- Minval Hukuk
- Sigorta Hukuku
- 13 Kasım 2023
İçerik Başlıkları
Aracı sevk ve idare eden sürücü alkol veya uyuşturucu uyarıcı madde etkisi altında iken trafik kazasına sebebiyet verdiyse, kaza sonucunda zarar görenlere ödemede bulunan sigorta şirketi ödediği tazminatı sigorta ettirenden talep edebilir. Bu durumda sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için kusur oranlarının tespit edilip kazanın oluşumunda alkollü sürücünün kusurunun bulunması gerekmektedir.
KTK 95/2 “…Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir…” (sigorta şirketinin rücu hakkı)
Sigorta şirketleri kazanın ardından olayı inceler, kusur oranlarını tespit eder ve bu inceleme ve tespitler sonucunda tazminat ödemesini gerçekleştirir. Alkollü sürücü kazada kusurlu değil ise, tazminatı kusurlu sürücünün sigortası ödeyecektir. Kazanın oluşumunda alkollü sürücü kusurlu ise, tazminat ödeyen sigorta şirketi kusurlu ve alkollü sürücüye rücu edebilecektir.
Alkollü trafik kazası sonucu sigorta şirketinin zararı sigorta ettirene rücu edebilmesi için kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşmiş olması gerekir. Hava, yol, olayın oluş şekli gibi bütün faktörler bir bütün olarak değerlendirilmeli kaza ve alkol etkisi arasında nedensellik bağı kesin bir şekilde tespit edilmelidir.
Araç İşletenin Sigorta Yaptırması Zorunluluğu
Araç işleteninin trafik sigortası yaptırma zorunluluğu KTK 91/1: “…İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur…” (zorunlu mali sorumluluk sigortası) maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre araç işletenleri zorunlu trafik sigortası yaptırmak zorundadır. Aksi takdirde araç trafikten men edilecektir.
Alkollü Trafik Kazasında Rücu Bakımından Promil Sınırları
KTK 48’e göre “…Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır…” Karayolları Trafik Yönetmeliği 97/1’e göre “…Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücüleri ve kanlarındaki alkol miktarı 0.20 promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmeleri yasaktır…”
Hususi araçlar bakımından yasal alkol sınırı 0,50 promilken, ticari araçlar açısından yasal sınır 0,20 promildir. Yasal sınırın rücu hakkı bakımından bir ehemmiyeti yoktur. Sürücü alkollü bir şekilde kazaya sebebiyet verdiyse rücu hakkı doğacaktır.
Sürücünün Alkollü Olması Durumunda Rücu Hakkı
Alkollü araç sürücüsü kazaya sebebiyet verdiyse sigorta şirketleri zarar gören üçüncü kişilere poliçe limiti kadar sorumludur sigorta şirketi üçüncü kişilere sürücünün alkollü olduğu gerekçesiyle sorumlu olmadığını öne süremez. Üçüncü kişilerin zararlarını karşılayan sigorta şirketi zararı işletenden rücu hakkına sahiptir. Sigorta şirketi rücu edilecek kimseyi öğrenmesinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde rücu hakkına sahiptir.
Alkollü Trafik Kazasında Rücu Edilebilecek Kişiler
Sürücünün alkollü olduğu trafik kazalarında zarar görenlerin zararını karşılayan sigorta şirketi, yalnızca sigorta ettirene rücu imkânına sahiptir. Sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan araç sürücüsüne karşı rücu davası yöneltilemez. Aksi taktirde dava husumet yokluğu sebebiyle reddedilecektir.
Zararın Teminat Dışı Olduğunu İspat Yükü Kime Aittir?
Alkollü trafik kazasında sigorta şirketinin açtığı rücu davasında ispat yükü sigorta şirketine aittir. İspat yükü kendisinde olan sigorta şirketi zararın teminat dışında olduğunu somut delillerle ispat etmelidir. İspat edilemezse rücu davası reddedilir.
Alkollü Trafik Kazasında Rücu Davasında Deliller
Alkollü trafik kazası sonucu rücu davasında mahkeme nöroloji uzmanı, makine mühendisi ve sigorta uzmanından oluşan üçlü bir heyetten bilirkişi raporu alır. Alınacak ayrıntılı ve gerekçeli raporla kazanın alkolün etkisi altındaki sürücünün kusuruyla gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti yapılır. Alkollü trafik kazası sonucu rücu davasında kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinde bilirkişi raporu önemlidir.
Bilirkişi raporu dışında “trafik kazası tespit tutanağı”, “kaza sonrası alkol oranını gösteren hastane raporları”, “kaza tespit tutanağını düzenleyen polislerin beyanları”, “kazadan sonra yapılan alkol ölçümleri” de rücu davasındaki önemli delillerdir.
