedir. Dava süreci, dilekçenin mahkemeye sunulmasıyla başlar. Dosyanın durumuna göre mahkeme bir tensip zaptı oluşturur ve dava dilekçesini karşı tarafa tebliğ eder ve cevap sürelerini bildirir. Toplanması gereken deliller ile ilgili kurumlara müzekkere yazar.
Velayet davası süreci, dilekçe aşamasından sonra mahkemenin belirleyeceği duruşma tarihleriyle devam eder. Duruşmalarda taraflar ve varsa tanıklar dinlenir, deliller incelenir. Mahkeme, çocuğun menfaatini en üst düzeyde tutarak kararını verir. Karar, çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimi, eğitimi ve geleceği gibi faktörler dikkate alınarak verilir.
Velayet davası süreci, bazı durumlarda daha uzun sürebilir. Örneğin, tarafların delilleri veya tanıkları çok sayıda ise, mahkemenin ara kararları veya bilirkişi raporları bekleniyorsa, süreç uzayabilir. Ayrıca, mahkemenin iş yoğunluğu da süreyi etkiler.
Velayet davalarında önemli olan, çocuğun menfaatini korumaktır. Mahkeme, kararını verirken çocuğun iyiliğini ve geleceğini her zaman ön planda tutar. Bu nedenle, velayet davaları titizlikle yürütülen ve hassas süreçlerdir.
Özetle, velayet davası süreci şu adımlardan oluşur:
- Dilekçe hazırlanması ve mahkemeden talepte bulunulması
- Dilekçenin karşı tarafa tebliğ edilmesi
- Karşı tarafın bir cevap dilekçesi sunması
- Duruşma açılması
- Toplanan ve sunulan delillerin incelenmesi ve tanıkların dinlenmesi
- Mahkemenin esas hakkında karar vermesi
Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava süreci hakkında usuli hatalardan kaynaklı zararların doğmaması adına sürecin avukat vasıtası ile yürütülmesi önem arz etmektedir.
Velayetin değiştirilmesi davasında temyize gidilebilir mi?
Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işi olarak kabul edildiğinden Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işleri hakkında verilen kararlar kesindir. Bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz.
Velayet değiştirilmesi davası için nereye başvuru yapılır?
Velayetin değiştirilmesine yönelik davalarda görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkili olup bu davalara Aile Mahkemesi sıfatı ile bakılmaktadır. Velayeti elinde bulundurmayan taraf, velayet değişikliği sebepleri ve buna ilişkin delillerle birlikte aile mahkemesine başvurmalıdır.
Yetkili mahkeme, çocuğun ikamet ettiği yer mahkemesi veya davalı olacak tarafın yerleşim yeri mahkemesidir. Davacı aynı zamanda kendi ikametgahının yetki bölgesindeki mahkemeden de velayet değişikliği talebinde bulunabilir.
Velayetin değiştirilmesi davası birden fazla açılabilir mi?
Velayetin değiştirilmesi davası birden çok defa farklı zamanlarda açılabilmektedir. Kesin hüküm kuralı burada dikkate alınmayacak olup her yeni iddia dolayısı ile yeniden velayetin değiştirilmesine ilişkin dava açılabilmektedir. Birden fazla dava açılması durumunda, mahkemeler arasında yetki uyuşmazlıkları ve davaların birleştirilmesi gerekebilir. Ayrıca, bir dava açıldıktan sonra, diğer davaların sonuçlanması, ilk davanın kararına etki edebilir. Bu nedenle, davalar arasındaki ilişkiyi ve sonuçları dikkate alarak, bir mahkeme tarafından karar verilmesi, hukuki istikrar ve tarafların haklarının korunması açısından önemlidir.

Minval Hukuk & Danışmanlık Bürosu Sigorta Hukuku(Trafik ve İş Kazaları), İş Hukuku, Kamulaştırma ve İstimlak, Tazminat Hukuku, Ölüm ve Yaralamalı Trafik Kazalarından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları, Yangın Sigortaları, Dask Sigortası, İşveren Mali Sorumluluk Sigortaları, Araç Değer Kaybı ve Araç Hasar Bedeli Davaları ile Vatandaşlık Hukuku ve Nüfus Davaları, Göç Davaları, SGK’nın karşılamadığı akıllı ilaç bedellerinin ödenmesi ve ücretsiz temin edilmesi ile ilgili davalar üzerine yoğunlaşmış ve bu alanların her birinde yüzlerce danışanın haklarını ilgili kişi ve kurumlar nezdinde çözüme kavuşturmuştur. Minval Hukuk Bürosunun Kurucu ortaklarının çeşitli site ve dergilerde yayınladığı onlarca makalenin yanında basılan “Sigorta Hukuku ve Tahkim Uygulamaları” adlı bir kitabı da bulunmaktadır.