Alkollü Trafik Kazasında Rücu Yargıtay Kararları
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/1577 E. 2019/9897 K. 24.10.2017 T.
ÖZET: Dava, ZMSS poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Kazanın meydana gelmesinde diğer araç sürücüsünün kusurunun sadece alkol nedeni ile verilmiş olması ve nörolog, avukat ve trafik polisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmiş olduğunun tespit edilmiş olması karşısında somut olayda rücu sebebi gerçekleşmiştir.
Sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarı, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir. Mahkemece, dava dışı zarar gören yaralı sürücünün gerçek zararı araştırılarak davacı şirketin rücu edebileceği miktar belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 22.10.2019 salı günü davacı vekili geldi. Davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, 10.08.2013 tarihinde davacı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı ve davalının maliki/sigortalısı olduğu aracın dava dışı sürücüsü …’un alkollü olması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında malul kalan karşı araç sürücüsü dava dışı … için davacı tarafından ZMSS poliçesi kapsamında 101.946,00 TL tutarında maluliyet tazminatının ödendiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartlarının B.4/d maddesi ve KTK hükümleri uyarınca zarar görene ödediği tazminatı davalı sigortalısına rücu etme hakkı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 101.946,00 TL tazminatın 17.04.2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı, aracın işletenin kendisi olmadığını, istenen miktarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, kazanın meydana gelmesinde diğer araç sürücüsünün de kusurlu olması nedeniyle, sigortalı araç sürücüsü …’un aldığı alkolün kazaya münhasıran etkili olduğu kabul edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ZMSS poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigortacının rücu hakkı, 2918 Sayılı KTK’nın 95/2 maddesiyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak, istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işleteninin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir.
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir .
Somut olayda, mahkemece, her ne kadar kazanın meydana gelmesinde diğer araç sürücüsünün de kusurlu olması nedeniyle, sigortalı araç sürücüsü …’un aldığı alkolün kazaya münhasıran etkili olduğu kabul edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş ise de diğer araç sürücüsüne verilen %25 kusur tamamen alkollü olmasından dolayı verilmiştir. 05.10.2015 havale tarihli nörolog, avukat ve trafik polisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda; davalıya ait sigortalı araç sürücüsünün (…) 2918 Sayılı KTK 46. maddesi ve 56. maddesindeki şerit izleme kuralını ve aynı yasanın 48/5 maddesi ve Trafik Yönetmeliği 97. maddesindeki alkollü araç kullanmanın yasaklandığı kuralı ihlal ettiği gerekçesi ile %75, kazaya karışan dava dışı karşı araç sürücüsünün(… ) de 2918 Sayılı KTK 48/5 maddesi ve Trafik Yönetmeliği 97. maddesindeki alkollü araç kullanmanın yasaklandığı kuralı ihlal ettiği gerekçesi ile % 25 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davalıya ait araç sürücüsü ve dava dışı karşı araç sürücüsü olay sırasında alkollüdür. Ancak bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde her iki sürücünün kural ihlalinin etkili olduğu belirlenerek davalıya ait sigortalı araç sürücüsüne alkollü olmasından ve şerit izleme kuralına aykırılıktan dolayı, dava dışı karşı araç sürücüsüne ise alkollü araç kullanmaktan dolayı kusur verilmiş olmakla dava dışı karşı araç sürücüsüne bir sürüş kusuru verilmemiştir.
Nitekim, davalıya ait sigortalı araç sürücüsünün …’un sanık olarak yargılandığı Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında 338 Promil alkollü olan sanığın idaresindeki araç ile gece vakti meskun mahalde, iki yönlü 7 metre genişliğindeki yolda seyir halinde iken şerit ihlali yaparak 78 promil alkollü olan katılan …’in motosikletiyle katılanın şeridinde çarpışması sonucu 1 kişinin nitelikli, 1 kişinin ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda tam kusurlu sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/23420-2015/16073 E-K bozma ilamı ile maddi vakıa olarak sabit hale gelmiştir. Bozma sonrasında davalıya ait sigortalı araç sürücüsü sanık … hakkında Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 20/04/2017 gün ve 2016/806 – 2017/574 E-K Sayılı dosya ile verilen mahkûmiyet hükmü ise Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/10711- 2018/9797 E-K ilamı 16/10/2018 tarihinde onanmıştır.
O halde, kazanın meydana gelmesinde diğer araç sürücüsü … ‘ün kusurunun sadece alkol nedeni ile verilmiş olması ve 05.10.2015 havale tarihli nörolog, avukat ve trafik polisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmiş olduğunun tespit edilmiş olması karşısında somut olayda rücu sebebi gerçekleşmiştir. Sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarı, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir. Mahkemece, dava dışı zarar gören yaralı sürücü … ‘ün gerçek zararı araştırılarak davacı … şirketinin rücu edebileceği miktar belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA ve 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.